ADANA VE MERSİN’DEKİ BOMBALI SALDIRILAR KONTR-GERİLLA İŞİDİR!

252


259px; 270px; 7 Haziran genel seçimlerine sayılı günler kala art arda gelişen saldırılar, provakasyonlar ve hükümetin geliştirdiği gergin ortam halkın özgür iradesinin sandıklara ne kadar yansıyacağı noktasında soru işaretlerine ve kaygılara neden olmaktadır.
Gerek Cumhurbaşkanı, gerekse de Başbakan’ın seçim stratejisinin gerilim, kutuplaşma stratejisini de aştığı, daha da tehlikeli bir gidişatın önünün açılmaya çalışıldığı gün geçtikçe netleşiyor.
Ağrı provakasyonu ellerinde patlayınca aynı amacın farklı provakasyonlarla devam ettirilmesi kararı alındığı anlaşılmaktadır.
Başta “Baraj altında kalsa süper olur” söylemi olmak üzere Hükümet yetkililerinin hedef gösteren açıklamaları saldırılara adeta davetiye çıkartmaktadır. Karanlık(!) güçler AKP için “süper” olacak sonuçlar için her türlü çalışmayı yapmaktadırlar.


Adana ve Mersin’de bugün HDP’ye yönelik saldırılar 1990’lı yıllarda devreye sokulan kontr-gerilla saldırılarının kopyası gibidir. OHAL’ı kaldırıp fail-i meçhul saldırıları sonlandırdığını iddia eden AKP bir yandan fiili OHAL uygularken bir yandan da bu tür saldırılara zemin hazırlamıştır.
Son günlerde yaşananlar açıkça belli bir odaktan planlı ve ayarlı bir stratejinin uygulandığını gösteriyor. Tek partiye ve tek adama dayalı başkanlık sisteminin getirilmesi, faşizmin kurumsallaştırılması özleminin sonuçları olduğuna inandığımız provokasyonlar açığa çıkarılmadığı sürece tüm sonuçlarıyla birlikte bundan AKP iktidarı sorumlu olacaktır!
Adana ve Mersin’de HDP’ye yapılan, ancak özünde barışa, kardeşliğe ve birarada yaşama iradesine yönelik olan saldırıları kınıyor, lanetliyoruz. HDP’ye geçmiş olsun diyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Siyasi iktidar gayri ciddi açıklamalarla sorumluluktan kaçamaz. Seçim güvenliğini ve geleceğimizi tehdit eden bu tür saldırılar derhal durdurulmalıdır. Siyasi iktidar seçimlere gölge düşüren söylem ve uygulamalardan vazgeçmelidir.
YÜRÜTME KURULU