MEHVEŞ EVİN: ‘KADIN DÜŞMANI’ BİR ÜLKE İSTEMİYORUZ (25. 02. 2015)

241

İngiliz Daily Mail gazetesi, kadın seyyahlar için “en tehlikeli 10 ülke”yi listeledi. Listede, toplu tecavüz vakalarıyla dünya gündemine oturan

‘nın ardından Türkiye geliyor.
Türkiye’de yabancı kadını “potansiyel seks partneri” olarak gören anlayış, kılık kıyafet “hassasiyeti” ve türlü tacizle rahatsızlık veren erkeklerle ilgili uyarılar ezelden beri yapılırdı.
Ancak tecavüz edilip hunharca katledilen “barış gelini” Pippa Bacca, Sarai Sierra ve son olarak özgecan Aslan cinayeti, Türkiye’de kadınların sadece aile ve kendi sosyal çevreleri içinde değil. . . Sokakta da ciddi bir “erkek tehlike”siyle karşı karşıya olduğunu gösterdi.
Türkiyeli kadınlar, özgecan sonrası kendi başına gelenleri anlatmaya, paylaşmaya başladıkça daha iyi anladık:
Hiçbirimiz güvende değiliz.
‘Türk erkeklerine gülümsemeyin’
Türkiye vatandaşı kadınlar bu kadar güvensiz bir ortamda yaşamanın bilincinde, ülkeye gezip tanımaya gelen kadınlar daha da korumasız.
Zira en ufak bir saflığın veya dikkatsizliğin bedelini canlarıyla ödemek durumunda kalıyorlar.
Kadınlara yönelik seyahat sitelerinde Türkiye hakkında yazılanlar henüz “korkunç” kıvamda değil. Ancak bir teyakkuz hali söz konusu, devamlı “kendini koruma taktikleri” veriliyor.
“Aman Türk erkeklerine gülümsemeyin, yanlış anlar-lar”dan tutun “arkadaş canlısı” erkekleri baştan savma tekniklerine, çeşitli tedbirlerin sıralanması yeterince utanç verici.
Şahsen sokaklarında rahat yürüyemeyeceğim, yolda taciz riskinin yüksek olduğunu bildiğim bir ülkeye, zorunlu olmadıkça gitmem. Bazılarınız diyecek ki turistlere gelene kadar önce kendi derdimize yanalım. . . öncesi sonrası yok, yabancısı yerlisi de. Şiddete meyilli maço kültürü hepimizi tehdit ediyor.
Temel demokrasi kriteri
Yalnız seyahat eden kadın sayısında birkaç yıl öncesine göre dünyada yüzde 53’lük bir artış var. “Yalnız kadın” daha savunmasız -ve potansiyel hedef- olarak görülüyor. Ancak sadece yalnız kadınlar değil, eşleri ve arkadaşlarıyla seyahat edenlerin de başına korkunç hadiselerin geldiğini biliyoruz.
Seyahat ettiğim Asya ülkelerinde, kadınların dayanış-tığı, kaldığı bazı merkez ve otel-lere rastladım. Sanırım Türkiye’de de kadınların sığınabileceği, kendini güvende hissedeceği, yardım alabileceği merkezler kurmanın vakti geldi de geçiyor. . .
Yasalara rağmen kendi vatandaşına sığınma evi açmayı bile zül gören bir yönetimin altında, hayal tabii. . . Ancak zaten devletten medet beklemiyorum.
Umudum kadın örgütlerinde, özel girişimlerde.
Evde veya sokakta, kadınlar kendini ve birbirini korumak için gücünü birleştirmeli. “Kadın düşmanı ülke” etiketi kolay yapıştırılmıyor, ama bir yapıştı mı çıkarmak daha da zor.
Mesele “imajımız”dan ibaret değil. Zira bir ülkenin kadın politikası, aynı zamanda temel demokrasi göstergelerinden biri.
ANNELERİN EŞİT üCRET TALEBİ
– Boyhood’daki muazzam rolüyle “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” Oscar’ını alan Patricia Arquette, törende çok kısa da olsa tarihi bir konuşma yaptı.
– Kadınların, özellikle de annelerin “eşit işe eşit ücret” talebini dillendiren Arquette,

‘un göbeğinde işaret fişeğini attı.
– ABD’de bir erkeğin kazandığı her 1 dolara karşın bir kadın 82 sent kazanıyor. Yani ücrette eşitsizlik durumu yavaş yavaş sonlanıyor. Ancak bu bekâr kadınlar için geçerli- evlenen, çocuk doğuran kadınlar, çok daha az ücretle yetinmek zorunda.
25. 02. 2015 – MİLLİYET