ETUC’UN ÇALIŞMA YAŞAMINDA TOPLUMSAL CİNSİYETE DAYALI ŞİDDETLE MÜCADELE KARARI AÇIKLANDI!

356

ETUC’un Çalışma Yaşamında Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddetle Mücadele Kararı Açıklandı!

Üyesi olduğumuz Avrupa Sendikaları Konfederasyonu ETUC, 24-25 Haziran 2024 tarihinde gerçekleşen Yürütme Komitesi toplantısında çalışma yaşamında toplumsal cinsiyete dayalı şiddet konusuna yer vererek, Kadın Sekreterliğimizin de yer aldığı ETUC Kadın Komitesi’nin önerisiyle Çalışma Yaşamında Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddetle Mücadele Hakkında şu kararı kabul etti.

Çalışma Yaşamında Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddetle Mücadele Hakkında Karar

Giriş

ETUC’un temel önceliklerinden biri çalışma yaşamında cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesi ve bununla mücadele edilmesidir. Kısa bir süre önce kabul edilen Kadına Yönelik Şiddet ve Aile içi Şiddetle Mücadele Direktifi, çalışma yaşamını kadın çalışanlar için daha güvenli hale getirme konusunda anlamlı hükümler içermemekte, cinsiyete dayalı şiddeti sona erdirmede sendikalara düşen rolü de tanımamaktadır.

ETUC Eylem Programı doğrultusunda ETUC Kadın Komitesi, kısa süre önce kabul edilen Direktifin bıraktığı boşlukları doldurmak üzere sendikalar öncülüğünde bir dizi eylem önermekte; ekonomik şiddet de dahil olmak üzere çalışma yaşamında cinsiyete dayalı şiddetle mücadele etmeyi amaçlamaktadır.

ETUC, başta cinsel taciz, aile içi şiddet, üçüncü taraf şiddeti ve siber şiddet olmak üzere toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin tüm biçimlerinin çalışma yaşamıyla da ilişkili olduğunun farkındadır. Ekonomik şiddet de dahil olmak üzere toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, toplumsal cinsiyete dayalı güç dengesizliğinden kaynaklamakta ve ekonomik zararla sonuçlanmaktadır. Şiddetten etkilenenler ve şiddete maruz kalanlar ekonomi istikrarı (ve bağımsızlık) açısından kayba uğramaktadır. Ekonomik şiddetin kendisi de toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin bir biçimidir ve kadınlar tarafından yapılan işlerin değersizleştirilmesine yol açan etmenlerdendir. Ekonomik şiddetin bu boyutu daha çok gündemde tutulmalı ve mevzuatın yanı sıra toplu pazarlık stratejileri ve sosyal diyalog girişimlerine dahil edilmelidir. Tasarruf politikaları da kadına yönelik ekonomik şiddet biçimlerinden kabul edilmeli, Avrupa çerçevesinde de aynı yaklaşım benimsenmelidir.

Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetten arınmış bir çalışma yaşamının sağlanması hedefine ulaşma konusunda mevzuat düzenlemeleriyle alınan tedbirler, sosyal diyalog ve toplu pazarlığın da içinde yer aldığı çok yönlü bir stratejiyle ele alınmalıdır.

ETUC, Avrupa’daki siyasi bağlamın gelişimine bağlı olarak bu konuda gerekli donanımı sağlamalı ve şunları yerine getirmelidir:

Çalışma yaşamında toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti ortadan kaldırmaya yönelik yeni bir AB Direktifi çağrısı

İş dünyasında toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin ortadan kaldırılmasına yönelik bir Direktif, AB Anlaşmasına (ABİHA-Avrupa Birliğinin İşleyişi Hakkında Anlaşma) sosyal politika kısmına, yeni oluşacak Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu’nun çalışma programına dahil edilmelidir. Bu tür bir girişimin çıkış noktası iş güvenliği ve sağlığı mevzuatıdır.

Yeni Direktif teklifi, çevrimiçi ve çevrimdışı olmak üzere iş dünyasında toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin ilgili tüm biçimlerini önlemeye ve bunlarla mücadele etmeye yönelik tedbirleri içermeli ve sendikaların kilit bir role sahip olduğu, sosyal ortakların da dahil olması gereken kesişimsel bir bakış açısıyla, işyeri güvenliğini sağlamaya yönelik pratik çözümler sunmalıdır. Ekonomik şiddetin farklı yönlerinin nasıl tanımlanacağı ve ele alınacağının yanı sıra dolaylı mağduriyet ve ayrımcılığın önlenmesine de ağırlık vermelidir. ETUC, özellikle kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele Direktifinin uygulanmasının izlenmesi konusunda Avrupa Parlamentosundan destek istemeli ve çalışma hayatında Direktifin uygulanmasının takibine ihtiyaç olduğunu vurgulamalıdır.

Çalışma yaşamında cinsiyete dayalı şiddetin AB Sosyal Diyaloğu aracılığıyla ele alınması.

Sektörler arası sosyal ortakların 2007 tarihli İşyerinde Taciz ve Şiddete İlişkin Çerçeve Anlaşma ve şu aralar gözden geçirilmekte olan 2010 tarihli İşyerinde Üçüncü Taraf Şiddeti ve Tacizle Mücadeleye Yönelik Çok Sektörlü Kılavuz İlkeler, sosyal ortaklar tarafından daha önce sektörler arası ve çok sektörlü düzeylerde üstlenilen önemli girişimlerdir. İşyerinde Taciz ve Şiddete İlişkin 2007 tarihli Çerçeve Anlaşmanın ve Kılavuz İlkeler’in uygulanması ve etkisi konusu incelenmeli, Anlaşmanın güncellenmesi AB sosyal diyalogunun gündemine alınmalı ve çalışma programına dahil edilmelidir.

ILO’nun 190 Sayılı Sözleşmesi ve 206 sayılı Tavsiye Kararı ile İstanbul Sözleşmesi’nin onaylanması ve tam olarak hayata geçirilmesine yönelik kampanyaların sürdürülmesi.

ETUC, bağlı kuruluşların ve sendika konfederasyonlarının ILO’nun 190 sayılı sözleşmesinin onaylanması için yürüttükleri kampanyalarını daha fazla destekleyecektir. ETUC ve bağlı kuruluşları, ILO’nun 190 Sayılı Sözleşmesini onaylayan ülkelerdeki uygulamaları takip ederek sözleşmenin onaylanmasını müteakip yapılacak mevzuatı da takip ederek, boşlukları belirleyecektir. ETUC, ILO’nun 190 Sayılı Sözleşmesi’nin uygulanması konusunda bir AB Direktifinin yapılmasına yönelik bir çağrıda bulunma seçeneğini de gözden geçirecektir.

İstanbul Sözleşmesi, özellikle bir süre önce AB’nin Sözleşme‘ye katıldığı göz önünde bulundurulduğunda toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadelede önemli bir araç olmayı sürdürmektedir.

Çalışma Yaşamıyla ilişkili gelecek yasama girişimlerinde toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele tedbirlerinin ana akımlaştırılması.

Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadeleye yönelik tedbirler, özellikle çalışma yaşamında Yapay Zekâ Direktifi teklifinin yanı sıra iş yerinde psikososyal riskler üzerine yeni bir Direktifte ana akımlaştırılmalı ve gelecekteki mevzuata entegre edilmelidir. İş güvenliği ve sağlığı mevzuat girişimleri uygulanmalı ve bu girişimlerden tam olarak faydalanılması sağlanmalıdır.

Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve psikososyal riskler kesiştiğinden, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesine yönelik tedbirler yeni mevzuata ve işyeri düzeyinde zorunlu risk değerlendirmelerine açıkça entegre edilmelidir. Benzer şekilde, Yapay Zekanın düzenlenme olmadan kullanılmasının çalışma ortamları üzerinde önemli bir etkisi olması muhtemeldir. Yeni mevzuat, tele-çalışma ve çevrim dışı olma hakkına ilişkin olası yeni mevzuat da dâhil olmak üzere, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet risklerini azaltıcı tedbirlere yer vermelidir.

Ayrımcılık yasağı ve toplumsal cinsiyet eşitliği ilkelerine tam saygı çerçevesinde, kadınların mali ve ekonomik bağımsızlığı, özellikle sosyal politika ve işgücü piyasası politikasının yanı sıra vergilendirme alanında da olmak üzere AB mevzuatı genelinde yaygınlaştırılmalıdır. Örneğin, GDPR ile ilgili tedbirler ve araçlar, Ücret Şeffaflığı Direktifi ve Asgari Ücret Direktifi konuyla ilgili olabilir. Ekonomik şiddetin etkileri de yaşam döngüsü yaklaşımı çerçevesinde ele alınmalı ve özellikle bakım ve emeklilik konularına da entegre edilmelidir. İşyerinde toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin ortadan kaldırılması için sendikalar ve işçi temsilcileri tarafından işyeri demokrasinin etkin bir şekilde uygulanması güçlendirilmelidir.

Toplu pazarlığa desteğin sürdürülmesi ve iyi uygulamaların paylaşılması

Kısa süre önce tamamlanan ETUC “İşyerinde kadınlara yönelik şiddet ve tacizle mücadele ” projesini takiben ETUC, ETUC üyelerini daha iyi donatmak için özellikle toplu pazarlık yoluyla elde ettikleri kazanımları, iyi uygulamaları biraraya getirmeyi ve ortaya koymayı sürdürecektir. Yeni başlayan “Wage-Up” projesi kapsamında da Ücret Şeffaflığı ve bunun iç hukuka aktarılmasına özel olarak odaklanılması, ETUC’un cinsiyete dayalı ekonomik şiddeti önlemek ve ortadan kaldırmak için önemli bir aracı ele almasına yardımcı olacaktır.

EK I

ARKA PLAN

Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele Direktifi (EU/ 2024/1385 ) 7 Mayıs 2024 tarihinde kabul edilmiştir. Madde 28, mağdurlar ve işverenler için danışmanlık hizmetlerini içeren “İşyerinde cinsel taciz mağdurları için uzman desteği” sağlamaktadır. Madde 45 (3), 14 Haziran 2032 tarihine kadar “yürürlükteki uluslararası sözleşmeler, Birliğin istihdam ve meslek konularında kadın ve erkeklere eşit muamele alanındaki yasal çerçevesi ve iş güvenliği ve sağlığına ilişkin yasal çerçeve dikkate alınarak, işyerinde cinsel taciz ve şiddetle etkin bir şekilde mücadele etmek için Birlik düzeyinde ilave tedbirlerin gerekli olup olmadığının” değerlendirilmesini öngörmektedir.

ILO’nun 190 sayılı Sözleşmesinin giriş bölümünde belirtildiği üzere, “çalışma yaşamında şiddet ve taciz bir insan hakları ihlali veya istismarı sayılabilir ve şiddet ve taciz fırsat eşitliğine yönelik bir tehdittir, kabul edilemez ve insana yakışır işle bağdaşmaz”.

Sözleşmenin 3. Maddesi ise hükümlerinin “çalışma yaşamında iş sırasında, işle bağlantılı olarak veya işten kaynaklanan şiddet ve tacize “ilişkin olduğuna yer vermektedir: (a) kamusal ve özel alanlar da dahil olmak üzere işyerinde; (b) işçinin ücret aldığı, dinlenme molası verdiği veya yemek yediği ya da sıhhi tesislerini kullandığı yerlerde; (c) işle ilgili geziler, seyahatler, eğitimler, etkinlikler veya sosyal faaliyetler sırasında; (d) bilgi ve iletişim teknolojilerinin sağladığı imkanlar da dahil olmak üzere işle ilgili iletişimlerde; (e) işveren tarafından sağlanan konaklama yerlerinde; ve (f) işe gidip gelirken. ”

Avrupa Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Enstitüsü (EIGE) ekonomik şiddeti, “istatistiksel olarak bireye ekonomik zarar veren herhangi bir eylem veya davranış olarak tanımlanan, partner şiddetiyle kesişen, kadınlara yönelik yaygın bir şiddet biçimi” olarak tanımlamaktadır. Şiddete maruz kalan birinin işe gitmesine engel olmak da ekonomik şiddet biçimlerinden biri olarak görülebilir.

Kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi ve mali bağımsızlıklarına ilişkin yakın zamanda kabul edilen Konsey kararları, “toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı eylem planlarının […] ekonomik şiddetle mücadele ve kadınların sosyal ve mesleki olarak yeniden entegrasyonlarının desteklenmesine yönelik tedbirleri içermesini sağlamayı” tavsiye etmekte ve üye devletlere “aile içi şiddet mağdurlarını desteklemeye yönelik tedbirleri teşvik etmeleri, örneğin istihdamı korumalarına yardımcı olacak tedbirler veya mali bağımsızlıklarını korumalarına veya kazanmalarına yardımcı olacak işten ücretli izin almalarını sağlayacak tedbirler de dahil alınması” çağrısında bulunmaktadır.

ETUC Kadın Komitesi “İşyerinde, evde, internette güvenlik” projesini tamamlıyor. Çalışma raporu ve sendika rehberinde, aile içi şiddet, üçüncü taraf şiddeti ve siber şiddetin yanı sıra yapay zekâ yönetimi ve dijital gözetimi önleyen ve bunlarla mücadele eden sendika öncülüğündeki eylemleri de ele alıyor. Projenin çıktısı yakın bir zamanda ETUC Üyesi kuruluşlarla paylaşılacaktır.

Metnin orijinaline buradan ulaşabilirsiniz: EN – Adopted Resolution – On the offensive to combat gender-based violence in the world of work _0