MEHVEŞ EVİN: ‘CİHAT YOLUNDA HER ŞEY MÜBAH’ (11. 03. 2015)

298

Kadınları, çocukları, “şeriatçı” olmayanları vahşice katleden, köleleştiren IŞİD, şiddet şovu zeminini insanlık tarihine taşıdı.
Nimrud kentinde binlerce yıllık Asur medeniyetinin kalıntılarını “put” diye parçalayan. . .
Derken iki bin yıl önce Selevkos İmparatorluğu döneminde inşa edilen Hatra antik kentini tarumar ettiği söylenen IŞİD kafasını anlamak zor ama imkânsız değil. . .
İlginçtir, bir yandan “gerçek”

‘ya, psikopatları ve macera arayanları kendine çekiyor. Ancak takipçilerinin vaz ettiği din, İslam’ın tutarlı hatta güncel yorumlarına dayanıyor. “
Allahtan Müslümanların büyük çoğunluğu, IŞİD’in

değil

‘da görüşen Wood, IŞİD’in “kıyamet günü” inancını da masaya yatırmış.
Cerantonio, IŞİD’in “Yakıp yıkacağız” dediği Roma’yla, Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’un kastedildiğini söylüyor: “Roma’yı Türkiye Cumhuriyeti olarak düşünmeliyiz; 90 yıl önce Osmanlı’nın kendi kendine tanımladığı halifeliği sonlandıran Türkiye. “
Anlayacağınız, IŞİD’in yakın hedefindeyiz. Bu yolda nice insanı, nice kültürü, nice tarihi kalıntıyı yerle bir etmeyi hayal ettiklerini varın siz düşünün. . .
Bu ülkeyi yönetenlerin vaazlarına, demokrasi oyunundan otoriterliğe doğru nasıl yol alındığına, heykel nefretinden laiklikten koşar adım uzaklaşmalarına bakınca, IŞİD konusunda söylemlerinde ne denli samimi olduklarını anlamak zor.

‘de bundan sekiz yıl önce Baran Tursun adındaki genç, polislerin “dur” uyarısına uymadığı gerekçesiyle kafasına edilen ateş sonucunda öldürüldü.
– Polis, olaya “trafik kazası” süsü vermeye çalıştı. Acılı baba Mehmet Tursun, yıllarca uğraştı, yalan tanıklıklardan sahte raporlara, her şeyi belgeledi. Buna rağmen Baran’ın katilleri 2 yılla kurtuldu.
– Dava

, Baran Tursun Vakfı’nı şimdi kapatmak istiyor çünkü polis şiddetine dair akıl almaz olayları güncelleyen, arşivleyen ve ailelerin birbirine destek verdiği etkin bir sivil toplum kuruluşu oldu.
– Demokrasiler, para aklama ve rant aracına dönen çakma “sivil” toplum kuruluşlarıyla var olamaz. Ancak Mehmet Tursun gibi kocaman yüreklerin çabalarıyla yürüyen, bağımsız STK’lar yaşayabildiği sürece demokrasiden bahsedilebilir.
11. 03. 2015 – MİLLİYET