AZİZ ÇELİK: ÇALIŞANLARI VE EMEKLİLERİ BEKLEYEN TEMMUZ TEHLİKELERİ!

215

Çalışanları ve emeklileri bekleyen temmuz tehlikeleri!

Temmuz on milyonlarca çalışan ve emeklinin ücret, maaş ve aylıkları için kritik bir ay. Hükümet asgari ücrete zam yapılmayacağını açıkladı. Memurları resmi enflasyonun altında zam, milyonlarca emekliyi ise sıfır zam bekliyor.

Milyonlarca çalışanın ve emeklinin gelirleri için kritik ay olan temmuz yaklaştı. Temmuz ayında çalışanları ve emeklileri ciddi tehlikeler bekliyor. Bugün (3 Haziran) resmi enflasyon oranları açıklanacak. Böylece Temmuz 2024’te ücret, maaş ve aylıklara yapılacak olan artışlar önemli oranda şekillenecek. 3 Temmuz’da açıklanacak olan resmi enflasyon oranları ile birlikte emek gelirlerindeki artışlar netleşmiş olacak.

TÜİK TÜFE’deki mayıs ayı aylık artışını yüzde 3 olarak açıklarsa 5 aylık resmi enflasyon 22,3 ve yıllık enflasyon da yüzde 75 civarı olur.  Eğer TÜFE temmuzda da yüzde 3 olarak açıklanırsa 2024’ün ilk 6 aylık enflasyonu yüzde 26’ya yaklaşır.  Dolayısıyla temmuz ayında emek gelirlerinin artışına esas resmi enflasyon oranının yüzde 25-26 civarında olması kuvvetle muhtemel.

TÜİK’İN KEYFİLİĞİ SÜRÜYOR

Temmuz ayında milyonlarca çalışanın ve emeklinin kaderini yine Hükümet ve TÜİK belirleyecek. TÜİK’in ne yapacağını bilmiyoruz. Çünkü verileri şeffaf değil. TÜİK yargı kararına rağmen madde fiyat listesini açıklamıyor. Şu anda TÜİK’in enflasyon için esas aldığı madde fiyatlarını bilmiyoruz. TÜİK Başkanlığı mahkeme kararlarını uygulamayarak suç işliyor. TÜİK Başkanlığının bu keyfiliği milyonlarca çalışanın ve emeklinin daha düşük zam almasına yol açıyor ama bu TÜİK Başkanlığının umurunda değil.

Daha da vahimi TÜİK Başkanlığının mahkeme kararının uygulanmasını ve madde fiyat listesinin açıklanmasını talep eden DİSK’e yolladığı yanıtta inanılması güç bir ifade var: “2022 Mayıs ayından itibaren Kurumumuz tarafından hesaplanmayan ve yayımlanmayan ortalama madde fiyatlarının, halen Kurumda mevcut olmaması nedeniyle gönderilmesi mümkün olmamıştır.”

Kısacası TÜİK diyor ki: Ortalama madde fiyatlarını hesaplamıyoruz. Bizde yok! Peki enflasyonu neye göre hesaplıyorsunuz? Aylık artış oranını nasıl buluyorsunuz? Madde sepetindeki ortalama fiyatlar belli değilse enflasyon nasıl hesaplanır? TÜİK bahane mi uyduruyor yoksa gerçekten ortalama madde fiyat listesini artık hesaplamıyor mu? İkisi de vahim. Bu durumda enflasyon verileri iyice tartışmalı ve şaibeli hale geliyor. Ancak bu şaibeli veriler temmuzda on milyonlarca çalışan ve emeklinin kaderini belirleyecek.

ASGARİ ÜCRETE ZAM YOK!

Temmuz ayında en önemli konulardan biri asgari ücret artışı. Hükümet ve AKP yetkilileri asgari ücrette temmuzda artış olmayacağı konusunda çok net! Ekonomi yönetimi ve Merkez Bankasının görüşü de bu yönde.  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı da “asgari ücreti artırmama koalisyonunun” sözcüsü gibi. Bilindiği gibi Asgari Ücret Tespit Komisyonunu toplantıya çağırma yetkisi bakanda.

Oysa Türk-İş’e göre 4 kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması  (açlık sınırı) mayıs ayında 19 bin liraya yaklaştı. Bekar bir işçinin yaşam maliyeti ise 24 bin 600 TL civarında. Ancak Asgari Ücret Tespit Komisyonunda işçi tarafını temsil eden Türk-İş de asgari ücretin artırılması konusunda pek istekli değil. Kendi açıkladıkları verilerin bile gereğini yapmıyorlar. Israrcı olmuyorlar.

17 bin liralık asgari ücret daha mayıs ayında temel ihtiyaçları karşılamaktan çok uzak bir hale geldi. Yıl sonuna kadar asgari ücret erimeye devam edecek. Sadece bu veriler bile asgari ücretin temmuz ayında artışını zorunlu kılıyor. Asgari ücret Türkiye’de artık asgari ücret değil. Asgari ücret ortalama ücreti ifade ediyor. Ücretle çalışanların yarıya yakını asgari ücret civarı ücretlerle çalışıyor. Bu nedenle asgari ücretin artmaması ortalama ücretlerin artmaması anlamına geliyor.

Dahası asgari ücretin üzerinde ücret alanların kaderi de asgari ücrete bağlı. Çünkü asgari ücret artışı özel sektördeki diğer ücretler üzerinde kısmen de olsa yukarı yönlü bir etki yapıyor. Dolayısıyla temmuz ayında asgari ücrete zam yapılmaması neredeyse tüm ücretlerin yerinde sayması anlamına geliyor.

Öte yandan asgari ücretin artırılmaması eşitlik ilkesi açısından da vahim bir durum. Ocak ayında asgari ücret yüzde 49 arttı. Aynı dönemde memur maaşları ve emekli aylıkları da yüzde 49 arttı. Şimdi temmuz ayında memur maaşlarına ve emekli aylıkları yeniden artacak. Peki asgari ücrete neden artmıyor?

Asgari ücrete zam yapılmaması kemer sıkma politikasının ne kadar acımasız uygulanacağının göstergesi. Memur maaşları ve emekli aylıkları söz konusu olduğunda “para yok” bahanesine sığınanlar asgari ücret söz konusu olduğunda iyice çuvallıyor. Asgari ücreti devlet ödemiyor. Yani “kaynak” veya “para” bahanesi yok. Tersine asgari ücret artışı SGK’nin gelirlerini artıracağı için Hazine’nin lehine. Buna rağmen asgari ücreti artırmayacaklar. Bunun en önemli sebebi izledikleri ekonomi politikası ve neoliberal zihniyet!

SIFIR ZAM TEHLİKESİ!

Temmuzda işçi ve Bağ-Kur emeklilerine 6 aylık enflasyon oranında artış yapılması 5510 Sayılı Yasa’nın gereği. Ancak milyonlarca emekli için resmi enflasyon kadar artış bile çantada keklik değil. Yasadaki bu açık hükme rağmen milyonlarca emekli sıfır zam alabilir. Nasıl mı? Şeytan ayrıntıda gizli! Bilindiği gibi kök aylıkları 10 bin TL’nin altında olan emeklilerin aylıkları Hazine tarafından 10 bin TL’ye tamamlanıyor. Böylece en düşük emekli aylığı emeklinin kendisi için 10 bin TL oluyor. Dul ve yetimler için çok daha düşük. Ancak emekli aylıkları artışı tamamlanan aylığa değil kök aylığa yapılıyor.

Kök aylıkları 10 bin TL’nin altında olan emekli sayısı 4 milyona yakın. Eğer temmuz ayında emekli aylıklarına yapılacak zam kök aylıklara yapılırsa ve en düşük aylık (10 bin TL) resmi enflasyon kadar artmazsa milyonlarca emekli sıfır zam veya resmi enflasyondan bile düşük oranda zam alacak. Örneğin kök aylığı 8 bin lira olan bir emekli yüzde 25 zam alırsa aylığı 10 bin TL olacak. Zaten şu anda 10 bin lira alıyor. Değişen bir şey olmayacak. Diğer bir ifadeyle sıfır zam alacak. Bu durum emekli için yoksulluk, Hazine için rahatlık olacak. Hazine artık bu emekliye katkıda bulunmayacak.

İşte bu yüzden ekonomi yönetiminin tamamlanan aylıkları artırmak istemediği biliniyor. Bunu Temmuz 2023’te de yaptılar. Milyonlarca emekli Temmuz 2023’te sıfır zam veya enflasyondan daha düşük zam almıştı. Bu durumun tekrar etme ihtimali çok yüksek.

MEMURA ÇİFTE TEHLİKE

Temmuz ayı 4 milyonu aşkın kamu görevlisi (memur) ve 2,5 milyona yakın memur emeklisi ve hak sahibi için de kritik bir ay. Memur maaşları ve emekli aylıkları yeniden belirlenecek. Ancak işçi ve Bağ-Kur emeklilerinden farklı olarak kamu görevlilerinin maaş ve aylıkları toplu sözleşmeyle belirlenecek. Toplu sözleşmedeki hatalı (öngörüsüz) hüküm nedeniyle memur maaşları ve memur emekli aylıkları resmi enflasyonun yaklaşık 5,5 puan altında kalacak.

Bilindiği gibi memur maaşlarına ocak ayında enflasyon farkı dışında yüzde 15 zam yapılmıştı. Temmuz ayında yüzde 15’lik zam enflasyondan düşülecek ve enflasyon farkı bulunacak. Örneğin 6 aylık enflasyon yüzde 25 olursa enflasyon farkı (1,25/1,15=1,087) yüzde 8,7 olacak. Bu farkın üstüne yüzde 10 zam yapılacak (1,87*1,1=1,196). Böylece temmuz maaş artışı yüzde 19,6 olacak. Kısacası memurlar tartışmalı resmi enflasyon oranında dahi zam alamayacaklar. Aynı durum memur emeklileri için de geçerli olacak. Bu konunun ayrıntılarını 18 Mart 2024 tarihli ve “Memurlar ve emeklileri için büyük kayıp kapıda: Tehlikenin farkında mısınız?” başlıklı BirGün yazımda ayrıntılı olarak ele almıştım. https://tinyurl.com/2dcat8bl

Bitmedi! Memur emeklilerini bekleyen bir başka tehlike daha var. Memur emekli aylıklarının maaşa oranı düşecek. Bilindiği gibi Temmuz 2023’te uygulanma başlayan “ilave ödeme” emekli aylıklarının hesabında dikkate alınmıyor. Böylece 2023 yılı başında maaşın yüzde 71’ine karşılık gelen memur emekli aylığı şu anda maaşın yüzde 41’ine geriledi.  İlave ödeme temmuz ayında memur maaş artışı oranında artacak. Ancak bu artış yine emekli aylıklarına yansımayacak.

Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan 11 Mayıs 2023 tarihinde yaptığı açıklamada ilave ödeme ile en düşük memur maaşını 22 bin TL’ye yükselteceklerini ve bunun da otomatik olarak memur emeklilerine de yansıtılacağını söylemişti. Ancak ilave ödeme emekli aylıklarına yansımadı. Böylece memur maaşları ile memur emekli aylıkları arasında uçurum oluştu. Temmuzda memurları ve memur emeklilerini resmi enflasyondan düşük zam ile daha düşük oranlı emekli aylığı bekliyor.

KAYNAK DA VAR PARA DA!

Temmuz ayında yukarıda ayrıntılarını anlattığım gibi emek gelirleri, kemerler iyice sıkılacak. Peki bunun sebebi ne? Para yokluğu mu? Kaynak yokluğu mu? Sorun kaynak veya para meselesi değil. Yani asgari ücret, maaşlar ve emekli aylıkları devletin parası veya kaynağı olmadığı için artırılmıyor değil.  Öyle olsaydı asgari ücret neden artmıyor? Asgari ücret devlet için gider değil. Tersine SGK için ek kaynak demek. Öte yandan kaynak olmadığı iddiası da külliyen gerçek dışı. Örneğin SGK’ye bütçeden ayrılan kaynaklar bütçe artış oranının çok altında kaldı. 2023’te SGK’ye merkezi yönetim bütçesinin yüzde 15-16’sı oranında pay ayrılırken 2024 bütçesinde bu oran yüzde 10-11 seviyesine çekildi.  Para değil tercih meselesi var. Öte yandan AB ülkelerinde emekli aylıklarına GSYH’nin yüzde 9,5’i ayrılırken Türkiye’de yüzde 4,1’i ayrılıyor.

Mesele kaynak sorunu değil!  Hükümet ekonomi politikası ve neoliberal zihniyet öyle gerektirdiği için asgari ücreti, emekli aylıklarını ve memur maaşlarını artırmıyor. Çünkü izledikleri ekonomi politikası kemer sıkmaya dayalı. Talebi ve geliri kısmak istiyorlar. Bu yolla enflasyonu düşüreceklerini düşünüyorlar. Bir diğer ifadeyle enflasyonun faturasını emekçilere kesmek istiyorlar. Mesele budur.  Bu yüzden “para olsa verirlerdi” yaklaşımı doğru değil. Bu yaklaşım temmuzda yaşanacak ağır tabloya mazeret üretir ve hükümetin tutumunu meşrulaştırır. Bıkmadan usanmadan tekrarlamak lazım. Kaynak da var para da! Devlet şirket değil, SGK ticari bir kurum değil. Devlet para yaratır. Sorun kaynak değil tercih sorunudur.

Yukarıda saydıklarım kehanet değil. Temmuzda çalışanları ve emeklileri bekleyen tablo bu. Bunların değiştirilmesi mümkün mü? Elbette mümkün ancak bunun için güçlü bir siyasal ve toplumsal muhalefet şart. Ancak hükümet siyasal muhalefetin gündemini anayasa gibi yapay yerlere çekmeye çalışıyor ve toplumsal muhalefetin güçsüzlüğüne güveniyor. Dahası 3-4 yıl seçim olmayacak hesabıyla kemerleri iyice sıkmak istiyorlar.

Temmuzda emek gelirlerinde ciddi bir artış şart! Bunun için süre kısaldı ancak hala yapacak şeyler var. Siyasal ve toplumsal muhalefet gücünü ortaya koyabilirse temmuzda emeği bekleyen tehlikelerin bir bölümünü engellemek mümkün.

3 HAZİRAN 2024

Kaynak: BirGün