KADRİ GÜRSEL: ALELADE VE SAKINCALI: ÜÇÜNCÜ MC (21. 06. 2015)

200

Siyaset sınıfı, 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri’nin meydana çıkardığı mecliste koalisyon kurmak için konuşmak ve akıl kullanmak yerine sadece temel içgüdülerinin yönünde hareket edecek olsaydı, bunun tek sonucu AKP ve MHP’nin bir araya gelmesi olabilirdi.
AKP’yle olsun ya da olmasın diğer bütün koalisyon seçenekleri erdem ve bilgelik kadar siyasi zeka da gerektirir. . .
Bu bakımlardan zahmet icap ettirmeyeni AKP-MHP koalisyonudur.

Bir kere ikisinin de seçmeni sosyo-kültürel bakımdan birbirinden büyük ölçüde farksız. AKP ve MHP, milliyetçi/muhafazakar seçmen tabanını aralarında paylaşıyorlar. Kamuoyu araştırmaları AKP seçmeninin MHP’yle, MHP seçmeninin de AKP’yle koalisyonu diğer seçeneklere göre çok daha fazla istediğini gösteren sonuçlar veriyor.
“İslamcı AKP” ile “milliyetçi MHP” arasındaki makas aralığı ise son yıllarda azalmaya yüz tuttu. Kim kime daha fazla yaklaştı derseniz, Türk milliyetçilerinin İslamcılığa özgü söylem ve davranış tarzlarından ziyadesiyle etkilendiklerini tespit etmek gerekir.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin HDP’nin şu veya bu biçimde destekleyeceği herhangi bir koalisyon formülünü konuşmayı dahi reddettiği andan itibaren, konuşmadan da kurulabilecek yegane koalisyon olan AKP-MHP seçeneği güçlü bir ihtimal olarak öne çıktı.
Ve birkaç gündür ibre kuvvetli bir biçimde AKP-MHP koalisyonunu işaret ediyor.
Türkiye yerleşik ve işleyen bir demokrasi olsaydı benzer türlerin doğal olarak bir araya gelmesinde herhangi bir sakınca görülemezdi.
Nitekim bunun