MEHVEŞ EVİN: BAŞKALARININ ÇOCUKLARINI SAVAŞA YOLLAMAK KOLAY (29. 06. 2015)

222

çok mu sert geldi? Ama gerçek bu! Geçmişten bugüne savaş çığırtkanlığı yapanlara bakın:

Hangi siyasetçi, hangi fikir insanı, hangi köşeci bizzat cepheye gitmiş? Hangisinin oğlu, damadı, yeğeni veya herhangi bir yakını, savaş ortamında bulunmuş? Hangisi, çocuğunu ‘riskli bölgeye’ yollamış?

Birkaç istisna haricinde, tek bir örneğe rastlayamazsınız bu ülkede!
Tansu çiller’in başbakan olduğu,

Sualtı ve Kurtarma Komutanlığında asteğmen olması ve haftasonlarını Yeniköy’deki yalıda geçirmesi basında çok kez yer almıştı.

Benzer şekilde, eski


yapsa dahi nerede/nasıl yaptığını bile sorgulayamayan bir basın var.

Bedelli ve Torpilli oğullar
Ezber bozan tek örnek, bildiğim kadarıyla dışişleri bakanıyken Prof. Dr. Mümtaz Soysal’ın oğlunun

olarak görev yapmasıydı.

öte yandan halen “
‘ya düzenlenen PKK baskınında şehit olan sekiz askerden biri, dönemin

‘ın akrabasıydı.

ve propaganda yapanlar, şehitlerin arasında Kürt çocuklarının da olduğunu nedense görmezden geliyor. Konu “vatanın bölünmez bütünlüğü”ne gelince mangalda kül bırakmayanlara bakın:
çoğu, bedelli peşinde koşmadı mı? (Bedelli kötüdür anlamında değil, çelişkiyi vurgulamak için söylüyorum. )
çoğu, askerliği “en güvenli yerde” yapmak için tüm olanaklarını zorlamadı mı?
çoğu, çocuğunu “yurtdışında okumaya ve çalışmaya” yollamadı mı?
Bu savaş herkesi yakar
Savaş tamtamlarının çalındığı bir döneme girdik – yine!

Bugünlerde “
‘nun kanlı savaşına yollamanın, çözüm sürecini yokuşa sürüp ülkede iç savaşı körüklemenin ne kadar tehlikeli olacağını bildikleri halde bu yola girenlere seslenelim:
Savaş üzerinden erken seçim kurgulamak, bu senaryodan kazanmayı medet ummak, sadece bir partinin değil, bir ülkenin de sonu anlamına gelebilir.


: “İyi Tanrının çocukları” (Doğan Yayınları). Neslihan Acu’nun altıncı romanı, yazarın tabiriyle “kaybetmek ve kaybolmak üzerine”.
Acu, daha ilk sayfasından okuru yakalıyor ve Poyraz’ın günlüğündeki satırlarda depresyonun nasıl bir ruh hali olduğunu müthiş bir doğallıkla anlatıyor.

Bir kazada sakatlanan Poyraz’la, önceki ilişkisinden “ruhu yaralı”