Göbelçi propagandist Sabah’ın pazar günkü manşeti “Yarın korkusu”yla ilgili. “78 milyonun ‘yarın korkusu’ bitecek” diyor!
“Gelecek güvencesi”dir aslı. “Korku tüneli”ndeyiz ya, o nedenle olumsuzunu kullanıp “Yarın korkusu” diyerek önce korkutup sonra sevindiriyor: “Bitecek. . . “(!) Nereye bitiyor?
Ve madem “AKP’nin 4 Ekim’de açıklanacak seçim bildirgesinde her kesime müjde var”, madem bir “bildirge” bütün “korkular”a merhem olacak, şimdiye kadar neden beklediler de, “Yarın korkusunu bitirmek” seçime bir ay kala yeni akıllarına geldi?
İnanacak kimse bulunabilir mi? “Umut Memet’in ekmeği, ye Memet ye” hesabı, belki! Ama herkes hesabını biliyor da, tutuyor da; 13 yıldır ne işçi, ne köylü, ne memur, ne de sair dar gelirli abad olup “Yarın korkusu”ndan kurtuldu bu ülkede! üstelik yalnızca büyük paralarla oynamaya, dolarla borç almış veya inşaata yatırım yapmış olmaya gerek olmadan, çarşı-pazardan haberi olan, ücret veya maaş alıp ya da küçük esnaflık ve çiftçilikle geçinmeye çalışan herkes biliyor ki, durgunluk başladı. Piyasalar tökezlemede ve gelecek hiç parlak görünmüyor. İhracat neredeyse bir senedir azalıyor. Dövizin yönü içeri değil, dışarı doğru. Elde stoklar artıyor, Dumankaya örneğin “Fifti fifti” diyerek indirimli satışlara çoktan başlamış durumda, ürünler el yakıyor, pahalı ve kimse alamıyor, işsizlik de sökün ediyor. Faizler şimdilik yükselmiyor, ama kulaklar Amerikan Fed’inde, yükseltildi, yükseltilecek.
Uzatmayıp soralım: Hangi ekonomik belirti ve eğilim yukarıya doğru ve “Yarın korkusu”nu gidermeye elverir görünüyor? Geçelim.
Hem daha 7 Haziran seçiminde, CHP ve diğer muhalefet partilerinin emekli maaşlarına ikramiye ve asgari ücretin yükseltilmesi “vaatleri”ni, “Kaynak yok”, “Ekonomi kaldıramaz, çöker” diyerek reddeden aynı AKP değil miydi? Ne oldu, kafalara saksı mı düştü?
Zaten manşet büyük, ama ölçeği düşük vaatlerse küçük: “Emekliye 100 TL zam”, “çalışan emekliden prim kesilmeyecek”, “İyi” mi? ücret ve maaşlara zam yok ama. Nasıl olsun; memur toplugörüşmesi daha yeni sonuçlandı ve elde-avuçta bir şey kalmadı, metaldeki kavga ise -İnsan sayılmamanın yanında- kabul görmeyen 2 TL’lik zam içindi!
Ve kandırma girişiminin sonu yok: “65 $’dan az geliri olan kalmayacak” -Diyelim oldu, 200 lira bile etmez, kim nasıl geçinecek?- “Taşeron işçinin derdi bitecek” -Soma’dan beri bitiyordu, yeni düzenlemelerle taşeronun durumu daha da zorlaştı!- “Dolaylı vergiler aşağı çekilecek” -Bunu hangi burjuva hükümet yaptı da yenisi yapsın, bütçenin yükünü bu kalem çekiyor!- Ve yoğun sömürüye dair vaatler: “Geliri olmayana açık işlerde öncelik”, “Toplum yararına işlere öncelik. ” (!)
Bu sonuncudan da belli ki Keynesyen iktisadı AKP de gündemine almış görünüyor, ama geç kaldığı kesin! CHP ya da bir başkasına yar olacaktır; çünkü artık AKP’nin tutunması olanaklı görünmüyor.
Sabah’ın tersinden “Yarın korkusu” dediği, “Gelecek güvencesi”, evet insani koşullarla çalışma ve geçinme için bir iş ve ücretle barınmanın yanında “Namerde muhtaç olmadan” emeklilikte de yaşamını sürdürebilme olanağı demektir. Ama öncelikle “yarın” öldürülme ihtimali olmadan korkusuzca yaşayabilme demektir ki, öncelikli insan hakkıdır da: Yaşam hakkı!
Davut Bey, ABD’de övünüyor: “Terör tehdidinin beli kırılmıştır. ” (!)
Tayyip Bey Rusya dönüşü övünüyor: “2000 terörist etkisiz hale getirildi. ” (!)
9 gün muhasara altında tutulan Cizre’de 21 sivil öldürülmüştü. En son Beytüşşebap’ta birkaç gün içinde öldürülen kadınlı erkekli sivillerin sayısı bile belli değil. Havan atılan evde üç kişinin, bir ambulans şoförü ve yaralıların öldüğü biliniyor.
“Yarın korkusu” bitecek mi? “Esed’le olabilir”e gelmenin yanında “korkular”a ilgisi de kanıtlamaktadır ki, bitmekte olan AKP’dir!
28. 09. 2015 – EVRENSEL
