Tüm Emekçileri, Halkımızı Savaş ve Çatışma Politikalarına Karşı Barışa Ses Vermeye Çağırıyoruz!
Acıdan, gözyaşından kandan beslenen küresel emperyalist güçlerin körüklediği savaş ve çatışmalar devam ediyor.
21. yüzyılın dünyasında bu savaş ve çatışmalarda binlerce kadın, çocuk, genç yaşamını yitiriyor, sakat kalıyor. Salgın hastalıklar, evsizler, sığınmacılar dünya genelinde çoğalıyor. IŞİD ve türevi şeriatçı, selefi, ırkçı çeteler Ortadoğu’yu kana bularken en çok kadınların hayatını cehenneme çeviriyor.
Savaş ve çatışmaların yarattığı yıkım ortadayken bölgeden gelen haberler emperyalist güçlerin maşalığını yapan IŞİD ve türevi şeriatçı, selefi, ırkçı çetelerin Orta doğuyu kana bulamak için yeni bir saldırı dalgasını başlattığını gösteriyor. Söz konusu şeriatçı, selefi, ırkçı, cihatçı çetelere biat etmeyen Kürtler, Araplar ve diğer halklar yeni bir katliam tehdidi ile karşı karşıyadır.
İsrail ile ABD söz konusu cihatçı grupları açıktan desteklerken, aylardır Türkiye kamuoyuna İsrail tehdidi üzerinden ”iç cephe oluşturma” çağrısı yapan AKP iktidarı ise BM ve diğer uluslararası kurumların terör listesinde yer alan cihatçı grupları “muhalefet güçleri” olarak nitelemekte, eğitip donattığı söz konusu cihatçı çeteler üzerinden bölgede güç olma hesapları yapmaktadır.
Tek adam iktidarının destek verdiği cihatçı, ırkçı çetelerin ekonomik maliyetinin yıllardır Türkiye’nin işçi ve emekçilerinin üzerine yıkıldığı bilinmektedir. Dolayısıyla ABD ve İsrail başta olmak üzere emperyalist güçlerin ve onların maaşası cihatçı örgütlerin çıkarlarını temel alan bir politikada ısrar etmek Türkiye işçi ve emekçilerinin ekmeğinin her gün biraz daha küçülmesinde ısrar etmek demektir.
Ülkemizi komşularının gözünde de işgalci bir konuma itmekten, açık bir hedef haline getirmekten, zaten yoksulluk ve sefalete itilmiş olan emekçi kesimlerin, halkların ekmeğini daha da küçültmekten başka bir şeye hizmet etmeyecek olan bu politikada bir an önce vazgeçilmelidir.
Tüm emekçileri, halkımızı savaş politikalarına karşı Barışa Ses Vermeye çağırıyoruz.
- Bugün “barış” demek, savaş çığırtkanlarının politikalarına engel olmak demektir!
- Bugün “barış” demek, iktidarlarını ve zenginliklerini korumak isteyenlerin çocukları, kadınları, gençleri, yoksulları savaş ateşine sürüklemesine karşı çıkmak demektir!
- Bugün “barış” demek, işsizliğe, açlığa, sermaye köleliğine “hayır” demektir!
- Bugün “barış” demek, yolsuzluklara, adaletsizliklere, hukuksuzluklara isyan etmek demektir!
KESK olarak; faşizme karşı demokrasi, emperyalizme karşı bağımsızlık, savaşa karşı barış, baskılara karşı özgürlük, ırkçılığa ve şovenizme karşı emeğin birliği, halkların kardeşliği ve gericiliğe karşı laiklik mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Yürütme Kurulu