MEHVEŞ EVİN: CANİYDİ, İŞSİZDİ, ÇOK SEVDİ, CİNNET GEÇİRDİ’ (07. 03. 2015)

199

Kadın katliamı her gün her biri birbirinden korkunç hikâyelerle sürüyor. 2015’in ilk iki ayında en az 47 kadın öldürüldü. Yüzde 64’ünde katil, “eski partner” yani koca, sevgili, nişanlı, dini nikâhlı kocalar. Yüzde 11’i ise babalar! Kadına şiddet uygulayanların yüzde 84’ü yine partnerleri. Tecavüzcülerin yarısına yakını ise “tanıdık” (bianet).
üstelik bu veriler sadece basına yansıyanlar. Malum, devlet “kadın katliamı” verilerini büyük bir sır olarak saklamakta ısrarlı.
Basına yansıdı da nasıl yansıdı sorusu var bir de. Yıllardır erkek şiddeti üzerine yazılıp çizilir; medyanın, toplumsal hayatın ve siyasilerin rolü ifade edilirken, halen cinayet, tecavüz gibi ağır suçlar için “hafifletici” gerekçeler bizzat medya tarafından üretiliyor.
Başlıkta sıraladığımız sıfatlar
bugün
hâlâ en “güvenilir” ve “eşitlikçi” olduğunu iddia eden yayın kuruluşlarınca kadın cinayetlerinde kullanılıyor.
Siz kaç tık edersiniz?
Kusura bakmayın. İyi dilekler ve sahte gülücüklerle “günümüzü” kutlamanızı istemiyoruz. Bizi “süs” veya “kurban” olarak kullanmanızdan da bıktık.
8 Mart Kadınlar Günü’nde medyanın biz kadınlara verebileceği en güzel ve anlamlı hediye, bu dili değiştirmek ve bir daha asla kullanmamak olabilir.
İnternette alınacak “100 fazla tık”a göre hareket etme bahanesini artık kullanmayın. Koskoca kurumlarsınız, kadına şiddete karşı kampanyalarınız var, bari siz yapmayın!
O rezil tıkları almayıverin. Biraz çalışın, meslek ilkelerini hatırlayın, doğru
haber
yapın belki daha “az” kazanacaksınız ama daha güçlü, daha güvenilir bir haber kaynağı olacaksınız.
Katillerin suçunu işsizlikle, teşhisin neye göre konduğu belli olmayan “cani”likleriyle, en beteri katilin ağzından yazdığınız “çok sevdim” cümlesiyle hafifletmek, bu cinayetlerin normalleştirilmesinden başka bir şey değil.
Haber öznesinin, yani kadının “artık ölü” olması, katilin ağzından haber yazılması anlamına gelmez, gelemez. Hadi muhabir bu detaylara dikkat etmiyor, polisten aldığı bilgileri aktarıyor. Peki, editörlerin işi ne?
Kişilik haklarına saygı
Kadın örgütlerinin birkaç hafta önce açıkladığı ortak deklarasyonun ikinci maddesi medyayla ilgiliydi:
“Medya, cinsiyetçi ve eril söylemlere içeriklerinde yer vermemeli, saldırıya uğrayan kadın, çocuk ve LGBTİ’lerin beden bütünlüğüne ve kişilik haklarına saygılı yayın yapmalıdır. “
Evet, bu saldırıların tümünde faillerin iyi hal ve haksız tahrik indiriminin dışında tutulmasını istiyoruz.
Evet, siyasetçisinden akademisyenine cinsiyet uçurumunu körükleyen, kadın düşmanı söylemlere acilen son vermesini bekliyoruz.
Evet,
İstanbul
sözleşmesinin iç hukuka yansımasını talep ediyoruz.
Medyadan beklentimiz, her şeyden evvel haberi doğru, çarpıtmadan, sulandırmadan vermeleri.
Bu ilk adımı atmanın önünde medyanın kendisinden başka bir engel yok.
GüZEL ŞEYLER KöŞESİ
YüZ KUMBARASI: Fotoğrafçı Muammer Yanmaz’ın önderliğindeki “40 Haramiler” fotoğrafçı grubunun “Yüz Kumbarası” sergisi, Fransız Kültür Merkezi’nde. Ressamlar, sinemacılar, bilim insanları, sporcular,
gazeteciler
gibi farklı alanlardan 40 yüzün fotoğraflandırıldığı projenin geliri down sendromlu çocuklar yararına Dost Yaşam Vakfı’na bağışlanacak. FKM’deki sergiyi kaçırmayın, son tarih 19 Mart.

ALBERTO GIACOMETTI: Bir sanatçının gelişimini hangi olaylar, akımlar ve mekânlar belirler? İstanbul Pera Müzesi’nin
Paris
Giacometti Vakfı katkısıyla düzenlediği “Giacometti” sergisi, ünlü sanatçının ilk yaptığı yağlıboya resminden tutun, kendine özgü formlarıyla kendine hayran bırakan heykellerine, farklı dönemlerdeki yapıtlarıyla tanıştırıyor bizi. Sergi 26 Nisan’a kadar açık.
BERKİN İçİN: 11 Mart, çocuğumuz, vicdanımızın yarası
Berkin Elvan’ı uğurladığımız gün. Bugün Berkin Elvan anması ve adalet için 12. 00’de
Okmeydanı
Cemevi
önünde toplanılacak, 14’te Feriköy Mezarlığı’na yürünecek.

07. 03. 2015 – MİLLİYET