ENFLASYON FARKI GASPINA, VERGİ DİLİMİ SOYGUNUNA KARŞI MÜCADELE KARARLILIĞIMIZI KAMUOYUYLA PAYLAŞTIK

218

Enflasyon farkı kayıplarımız, adaletsiz vergi sistemi nedeni ile vergiye giden maaş artışları dışında özellikle işkolumuzda 666 sayılı KHK ile gasp edilen gelirlerimiz büro emekçilerinin geçim koşullarını her geçen ağırlaştırmaya devam etmektedir.
Hayat pahalılığına, hak gasplarına, gelir kayıplarına ve vergi soygununa karşı 15 Temmuzda ülke genelinde yapacağımız basın açıklamasının duyurusu ve taleplerimiz, bugün sendikamız genel merkezinde yapılan basın toplantısı ile kamuoyuyla paylaşılmıştır.


Genel Başkanımız Fikret Aslan’ın okuduğu açıklama aşağıdadır:
SERMAYEYE, SAVAŞA, SARAYA DEĞİL EMEKçİYE BüTçE İSTİYORUZ!
Yoksulluğun ülkemizin en temel sorunu haline geldiği bir süreçte, her geçen yıl emekçilerin ve yoksul halkımızın geçim koşulları ağırlaşmaktadır. Bir tarafta 4 kişilik bir aile için hesaplanan açlık sınırı rakamının altında asgari ücretle çalışmak zorunda kalan milyonlar, diğer tarafta ise çalışanların önemli bir kısmının yoksulluk sınırı rakamı altında çalışmak zorunda bırakıldığı gerçeği ortadadır.
Bu ülkeyi 13 yıldır yöneten AKP iktidarının ülkemizde çözüm bekleyen yığınlarca sorun varken Suriye’de yaşanan gelişmeler üzerinden savaş rüzgârları estirmesi, bunun üzerinden erken seçim ve kişisel ikbal hesapları yapması 7 Haziran seçimlerinden gerekli mesajı almadığını da göstermektedir.
BüRO EMEKçİLERİ OLARAK ARTIK YETER DİYORUZ!
AKP’nin 13 yıllık iktidarında 666 sayılı KHK ile gasp edilen haklarımız, sahte toplu sözleşme ve satış sözleşmesi ile ortaya çıkan gelir kayıplarımız ortadadır. Kamuda liyakat ve kariyer ilkelerinin yerlerde süründüğü bir süreçte haksız terfi ve atamalarla ortaya çıkan kadrolaşma, aynı masalarda aynı işi yapan emekçiler arasındaki ücret adaletsizliği, sürekli artan mobbing uygulamaları büro emekçilerini canından bezdirmiştir.
AKP döneminde 2010 referandumunda çıkan Toplu sözleşme düzenlemesinin geç yasallaşması gerekçe gösterilerek, 2012 yılının ilk 5 ayı maaş artışı yapılmamıştır. 2013 yılında yandaş sendika Memur Sen’le imzalanan satış sözleşmesinin sonuçları ortadadır. 2014 yılında ilk defa kamu emekçileri enflasyon farkı alamamış, yine ilk kez temmuz ayında kamu emekçilerinin maaşlarına artış yapılmamıştır.
Büro emekçilerinin ise fazla mesaiden, ikramiyeye, vekâlet ücretine kadar tüm hakları gasp edilmiştir.
7 Haziran genel seçimleri öncesinde TBMM’de yer alan siyasi partilerden AKP dışındakilerin seçim beyannameleri ve seçim vaatleri ortadadır. Bugün çalışmalarına başlayan TBMM’nin öncelikle asgari ücret, emekliye ikramiye ve kamu emekçilerinin gelir kayıplarına ilişkin girişimleri başlatması gerekmektedir.
TÜİK: YALAN MAKİNASI “ENFLASYON HESAPLAMALARI GERçEĞİ YANSITMAMAKTADIR”
TÜİK tarafından yapılan birçok istatistiğin kamuoyu nezdinde da meşruluğu bulunmamaktadır. Daha çok AKP iktidarının uygulamalarını başarılı göstermeyi temel amaç haline getiren TÜİK öncelikle bağımsız bir yapıya kavuşturulmalı emekçilerin gelir düzeyini belirlemede en önemli gösterge olan enflasyon oranı hesaplamaları sendikaların katılımına ve denetimine açılmalıdır.
“Emekçileri enflasyona ezdirmedik” söylemi AKP iktidarı açısından da sık sık tekrarlanan klasik bir siyasetçi yalanı olmaya devam etmiştir. 2014 verileri ortadadır, %8. 2 olarak gerçekleşen yıllık enflasyon karşısında kamu emekçilerine ortalama %5 civarında zam yapılmış, kamu emekçilerinin maaşları temmuz ayında ilk kez arttırılmamıştır. Emekçilerin harcamaları içerisinde en önemli paya sahip olan gıdada 2014 yılı enflasyonu %15’lere dayanmıştır.
2015 yılının ilk 5 ayı %5. 30 (TÜFE) olarak açıklanan enflasyon oranı ne hikmetse haziran ayı için -% 0. 51 olarak açıklanmıştır. Ramazan ayı içerisinde özellikle gıda fiyatlarında yaşanan artışlar sıradan bir yurttaşımız tarafından bile bilinmesine rağmen, haziran ayı içerisinde yaşanan eksi enflasyon gıda fiyatlarındaki azalma ile açıklanmaya çalışılmıştır. Haziran ve aralık aylarında AKP hükümeti tarafından enflasyona ayar çekilmekte emekçiler mağdur edilmektedir. Bu yaklaşım ve uygulamalara rağmen 2015 yılının ilk altı ayı için %1. 76 enflasyon farkı oluşması engellenememiştir.
EMEKçİLERE YAPILAN ZAMLAR VERGİ GELİRLERİNİ ARTIRMAKTAN öTEYE GİDEMEMEKTEDİR.
Emekçiler üzerindeki vergi adaletsizliği, 2004 yılında özel indirim tutarının kalkması, sonrasında ücretliler lehine ayrım ilkesinden vazgeçilerek vergi tarifesinin teke indirilmesi ve çalışanların üçüncü dilimdeki gelir vergisi tarifesine uygulanan vergi oranının yüzde 20’den yüzde 27’ye yükseltilmesi gibi nedenlerle artmıştır.
2006 yılı öncesinde ücretlilerin ilk vergi oranı yüzde 15, ücret dışı gelirlerin yüzde 20’den başlarken ayrım ilkesi kaldırılarak ücret ve ücret dışı gelirler yüzde 15 oranında eşitlenmiştir. Ücretli çalışanla işveren aynı orandaki tarifede vergilendirilerek vergi adaletsizliği yaratılmıştır.
2006 yılında 7000 TL olan gelir vergisi ilk dilimi (%15) 2015 yılında 12. 000 TL’dir. İlk dilimdeki artış yıllar itibariyle düşük tutularak emekçilerin bir üst dilim olan % 20’lik orandan vergilendirilmesinin önü açılmıştır. . Açlık sınırı rakamının altında kalan asgari ücret bile 2014 yılı aralık ayında % 20’lik dilime girmiştir. Kamu emekçilerine temmuz ayı itibariyle verilecek %4. 76’lık zam da %5’lik vergi artışı ile geri alınacaktır.
TüRK-İŞ tarafından açıklanan Haziran 2015 açlık ve yoksulluk sınırı rakamları geçim koşullarının zorlaştığını, yoksullaşmanın devam ettiğini göstermektedir. 2015 Haziran ayı için açlık sınırı 1. 338 TL, yoksulluk sınırının ise 4. 357 TL’dir. TÜİK tarafından yapılmakta olan açlık ve yoksulluk sınırı çalışmasının 2009 yılından bu yana yapılmaması da manidardır.
ENFLASYON FARKI GASPINA, VERGİ DİLİMİ SOYGUNUNA KARŞI MüCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ!
Enflasyon farkı kayıplarımız, adaletsiz vergi sistemi nedeni ile vergiye giden maaş artışları dışında özellikle işkolumuzda 666 sayılı KHK ile gasp edilen gelirlerimiz büro emekçilerinin geçim koşullarını her geçen ağırlaştırmaya devam etmektedir. AKP döneminde kamu emekçilerinin iş güvenceleri tartışmaya açılarak işi ile aşı arasında tercih yapmaya zorlanmıştır. Gelinen noktada emekçiler elektrik, su ve doğalgaz faturalarını bile ödemekte zorlanır hale gelmiştir. Hayat pahalılığına, hak gasplarına, gelir kayıplarına ve vergi soygununa karşı 15 Temmuzda ülke genelinde yapacağımız basın açıklamaları ile taleplerimizi bir kez daha ortaya koyarken ödeyemediğimiz faturaları Başbakanlığa göndereceğiz.
Yasa gereği tüm kamu emekçilerinin maaşlarının toplu sözleşme ile belirlenmesi gerekirken AKP tarafından HSYK seçimleri öncesinde hakim ve savcıların, sonrasında kimi akademik personelin ve son olarak da Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin (subay, astsubay, uzman çavuş) maaşlarında iyileştirmeler yapılabilmiştir.
Buradan hareketle;- 2013 yılında AKP ile yandaş Memur-Sen arasında imzalanan satış sözleşmesinden kaynaklı gelir kayıplarımız 15 Temmuz itibari ile karşılanmalıdır. – 2014 yılı enflasyon farkları ödenmelidir. – 666 sayılı KHK ile gasp edilen haklarımız iade edilmeli, kayıplarımız karşılanmalıdır. – Vergide adalet sağlanmalı, vergi dilimi ile soyguna son verilmelidir.
TALEPLERİMİZ İçİN 15 TEMMUZ’DA ALANLARDA OLACAĞIZ!

MERKEZ YÖNETİM KURULU