KAMU EMEKÇİLERİ EĞİLİM YOKLAMASI ARAŞTIRMAMIZIN SONUÇLARINI AÇIKLADIK

245

Tüm Kamu Emekçilerini, Sendikaları İnsanca Yaşamaya Yetecek Ücret, Güvenceli Çalışma  için Ortak Mücadeleye Çağırıyoruz!

Ülkede gündem baş döndürücü bir hızla değişiyor. Ancak halkın, emekçilerin temel gündemi değişmiyor.

Bugün ülkemizde emeği ile geçim savaşı veren milyonlar geçinememeyi çoktan aşan bir noktaya, adeta açlıkla mücadele noktasına itilmiş bulunmaktadır. Refahtan pay alması gerekenler bugün sefaleti bölüşür hale getirilmiştir. 4 milyon kamu emekçisi ve 2,5 milyon kamu emeklisi de elbette ki bu tablodan azade değildir.

Bilindiği üzere TÜİK’in resmi enflasyon verilerini paylaştığı 3 Ocak 2023 tarihinde yandaş konfederasyonun “Sözleşmeliye Kadro Şöleni” programında konuşan Cumhurbaşkanı kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaşlarının yüzde 25 artırılacağını açıklamıştır.

Yandaş konfederasyon yönetimi Cumhurbaşkanını alkışlarken KESK ve bağlı sendikaları işyerlerinde, kent meydanlarında, binlerce polisle kurulan barikatlara rağmen TÜİK binaları önünde “müjde” olarak yutturulmak istenen bu sefalet artışına karşı ses yükseltmiştir. Bu ses tabanda karşılık bulmuş, artan tepkiler soncunda ertesi gün Cumhurbaşkanı maaşlarımıza yapılacak artışın %30’a çıkarıldığını açıklamak zorunda kalmıştır.

Öncelikle hem 6,5 milyon kamu emekçisini ve emekliyi her yıl daha derin bir yoksulluğa iten “toplu sözleşmelere” imza atıp hem de sefalet zamlarını ayakta alkışlayanların, bu sefalet zamlarını bizlere reva görenlere sanki kendi keselerinden ulufe bahşediyormuşçasına “artır, artır” temposu tutanların sendikal mücadele ile uzaktan yakından bir ilgisi olmadığı tüm açıklığı ile ortaya çıkmıştır. Kamu emekçileri ve emeklileri ülkemiz sendikal tarihine sarı sayfalarla eklenen bu utanç tablosunu unutmayacaktır.

Diğer taraftan bilindiği üzere iktidar %30’luk maaş artışını “enflasyon farkı, toplu sözleşme zammı, refah payı” toplamı gibi göstermektedir. Oysa başta söz konusu artış sadece son altı ayda yaşanan gerçek enflasyonun yarısına bile denk gelmemektedir.

Kaldı ki bizler daha 15 Ocak’ta maaş farklarımızı almadan önceki iki hafta içinde dahi ekmek, kırmızı et, süt, peynir gibi temel gıda maddelerine ortalama %20 zam yapılmıştır. Yine başta Ankara ve İstanbul olmak üzere büyükşehirlerde ulaşıma ortalama %45 zam yapılmıştır.

Yani zamlı maaşlarımız daha cebimize girmeden hızla erimeye başlamıştır. Dolayısıyla kamu emekçilerinin ve emeklilerinin %30’luk maaş artışına tepkisi her geçen gün büyümektedir.

KESK olarak, en son 7-14 Ocak 2023 tarihleri arasında web tabanlı olarak gerçekleştirdiğimiz araştırmamız bu haklı tepkiyi bir kez daha gözler önüne sermektedir. 

İki temel soru çerçevesinde yaptığımız anket ile kamu emekçilerinin 2023 maaş zammına dair eğilimini, görüş ve önerilerini tespit etmeye çalıştık.

Araştırmamızın sonuçlarını paylaşmadan önce bu kapsamda gerçekleştirdiğimiz anketimizin künyesini kısaca paylaşacak olursak:

  • 7- 14 Ocak tarihlerini kapsayan bir haftalık sürede anketimize 81 ilden toplam 5 bin 948 katılımcı yanıt vermiştir.
  • Araştırma katılımcılarının 3 bin 592’si erkek, 2 bin 238’i kadın 14’ü LGBTİQ+ olmak üzere 5.844’ü (%98,25’i) kamu çalışanı, 63’ü erkek, 41’i kadın olmak üzere 104’ü (%1,75’i) emeklidir. Yani araştırmamıza katılanların tamamı açıklanan yüzde 30’luk artıştan doğrudan etkilenen kişilerdir.

1-   Çalışma ve Cinsiyet Durumu

Erkek Kadın LGBTİQ+ Genel Toplam
Kamu çalışanıyım 3.592 2.238 14 5.844 98,25%
Emekliyim 63 41 104 1,75%
Toplam 3.655 2.279 14 5.948 100 %
  • Anketimize katılanların; yüzde 76’sı lisans, yüzde 15’i lisans üstü, yüzde 7’si ön lisans, yüzde 2’si lise ve altı eğitim düzeyindedir.

  2-Eğitim Durumu

 Eğitim Durumu Kamu çalışanıyım  Emekliyim  Genel Toplam 
Lise altı 7 2 9 0,15%
Lise ve dengi 123 11 134 2%
Ön lisans 382 29 411 7%
Lisans 4.470 47 4.517 76%
Lisans üstü 862 15 877 15%
Genel Toplam 5.844 104 5.948 100%

 

  • Katılımcıların yüzde 90’ı 31-60 yaş aralığındadır. Yaş aralığı 20-30 yaş aralığında olanların ankete katılım oranı yüzde 7, 60 yaş üstü olanların katılım oranı ise yüzde 3’tür.

3-Yaş

Yaş Kamu çalışanıyım Emekliyim Genel Toplam
20-30 Arası 419 419 7%
31-40 Arası 1.987 1.987 33%
41-50 Arası 2.228 5 2.233 38%
51-60 Arası 1.096 50 1.146 19%
60 üzeri 114 49 163 3%
Genel Toplam 5.844 104 5.948 100%
  • Anket katılımcılarının yüzde 76’sı evli, yüzde 23’ü bekar, yüzde 1’i ise diğer medeni durumlarda olduğunu ifade etmiştir.

4- Medeni Durum

Kamu çalışanıyım Emekliyim Genel Toplam
Evli 4.433 87 4.520 76%
Bekar 1.330 12 1.342 23%
Diğer 81 5 86 1%
Genel Toplam 5.844 104 5.948 100%
  • Barınma durumuna göre katılımcıların yüzde 38’i kira gideri olmadığını, yüzde 37’si kiracı olduğunu %24’ü ise konut kredisi ödediğini ifade etmiştir. Her dört kamu çalışanından birisi konut kredisi ödediğini, her 100 kamu çalışanından 37’si ise kiracı olduğunu beyan etmiştir.

5-Barınma Durumu

Kamu çalışanıyım Emekliyim Genel Toplam
Aile Konutu 38 38 1%
Kira Giderim Yok 2.217 63 2.280 38%
Kiracıyım 2.183 21 2.204 37%
Konut Kredisi Ödüyorum 1.406 20 1.426 24%
Genel Toplam 5.844 104 5.948              100%
  • Ankete katılanların yüzde 96’sı bir sendikaya üye olduklarını ifade etmiştir.

6-Katılımcıların Sendika Üyelik Durumu

Sendika Üyeliği Evet Hayır Genel Toplam SendikaÜyelik Durumu
Kamu çalışanı               5.666   178               5.844 97%
Emekli                    63     41                  104 61%
Genel Toplam               5.729 219               5.948 96%

  

Anketimizde katılımcılara ilk olarak “Kamu emekçilerinin ve emeklilerinin maaşlarına 2023 yılı ocak ayından itibaren geçerli olmak üzere yapılan %30’luk artışı yeterli buluyor musunuz? sorusunu yönelttik.

  • Anketimizi yanıtlayan 5 bin 844 kamu çalışanından sadece 36’sı yani her bin kamu çalışanından sadece 6’sı maaşlarına yapılan artışın yeterli olduğunu kaydetmiştir. Buna karşın 5 bin 808’i yani %99,4’ü artışın yetersiz olduğunu ifade etmiştir. Anketimize katılan 104 emeklinin tamamı yapılan maaş artışının yetersiz olduğunu kaydetmiştir.
 Yetersizdir  Yeterlidir  Genel Toplam Zam YetersizDiyenler (%)

(%)

Kamu çalışanıyım           5.808             36                 5.844 99,4%
Emekliyim              104                    104 100,0%
Genel Toplam           5.912             36                 5.948 99,4%
  • Aynı soruya sendika üyeliği durumuna göre verilen cevapları derlediğimizde; toplam 5 bin 729 sendika üyesi katılımcıdan 5 bin 696’sı yani %99,4’ü maaş artışı yetersiz derken, sendika üyesi olmayan toplam 219 katılımcıdan 216’sı yani %98,6’sı da maaş artışının yetersiz olduğunu ifade etmiştir.
Sendika Üyeliği   Yetersizdir   Yeterlidir   Genel Toplam  Zam Yetersiz Diyenler (%)
Evet           5.696             33                 5.729 99,4%
Hayır              216               3                  219 98,6%
Genel Toplam           5.912            36 5.948                99,4%
  • Kira gideri olmadığını beyan eden 2 bin 280 anket katılımcısından sadece 33’ü maaş zammı yeterli derken 2 bin 247’si yani %98,5’i yetersiz demiştir. Kiracı olan 2 bin 204 katılımcıdan sadece 2 kişi, yine konut kredisi ödediğini beyan eden bin 426 katılımcıdan sadece 1 kişi maaş zammı yeterli demiştir. Her iki grupta da maaş zammının yetersiz olduğunu ifade edenlerin oranı %99,9’u aşmaktadır.
Barınma Koşulları   Yetersizdir  Yeterlidir  Genel Toplam Zam Yetersiz Diyenler (%)
Aile Konutu 38 38 100%
Kira Giderim Yok           2.247               33                 2.280 98,5%
Kiracıyım           2.202 2                 2.204 99,9%
Konut Kredisi Ödüyorum           1.425               1                 1.426 99,9%
Genel Toplam           5.912             36 5.948                99,4%
  • Evli olduğunu beyan eden 4 bin 520 anket katılımcısından %99,7’sına denk gelen 4 bin 508’i maaş zammının yetersiz olduğunu ifade etmiştir.

Bekar olduğunu beyan eden bin 342 katılımcıdan ise %98,2’sine denk gelen bin 318’i maaş zammının yetersiz olduğunu ifade etmiştir.

Medeni Durum  Yetersizdir Yeterlidir 

 

 

 Genel Toplam Zam Yetersiz Diyenler (%)
Evli           4.508 12                 4.520 99,7%
Bekar           1.318 24                 1.342 98,2%
Diğer               86                     86 100,0%
Genel Toplam           5.912             36 5.948 99,4%
  • Yaş grupları bakımından anketimize en yüksek katılım 41-50 yaş grubundan olmuştur. Söz konusu grupta yer alan 2 bin 233 katılımcıdan 2 bin 226’sı yani %99,7’si zam oranının yetersiz olduğunu ifade etmiştir.

20-30 yaş grubunda yer alan 419 katılımcıdan 401’i, 31-40 yaş grubunda yer alan bin 987 katılımcıdan ise bin 979’u aynı görüştedir.

Yaş Grubu Yetersizdir 

 

 

Yeterlidir   Genel Toplam Zam Yetersiz Diyenler (%)
20-30 Arası              401               18                    419 96%
31-40 Arası 1.979            8                 1.987 99,6%
41-50 Arası           2.226 7                 2.233 99,7%
51-60 Arası           1.143 3                 1.146 99,7%
60 üzeri              163                    163 100,0%
Genel Toplam           5.912             36                 5.948 99,4%
  • Anketimize katılan en yaygın grup olan lisans mezunu 4 bin 517 katılımcıdan sadece 30’u maaş zammının yeterli olduğunu ifade etmiştir. Geriye kalan 4 bin 487’si yani %99,3’ü ise maaş zammının yetersiz olduğunu ifade etmiştir.

Lisans üstü-doktora mezunu toplam 877 katılımcıdan sadece 2’si maaş zammı yeterli derken %99,8’ine denk gelen 875’i yetersiz yanıtını vermiştir.

Eğitim Düzeyi Yetersizdir 

 

 Yeterlidir  Genel Toplam Zam Yetersiz Diyenler (%)
Lise altı (İlk veya Orta Okul Mezunu)               9                    9 100,0%
Lise veya dengi mezunu           133 1                       134 99,9%
Ön Lisans Mezunu            408 3               411 99,3%
Lisans Mezunu          4.487             30             4.517 99,3%
Lisans üstü – Doktora           875             2                877 99,8%
Genel Toplam 5.912          36            5.948  99,4%

 

Anketimizde katılımcılara yönettiğimiz ikinci soru “Sizce sendikalar maaş ve geçim sorunlarına çözüm için ne yapmalı? şeklindedir.

Çoklu seçeneklerin ve açık uçlu bir seçeneğin olduğu soruya katılımcıların verdiği cevapların gösterildiği tablo aşağıdadır.

Eylem ve Etkinlik Önerisi  Sadece Bu Eylemi Önerenler Diğer Etkinliklerle Birlikte Bu Etkinliği Önerenler
Sayı Sayı Oran
Tüm konfederasyonlar ile birlikte ortakbir mücadele programı çıkarılmalı 406 4.448 75%
Yetkili sendikanın etkisiz sendikacılığı ifşa edilmeli 75 3.863 65%
Genel grev yapılmalı 251 3.436 58%
Geçim sorununun boyutlarını kamuoyunasunan araştırmalar yapılmalı 58 3.118 52%
Her büyükşehirde merkezi mitingler yapılmalı 36 2.371 40%
Her hafta konu hakkında sosyal medya etkinliği yapılmalı 19 2.105 35%
Ankara’da merkezi bir miting yapılmalı 20 1.966 33%
1-5 Günlük iş yavaşlatma eylemi yapılmalı 33 1.941 33%
Tüm illerde ve her işyerinin önündeher ayın 15’inde eş zamanlı basın açıklamaları yapılmalı 21 1.829 31%

 

Buna göre katılımcıların: 

  • Yüzde 75’i “Tüm konfederasyonlar ile birlikte ortak bir mücadele programı çıkarılmalı
  • Yüzde 65’i Yetkili sendikanın etkisiz sendikacılığı ifşa edilmeli
  • Yüzde 58’i Genel grev yapılmalı
  • Yüzde 52’si Geçim sorununun boyutlarını kamuoyuna sunan araştırmalar yapılmalı”,
  • Yüzde 40’ı Her büyükşehirde merkezi mitingler yapılmalı şeklinde beyanda bulunmuştur.

Hem sizlerle paylaştığımız bu son araştırmamız hem de üye sendikalarımızın işyerlerine dayalı olarak hazırladığı raporlar kamu emekçilerinin ve emeklilerin; yaş, eğitim, sendika, medeni durum, sendika üyeliği fark etmeksizin ezici bir çoğunluğunun %30’luk maaş artışını yetersiz bulduğunu ortaya koymaktadır.

İktidar maaşlarımıza yapılan artışları “müjde” diye yutturmaya çalışmaktadır. Ancak güneş balçıkla sıvanmamaktadır.

Bugün Türkiye’de sadece kamu emekçileri olarak bizlerin değil, emeği ile geçim mücadelesi veren tüm kesimlerin emeğinin karşılığını alamadığı bir düzen kurulmuştur. 

Ülkemizde yıllardır hepimizin gözleri önünde bir oyun oynanmaktadır.  Her fırsatta “oyun kuran bir iktidar” olmakla övünenler aslında en büyük oyunu emeği ile geçim mücadelesi veren milyonlara kurmuştur.

Bu oyunun yapımcı ve yönetmen koltuğunda 20 yıldır mevcut iktidar oturmaktadır. Başroller ise TÜİK’in ve yandaş konfederasyonların, sendikaların yönetim kadrolarına verilmiştir.

Hem TÜİK’in hem de yandaş konfederasyon ve sendikaların yönetici ekibi en başından beri kendilerine verilen rolün gereğini yerine getirmektedir.

Buna göre TÜİK yıllardır halkın sokakta, çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığı hayat pahalılığını sanal rakamlarla perdelemektedir. Ülkemizde ister kamu da olsun ister özel sektörde milyonlarca çalışanın, emeklinin maaş-ücret artışlarında TÜİK’in suni verileri temel alınmaktadır.

Sendika, konfederasyon adı altında yıllardır mevcut iktidar bloğunun “memur kolları” olarak faaliyet gösteren yapıların yönetici kadrosunun rolü ise önlerine konulan bu sahte rakamların bir kuruş dahi üstüne çıkılmayan “toplu sözleşmelere” imza atmaktır.  Üstelik sefalet oranlı maaş artışları daha cebimize girmeden adaletsiz gelir vergisi dilimleri ile geri alınmaktadır. 

Bilindiği üzere AKP+ MHP bloku yaklaşan seçimlerde koltuğu kaybetmemek için hemen her hafta kendince “müjdeler” açıklamaya devam etmektedir.

KESK olarak bir kez daha altını çiziyoruz.  Bunlar “müjde” değil, iktidarın geçtiğimiz yirmi yılda büyütüp içinden çıkılmaz hale getirdiği sorunlara yönelik yarım yamalak, geçici düzenlemelerden ibarettir. 

Örneğin, daha önce istisnai bir istihdam tipi olan sözleşmeli istihdamı eğitimden sağlığa tüm asli işlerde temel istihdam biçimi haline getiren de sözleşmeli istihdamı 20 yılda 6 kat artıran mevcut iktidardır. Kamuda istihdamı güvencesizlik temelinde onlarca parçaya bölüp eşit işe eşit ücreti ortadan kaldıran, emekçileri mali, sosyal, özlük haklar bakımından bölen de bu iktidardır.

Buna rağmen aynı iktidar yıllardır şişirdiği sözleşmeli istihdamın tamamını değil, bir bölümünü 3+1 sistemi ile kadroya almayı, üstelik bundan sonra kamuya alımların tamamını bu sistemle yapmayı “müjde” olarak yutturmak istemektedir.

Yine daha birkaç yıl önce milyonlarca EYT’liye bizzat Cumhurbaşkanı’nın ağzından “çift dikiş” diyerek hakaret eden iktidar bugün “EYT müjdesi” ile övünmektedir.

Oysa hepimiz biliyoruz ki milyonlarca EYT’li emeklilik haklarını kendilerine hakaret eden iktidarın lütfu ile değil, yıllardır sürdürdükleri kararlı mücadele ile söke söke kazanmıştır.

Diğer taraftan 2008 yılında yaptıkları değişiklikle emekli bağlama oranlarını düşüren, dolayısıyla bugün milyonlarca emeklinin maaşını asgari ücretin nerdeyse yarısına indiren de AKP iktidarıdır. Emeklilik hakkını kazansa da yarın milyonlarca EYT’li bu sefalet aylıkları ile yaşam mücadelesi vermeye devam edecektir.  Buna rağmen tazminatı ödemeleri için işverene hazine garantili kredi açan iktidar EYT yasasını hala TBMM’ye dahi sunmamıştır.

Yine bir başka müjde olarak sunulan 3600 ek gösterge düzenlemesi ile 1 Ekim 2008 tarihinden sonra göreve başlayan yaklaşık 1 milyon 750 bin kamu emekçisinin emekli aylığı yansıma oranlarından yararlanmasına yönelik bir adım atılmamıştır. Şefler başta olmak üzere binlerce kamu emekçisi kapsam dışında tutulmuş, üstelik emekli aylığında en önemli unsur olan Özel Hizmet Tazminat Oranlarındaki mevcut eşitsizlik daha da derinleştirilmiştir.

İşin özü AKP, MHP bloğunun bugün müjde diye sundukları yıllardır zehir içilen milyonların ağzına seçim yatırımı olarak bir kaşık bal sürmekten ibarettir.  Üstelik her zaman olduğu gibi bugün kaşıkla verilen bu müjdeler yarın kepçe ile geri alınacaktır. 

Nitekim Hazine ve Maliye Bakanı’nın aylar önce sarf ettiği Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar. Çarklar dönüyor” sözleri ülkeyi yönetenlerin yıllardır sürdürdüğü ve seçimlerden sonra da kaldığı yerden devam ettireceği ekonomi programını net olarak özetlemektedir.

20 yıldır çok daha acımasız bir şekilde sürdürülen bu düzende ülkemiz hızla bir asgari ücretliler ülkesine dönüştürülmüştür. Reel ücretlerimiz gittikçe erimiş, yaşam maliyetimiz, yoksullaşma sürecimiz ise artmıştır.

Yıllardır gözümüzün içine baka baka sahnelenen oyunlarla devem ettirilen bu düzenin kaybedeni ne tek başına işçiler ne emekliler ne asgari ücretliler ne de hangi sendikanın üyesi olursa olsun kamu emekçileridir. Bu emek karşıtı düzenin kaybedeni milli gelirden aldığı pay son 20 yılın dip noktasına itilen tüm ücretli kesimlerdir.

Üreten, var eden ama düşük ücret, güvencesiz, kuralsız çalışma ile kölelik dayatılan milyonlar olarak önümüzde iki yol bulunmaktadır. Ya sahte enflasyon rakamlarına dayalı yüzdelik artışlara sessiz kalıp daha fazla yoksullaşacak, onlarca parçaya bölünmüş güvencesiz istihdamın daha da büyümesini izleyecek, bu acımasız sisteme boyun eğeceğiz.

Ya da “Bu Ülkede Emekçiler Var, Biz Varız” diyerek insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli çalışma mücadelesi için omuza vereceğiz.

Biz KESK olarak tercihimizi her zaman olduğu gibi insanca yaşamaya yetecek ücret, güvenceli çalışma için ortak mücadeleden yana kullanacağız.

Bir avuç yandaş konfederasyon ve sendika yöneticisinden başka hiçbir kamu emekçisinin ve emeklinin “memnun” olmadığı sefalet oranlı ücret artışlarına, her türlü güvencesiz istihdama son vermek için işyerlerinden alanlara uzanan mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. 

Bunun için hangi sendikanın üyesi olursa olsun veya bir sendikaya üye olmasın tüm kamu emekçilerinieşi çalışmayan, iki çocuklu, en düşük kamu emekçisi maaşının yoksulluk sınırı üzerine çıkarılması ve güvenceli çalışma talebine sahip çıkmaya, omuz omuza vermeye çağırıyoruz.

Yürütme Kurulu