ASLI AYDIN: AKP’NİN EKONOMİDEKİ BÜYÜK BAŞARISIZLIĞI (27. 11. 2014)

208

Ekonomideki son görünüm, kontrolsüz bir treni anımsatıyor. Ekonomi yönetiminin “Her şey kontrol altında” algısını türlü “ekonomik programlarla” veya “beklenti raporlarıyla” yaratma çabası, gerçek dışı ve rasyonellikten uzak. çok açık bir tablo var, ne rotaları var, ne de rayları.
Varan 1:
Kaynak yok, borç çok

Bugüne kadar dış tasarruflara dayalı büyüyen Türkiye ekonomisi, bu kaynağa artık ulaşamıyor. ödemeler dengesi verilerine göre, son 9 ayda Türkiye’ye giren sıcak para bir önceki döneme göre yüzde 50 azalarak 40 milyar dolara düştü. Petrol fiyatlarındaki manipülatif gerilemenin de etkisiyle geçici olarak düşen cari açık üzerinden propaganda yapanlara aldanmayınız, yaklaşık 47 milyar dolarlık cari açığa karşılık elde 40 milyar dolarlık sıcak para var.
Varan 2: Elde ne kur
kaldı ne de faiz

Bundan böyle yüksek faiz-düşük kur modeli AKP için çökmüştür. Artık elde ne düşük kur var, ne de yüksek faiz imkânı. Küresel krizden kaynaklı olarak dışa bağımlı ekonomik yapıda bugüne kadar büyümeye hız veren düşük kur sonlandı, artık kur yüksek seyredecek. Tehlike ise şurda; bugün
402 milyar dolara ulaşan dış borç 2013 yılının başından itibaren yüzde 19’luk artış kaydederken kısa vadede ödenmesi gereken borç artışı yüzde 30’u aştı. Yüksek kur nedeniyle ortaya çıkan dağ gibi borçlar sanayiden inşaata tüm sektörler için büyük bir riski teşkil ediyor. Bu risk kârların üzerinde büyüdükçe, sermayenin iktidardan beklentileri de aynı oranda büyüyor. Hükümet kura müdahale edemiyor, elindeki tüm imkânları işgücü maliyetlerini düşürmek için seferber ediyor. İşçi mezarlığına dönüşen ülkemizde “15 günde 15 kanun” dönemini aratmayacak hızda çıkartılan emek düşmanı yasalar ve sermayeyi rahatlatmaya-işçinin kazanımlarını gasp etmeye dönük uygulamalardaki ısrar, bu seferberliğin bir parçası.
Kadınlara yönelik sarf edilen ayrımcı, faşizan, gerici cümleler de bir açıdan bu seferberliğe hizmet ediyor. Kadının eşitsizliği bir zamandan sonra toplumsal algıda normalleşecek ki kadın hem evde, hem işte çürümüş düzenin bir yandan en ucuz işgücü olacak, bir yandan da ekonomik açıkların massedilmesinde ev içi karşılıksız emeğiyle iktidara hizmet edecek. Yok öyle yağma!
Velhasıl, AKP’nin ekonomiyi yönetmedeki kriz alanlarından birini de faiz cephesinde görüyoruz. 2001 yılından bu yana IMF’nin stand-by reçetelerine adım adım uyan AKP’nin bu reçeteyi sürdürmesine ekonomik yapının kendisinin artık izin vermediğini görüyoruz. IMF, Türkiye 4. Madde Konsültasyon Raporu’nda “reel faizleriniz negatif, yükseltin, pozitife çevirin”, “bütçedeki açık büyüyor, daha fazla mali disiplin” uyarılarında bulundu. Bu uyarılar AKP’nin bugüne kadar uyguladığı politikalardı zaten. Fakat faiz konusunda el, kol bağlı. Faizleri yükseltse, 2015 yılı için ekonomide büyümeyi sağlayacağını umduğu iç talep hayali suya düşmüş olacak. Bunun yanında tek bir yeşil alan dahi bırakmayarak tüm yaşamı betonlaştırmak uğruna şişirdiği konut balonu, alıcı bulamayan konutlarıyla patlamaya yüz tutmuş olacak. Bunu göze alamıyor… çünkü bugüne kadar sanayi patronlarına bile “üretimi bırak, konut yap” diyen iktidar, sermayenin az da olsa yine de var olan üretkenliğini sıfırladığı ve tarımsal üretimi imar rantlarıyla noktaladığı için elindeki tek silahın inşaat olduğunu biliyor.
Varan 3: İç talep
artışı hayal…

Ekonomi yönetimi, son ayda iç talepteki kısm artışı görünce bir çıkış yolu gördüğünü sandı. Uyarımız, sanrılara kapılmasın. Beyaz eşya satıŞşarı ilk 10 ayda, geçen senenin yüzde 3 gerisinde. Otomotiv pazarının ilk 9 aylık performansı, geçen seneye göre yüzde 16 daha düşük.

Ekonomi yönetimi bunları görmüyor mu? Pekala görüyor, lakin dayandığı konut sektörünün üçüncü çeyrekte biraz hareketlenmesini fırsat bilerek sermayeye buradan umut pompalamaya çalışıyor. Dediğimiz gibi neredeyse elinde kalan tek silah, inşaat. Yeni girişimlerden AVM’lerin çED raporundan muaf tutulmasını, HES projelerine dolaylı muafiyet sağlanmasını, vergi teşviklerini, arsa hediyelerini bu çabanın bir parçası olarak değerlendirmeyi ve dur denilmezse yaşamımızdaki talanın artacağını bilmek lazım.

27. 11. 2014 – BİRGÜN