AZİZ ÇELİK:METAL İŞÇİLERİNİN BÜYÜK GREVİ (29. 01. 2015)

208

Bugün
Türkiye işçi sınıfı açısından tarihi bir gün.
Birleşik Metal-İş Sendikası
(BMİS)
üyesi
15 bin metal işçisi
bugün (29 Ocak 2015)
10 kentte ve 22 fabrikada
greve çıkıyor. çalışma hayatı ve sendikacılık açısından lokomotif sektörlerden biri olan metalde uzun yıllardan sonra ilk kez bu denli büyük çaplı bir grev söz konusu.

Metal sektörü çalışma ilişkilerinde trend oluşturan bir sektör. İmalat sanayi içinde en yüksek sendikalaşma oranı metal sektöründe. En büyük grup toplu iş sözleşmesi bu sektörde imzalanıyor. Dolayısıyla bu sektörün sözleşmeleri diğer sektörler için de örnek oluşturuyor. Bir anlamda emek-sermaye ilişkilerinin ve mücadelesinin kilit sektörü metal.
Metal sektöründe bir işveren örgütü var: 1959 yılında kurulan
Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS). MESS sermayenin koç başı gibi. Dahası
sermayenin çalışma hayatına ilişkin dayatmalarının asıl belirleyeni. MESS işveren örgütlerinin amiral gemisi. MESS uzun yıllardan beri devlet-hükümet üzerinde çok büyük nüfuza sahip.
1970’lerde, bir dönem MESS başkanlığını
Turgut özal’ın yürütmüş olduğunu hatırlarsak MESS’in nüfuzunu daha iyi anlamış oluruz.
MESS 12 Eylül rejimi ile de sıkı bir işbirliği içindeydi.
Metal sektöründe MESS’in karşısında üç işçi sendikası var:
Türk Metal, Birleşik Metal ve çelik-İş.
12 Eylül öncesinde metal sektörünün lokomotif sendikası
Türkiye Maden-İş‘ti. Maden-İş kökleri 1947’lere giden bir sendikaydı.
Kemal Türkler‘in sendikası.
Kavel
ve
Derby
gibi nice direnişi,
15-16 Haziran‘ı ve 1977 Büyük MESS grevlerini örgütleyen sendikaydı.
Ancak
12 Eylül
askeri darbesinden sonrasında DİSK üyesi diğer sendikalar gibi
Maden-İş‘in de faaliyetleri durduruldu. Yöneticileri hapsedildi veya sürgüne gitti ve Maden-İş 1991’e kadar kapalı kaldı. MESS başkanı
özal‘ın önce başbakan yardımcısı sonra da başbakan olduğu bu süreçte, sırtını darbecilere ve özal’a dayayan MESS, metal işçilerinin örgütlülüğünü parçaladı.
Türk Metal
bu koşullarda öne çıkarıldı ve desteklendi.
Maden-İş
üyelerinin bir bölümü her türlü baskıya rağmen
Bağımsız Otomobil-İş
Sendikasında örgütlendi. 1990’larda Maden-İş’in yeniden açılmasının ardından
Maden-İş
ve
Otomobil-İş
birleşerek bugünkü
Birleşik Metal-İş
Sendikasını oluşturdu.
Otomobil-İş
ve BMİS geçmişte bir çok kez metal işçilerinin
MESS’e karşı ortak mücadelesini örmek istedi ve bu yönde çağrılar yaptı ancak diğer sendikaların yanaşmaması nedeniyle metal işçilerinin ortak mücadelesi örülemedi.
Bu durumu fırsat bilen MESS sendikalarla ayrı ayrı pazarlığa oturdu ve
Türk Metal
ile imzaladığı grup toplu iş sözleşmesini diğer sendikalara dayatmaya başladı. BMİS bir çok kez bu dayatmaya karşı durmaya çalıştı.
2011 yılında MESS dayatmasına karşı grev kararı alan BMİS, grevleri uygulamaya başlayınca MESS geri adım attı ve sendikanın taleplerini kabul etti. Böylece
uzun bir aradan sonra MESS dayatmaları sendikal örgütlülükle kırılmış oldu.
Bugün BMİS metal sektöründeki sözleşme kıskacını kırmak için yeniden grevde.
MESS,
Türk Metal
veçelik-İş
ile toplu iş sözleşmesi imzaladı. Sendikal demokrasi sürecini işleten ve sözleşmeyi işçiye soran BMİS ise MESS’in dayattığı bu sözleşmeye onay vermiyor.
BMİS, sektördeki işçilerin önemli bir bölümünün asgari ücret düzeyinde çalıştığını söylüyor ve düşük ücretlerin iyileştirilmesini istiyor. Ücret makasını açtığı için MESS teklifini kabul etmiyor. Ücretleri düşüreceği için üç yıllık sözleşmeye karşı çıkıyor. İşkolunda çalışanların yüzde 60’ının asgari ücret düzeyinde olduğunu belirten BMİS, MESS’in bu işçilere önerdiği 100 lira zammı reddediyor. MESS ise metal işçilerinin ücret zamlarını örgütsüz, sendikasız işçilerin ücretleriyle kıyaslayıp, “halinize şükredin” demeye getiriyor.
Bu grev hayati öneme sahip.
MESS dayatmalarının geriletilmesi açısından önemli. Grevle bir şeylerin değişebileceğini göstermesi açısından önemli. Giderek düşen grev eğilimini yeniden yükseltmesi açısından önemli. İşverenlerin en büyük silahı olan işçiler arasındaki rekabeti ortadan kaldırıp işçilerin ortak mücadele ruhunu yükseltmesi açısından önemli. Dahası, bu grev sendikacılığın nasıl yapılması gerektiğini gösterdiği için önemli.
Haydi unutmayalım bu dayanışmayı!
29. 01. 2015 – BİRGÜN