ÇİĞDEM TOKER: NOBEL ‘SİPARİŞ’İ (19. 10. 2015)

187

Nobel siyasiymiş. Nobel ödüllerinin nasıl verildiğini çoğumuz biliyormuşuz.
Sipariş üzerine veriliyormuş. Yani
“hak
edip etmiyor”, böyle bir şey söz konusu değilmiş. Siparişmiş, sipariş. . .
ülkece kan banyosunda yıkandığımız şu günlerde, Nobel ödülleri kime gitti hatırlama zamanı:
– Nobel Edebiyat ödülü, savaş tanıklıklarını aktardığı eserleri
“zamanın acılarına
ve yürekliliğine adanmış bir anıt”
olduğu gerekçesiyle, gazeteci
Svetlana
Aleksiyeviç‘e verildi. Aleksiyeviç, vatandaşı olduğu Belarus Hükümeti’ni eleştiren kimliğiyle tanınıyor.
– Nobel Kimya ödülü kanser araştırmasında çığır açan çalışması nedeniyle Türk bilim adamı Prof.
Aziz Sancar‘a verildi.
– Ve nihayet Nobel Barış ödülü, ülkelerinin
“çoğulcu demokrasinin kurulmasınakatkıları”
nedeniyle Tunus Ulusal Diyalog Dörtlüsü’ne verildi.

***

Nobel Barış ödülü açıklandığında takvimler, 10 Ekim Ankara Katliamı’nın bir gün öncesini gösteriyordu.
Nobel Komitesi, ödülü neden Tunus Diyalog Dörtlüsü’nün hak ettiğini şöyle anlatıyor:
“Dörtlü; ülkenin sivil savaşın eşiğinde
olduğu bir dönemde alternatif, barışçıl siyasisüreci başlattı. Böylece cinsiyet, siyasi
görüş ya da dini inanış ayrımı yapmadan
tüm halkın temel haklarının garanti altına
alan bir anayasal hükümet sisteminin kurulmasına
olanak tanıdı. “
Barış ödülü’nü kazanan Diyalog Dörtüsü, ülkenin sendikacıları, insan hakları savunucuları, avukatları ve zanaatkârlarından oluşuyor.
ödül Komitesi, Tunus toplumunun; çalışma hayatı ve refah, hukukun üstünlüğü ilkesi ve insan hakları olmak üzere farklı kesimlerini temsil ettiğini vurguladıktan sonra şöyle diyor:
“Tunus’ta büyük bir ahlaki otoriteyle barışçıl
demokratik gelişmenin sağlanmasındahem arabulucu hem de itici güç olarak
rol oynadı. “
Komite, 2010 yılında Tunus’ta başlayan Arap Baharı’nı anımsatıp devam ediyor:
“Bu ülkelerden birçoğunda demokrasi
ve insan hakları mücadelesi sekteye uğradı
ya da başarısız oldu. Buna karşın Tunus,
temel insan haklarına saygı talep
eden coşkulu bir sivil toplum sayesinde
demokrasiye geçişi başardı. “
***

özetle Nobel Komitesi, savaşın canlı tanıklığı diyor, kanser tedavisinde umut veren araştırma diyor, iç savaş diyor. Cumhurbaşkanı
Erdoğan
“sipariş”
diyor.
Nobel, çok önemli siyasi, ekonomik ve güvenlik sorunlarla karşı karşıya olan Tunus’un bu ödülü almasının ülkede demokrasinin korunmasının güvencesi olduğunu düşünüyor ve Ortadoğu, Kuzey Afrika ve dünyanın geri kalanında barış ve demokrasiyi teşvik edenler için bir ilham olmasını umduğunu belirtiyor.
Erdoğan,
“hak edip etmiyor, böyle bir
şey yok”
diyor.
Nobel,
“Her şeyden önce ödül, büyük
zorluklara rağmen ulusal bir kardeşlik içinzemin hazırlayan Tunus halkını cesaretlendirmeyi
amaçlamaktadır. Diğer ülkelerinTunus’u örnek alması umulmaktadır”
diyor, Erdoğan Nobel ödülünün
“siyasi”olduğunu söylüyor.
Nobel Komitesi’nin, Barış ödülü açıklamasının içinde tek kelime olsun,
“İhvan”sözcüğü geçmiyor.
Ama; o metnin her satırı, İhvan iktidarlarının hezimetiyle önce Ortadoğu
“liderliği”, ardından
“Anayasal başkanlık”
hayali suya düşen bir rejimin, çıkış yolunu ölümle ve kanla terbiyede aradığı Türkiye’ye ağır bir ders niteliği taşıyor.
Barışı ve demokrasiyi cesaretlendiren bu
“sipariş”i desteklemek, barış yolunda kaybettiklerimize borcumuz olsun.
19. 10. 2015 – CUMHURİYET