UTKU ÇAKIRÖZER: BİZ TAKİPÇİSİYİZ (28. 10. 2014)

215

Geçen haftaya bir kez daha 17 Aralık süreci damgasını vurdu. Aslında bir türlü açılamayan 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet davasında savcı takipsizlik kararı verdi. Böylece 17 Aralık 2013’te Türkiye’yi sarsan ve AKP hükümetinin doğrudan rüşvet ve yolsuzluk ağı içinde olduğunu gösteren çok ciddi suçlamaların bulunduğu dosyanın’sıfırlanma’sı yolunda bir merhale daha aşılmış oldu.
Hükümetin dört bakanının vahim iddialarla suçlandığı, yakın siyasi tarihimizin en büyük yolsuzluk operasyonu, üzerinden bir yıl bile geçmeden kapatılma aşamasına getirildi. Bundan sonraki adımın davayı tamamen ortadan kaldırmak, 17 Aralık iddialarını, anlatımlarını yargının kayıtlarından ve arşivlerinden de tamamen silmek olacağını tahmin etmek güç değil.
İşin vahim yanı AKP iktidarının, tüm bunları çekinerek ya da gizli kapaklı falan değil, göstere göstere yapıyor olması.

***

Ancak Türkiye, 17 Aralık’tan bu yana geçen 10 ayda, dosyanın başta yargı olmak üzere hükümetin her alandaki operasyonlarıyla nasıl buraya getirildiğini adım adım izliyor. Yargıyı doğrudan hükümete bağlayacak yasalar çıkarıldı, HSYK üzerinde tam anlamıyla baskı kuruldu. Soruşturmaları yürüten savcıların tamamı görevden alındı. Valiler ve emniyet müdürlerinin yerleri değiştirildi. Olayda yer alan polis şeflerinin tamamı görevden alınmakla kalmadı, hatta gözaltına alındı, birçoğu tutuklandı. 209 şüphelinin bulunduğu üç yolsuzluk dosyasında sanıkların tamamı tahliye edildi.
Son olarak, soruşturmayı yürüten savcının görevinden alınması sonrasında atanan savcı
Ekrem Aydıner
de yolsuzluk ve rüşvet iddialarını geçersiz sayarak takipsizlik kararı verdi.
Yargı muhabirimiz
Canan Coşkun,
başarılı bir gazetecilikle önce savcının rüşveti’hediye’
olarak tanımladığını, ardından da takipsizlik kararının bir bölümünün daha önce kapatılan TOKİ dosyasından noktalama işaretleri bile değiştirilmeksizin
‘kes yapıştır’
şeklinde kopyalandığını başarılı tüm Türkiye’ye duyurdu.

***

Dört bakanını istifa ettirmiş olmasına karşın, 17 Aralık dosyasında yargının karar vermesini engelleyen iktidar en büyük kötülüğü kendine yapmakta. Türkiye yargı tarafından aklanmaktan ısrarla kaçan bir iktidar tarafından yönetilmekte. Bu konuda gözlerden kaçan önemli bir ayrıntıyı ana muhalefet lideri
Kemal Kılıçdaroğlugazetemize verdiği demeçteki
“AKP’liler bile takipsizlik kararına adil diyemiyor”ifadesiyle hepimizin gündemine getirdi.
Bu büyük yolsuzluk ve rüşvet iddiaları konusunda savcı takipsizlik verse de, biz takipçisiyiz.
28. 10. 2014 – CUMHURİYET