TÜİK MADDE FİYATLARINI YAYINLAMADI, BÜRO EMEKÇİLERİ SENDİKASI OLARAK BİZ YAYINLIYORUZ…

18

TÜİK madde fiyatlarını yayınlamadı, Büro Emekçileri Sendikası olarak biz yayınlıyoruz…

2021 yılı Şubat ayında, Büro Emekçileri Sendikası olarak TÜİK’i enflasyon rakamlarını daha bilimsel bir yöntemle hesaplamaya davet etmiş ve tüm ısrarlarımıza aldırmayan TÜİK’e rağmen enflasyon oranlarını biz de hesaplamaya başladığımızı basın açıklamalarımızla kamuoyuna duyurmuştuk.

Mahkeme kararlarına rağmen, enflasyon sepetinde kullanılan maddelerin fiyatlarını açıklamayan TÜİK’i bir kez daha teşhir ediyoruz.

DEĞERLİ HALKIMIZ,
DEĞERLİ BASIN EMEKÇİLERİ,
SAYGIDEĞER KAMU EMEKÇİLERİ,

8 Temmuz 2024 tarihinde saygın bir gazeteci tarafından bir yazı kaleme alınarak;

  • TÜİK, TÜFE kapsamındaki maddelerin fiyatını “Kamuoyu yanlış yorumluyor ve bu da yanlış anlamalara yol açıyor”gerekçesine sığınarak Nisan 2022’den sonra açıklamayı durdurdu. Mahkeme kararları bile bu kararın değişmesini sağlayamadı. TÜİK bu karartmayla da yetinmedi ve daha sonra tüm maddeler için ağırlık açıklamaya da son verdi.
  • Mevcut durumda fiyat değişimleri ve ağırlıklar ana harcama grupları itibarıyla açıklanıyor. TÜİK madde fiyatlarını vermediği gibi her bir madde için fiyat değişimini de gizliyor”

İfadeleriyle Sayın yazar özellikle grubun altında tek madde bulunan 100 madde grubunu yani maddenin 2022 Nisan fiyatlarını madde grubu artışlarıyla 2024 Haziran fiyatlarına getirdiğinde;

TÜİK’in madde fiyatlarını gizlemekte haklı olduğu hicvini yaparak; doktor muayenesi 34 lira, kira 6 bin lira, yurt ücreti 457 lira olduğunu belirtti.

Yazar diyor ki; hepimiz zaman zaman ihtiyaç duyuyor, doktora gidiyoruz. Haziran ayında bir uzman doktora gidip muayene olduğunuzda özel hastanede bile katkı payı olarak 1.000 lira civarında ödeme yapıyorsunuz. Doktorun muayenehanesine giderseniz ödediğiniz tutar 3 bin lirayı, 4 bin lirayı bulabiliyor.

Bu 100 kalem mal ve hizmet içinde yazarın en çok dikkatimi çeken bir kalem daha var; yurt ücreti.

Üniversiteler açıldığında ne yapacağını bilemeyen öğrencileri görmüyoruz sanki! Fiyatların nereye tırmandığını bilmiyoruz sanki! Yurt ücretleri neredeyse ev kiralarıyla yarışıyor, büyük şehirlerde 4 kişilik odada bir yatağın fiyatı 12 bin ile 25 bin TL arasında değişiyor. TÜİK 457 TL yurt ücretini enflasyon hesaplamasında kullanıyormuş. Gel de inan, insanın gülesi geliyor.

Çarpıcı bir örnek de ev kirası. Haziran ayı endeksinde kira 5 bin 845 lira olarak dikkate alınmış.

Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyükşehirler bir yana, artık kasabalarda bile herhalde 5-6 bin lira dolayında ev kalmadı. Peki TÜİK nasıl oluyor da kirayı bu düzeyde alabiliyor?

Yazının paylaşılmasının hemen ardından 9 Temmuz 2024 tarihinde Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı enflasyon hesaplamasına ilişkin tartışmalara ilişkin açıklama yapmak üzere gazetecilerin karşısın çıktı. Çetinkaya, madde sepetinin gizlenmediğini belirterek yayınlanmayan tabloların madde fiyatları olduğunu ifade etti.

TÜİK Başkanı “Geçmişte açıklanan madde fiyatlarının bir gösterge niteliği yoktu. Madde fiyatlarının açıklanması için ekstra bir gün daha çalışma yapmak gerekiyor. Bu sebeple artık gösterge niteliği taşımayan bu fiyatları yayınlamıyoruz” dedi.

Basına yansıyan haberlerde endeks zaman içerisinde yürütülerek madde sepetindeki bazı fiyatların hesaplandığını ifade eden TÜİK Başkanı, şu değerlendirmede bulundu;

“Yumurta, doktor muayenesi fiyatları denildiğinde toplulaştırılmış bir fiyattan bahsediliyor. Örneğin basına yansıyan bir haberde 2,57 lira yumurta fiyatı ifade ediliyor. Gezen tavuk yumurtası 5 lira. Ama 30’lu yumurtaların tanesi 2 lira. Tüketim ağırlıklarına bakıldığında vatandaşların çoğunlukla 30’lu yumurta tükettiği görülüyor. Ortalama toplulaştırılmış fiyatlara bakıldığında yumurta için 2,57 lira gayet mantıklı bir fiyat. Olay bir süre sonra teknik hesaplamalardan çıkıp algı yönetimine giriyor” dedi.

Bağımsız akademisyen ve araştırmacılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu tarafından açıklanan enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmaktan uzak olduğunu savunan Başkan şunları söyledi:

ENAG rakamları gerçeği yansıtmadığını belirterek, TÜİK ve ENAG verileri arasındaki farkı, kira fiyatları hesaplamalarında görebiliriz. TÜİK tarafından takip edilen kira fiyatları için diğer tüm mal ve hizmet fiyatlarında olduğu gibi sabit tanım ve kalitede seçilmiş olan 5 binin üzerinde konutun aylık kira değeri izlenmektedir. ENAG ise kira fiyatlarını emlak sitelerinden doğrudan almakta ve kira artışını her ay tüm kiracıların ev değiştirmiş olduğu varsayımı üzerinden hesaplamaktadır.

ENAG, her ay tüm kiracılar yeni bir eve taşınıyormuşçasına hesaplama yapıyor, internet üzerinden her ay gözlemlediği artışları yanlış şekilde üst üste ekleyerek şişirilmiş bir zam hesabı yapıyor. Bu örnek ENAG’ın TÜFE metodolojisinden ne kadar uzak olduğunu sadece kira maddesinde dahi ortaya koymaktadır” şeklinde açıklama yapmış.

TÜİK Başkanına buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Halkımız her ay otomobil mi alıyor? Her ay televizyon buzdolabı bilgisayar mı alıyor? Yok öyleyse siz neden her ay bu fiyatları derliyorsunuz? İnsanımız aç aç. Artık halkımız bırakın beyaz eşya almayı evine aylık et bile alamıyor.

TÜİK Başkanı keşke bu açıklamayı hiç yapmasaydı. Bu açıklamayla TÜİK artık biz emekçileri kandırdığını itiraf etmiş oldu. Bizler hiçbir zaman TÜİK Başkanına inanmadık, kandırılmadık. Enflasyon hesabının hatalı olduğunu hep söyledik, söylüyoruz.

3 Şubat 2021 tarihinde, Sendikamızın Araştırma Merkezi BES-AR tarafından hesaplanan “KAMU EMEKÇİLERİNİN ENFLASYON SEPETİ ARAŞTIRMASI BES/TÜFE” rakamlarını bir basın açıklamasıyla sizlere duyururken;

BES olarak TÜİK’e ve tüm bilim camiasına yeni bir yöntem önermiş ve;

TÜİK TCMB için “Özel Kapsamlı TÜFE” hesaplıyorsa, Biz Kamu Emekçileri içinde farklı bir Kamu Emekçilerinin tüketim sıklığını da dikkate alan “Emekçiler için TÜFE” hesaplayabilir demiştik.

Ve 2021 yılında TÜİK rakamlarının yöntemsel eksikliklerini sizlerle paylaşmıştık. 4 yılda hiçbir şey değişmedi. Halkımız hala fakirleşmeye, bu sahte enflasyon rakamlarıyla ekmeğinden aşından, emeğinden çalınmaya devam ediyor.

Buradan tekrar tüm bilim camiasına TÜİK’e, Odalara ve tabi ki Sendikalara tekrar çağrıda bulunuyoruz. Bir komisyon kuralım, halkın tüketim sıklığını da hesaplamalara dahil eden yeni bir yöntemle gerçek enflasyonu derhal hesaplayalım. Aksi taktirde sonumuz Yunanistan gibi olacak. 2009 yılında Yunanistan ekonomik olarak batmıştı. Halende belini doğrultamadı. Onların arkasında Avrupa Birliği var. Türkiye batarsa ne olacak? Bizim arkamızda kim var?

Ne olmuştu derseniz hatırlatalım;

Yunanistan’ın Avrupa Ekonomik ve Para Birliği’ne girebilmesi ve Euro’yu kendi para birimi olarak kullanabilmesi için bazı ekonomik göstergelerini olduğundan daha iyi göstermişti. 2004-2009 yılları arasında hükümetin baskısıyla Yunan İstatistik Kurumu bütçe açığı rakamlarını yarı yarıya düşük göstermişti. Ekonomik göstergelerin çarpıtılması Euro bölgesine girişten sonra da devam etti.

Ekonomik çıkarlara hizmet söz konusu olduğunda yanlış, istatistikî rakamlar vermek mubahtır anlayışı yani istatistik bilimini katletmenin cezasını tüm Yunan halkı çekmiştir.

İstatistikî rakamları “çarpıtma” politikası, aslında sadece Avrupalıları ve genelde yabancıları kandırmaya yönelik değil. Yunan vatandaşları da kandırılıyor! Kendi ülkelerinin ekonomik durumu hakkında doğru bir fikre sahip olmaları engelleniyor. Kısacası ulusal çıkarlar adına Yunan vatandaşlarına da yalan söylendi.

Ülkeyi yönetenler ve bu istatistikî yalanları yutuyormuş gibi yapanlar, kendi halkını ve özellikle Tüm Dünya halklarını kandırmakla aslında kendi sonlarını hazırladılar. Yunan devleti Avrupa ve dünya nezdinde güvenilirliğini yitirdi.

Çünkü istatistiklerin ikamesi yoktur. Bir ülke için ortaya konulan istatistiklerin kesin belge ve bilgi niteliği vardır.

Sisteme yanlış bir bilgi girilmesi durumunda ciddi hasarlara neden olur. Bu hasarın sorumluluğu da İstatistik bilincine sahip olmayan Hükümetlerindir.