İZMİR ŞUBEMİZ, VERGİ DAİRESİNDE “İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR” STİCKERLARININ YAŞA DIŞI OLDUĞU GEREKÇESİYLE TOPLATILMASINA TEPKİ GÖSERDİ…

427

Şubemiz, Çiğli Vergi Dairesinde “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “Çocuk Susar Sen Susma” ve “Vergide Adalet İstiyoruz” afiş ve materyallerin Vergi Dairesi Müdürü talimatıyla kaldırtılması ve İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nca da benzeri bir talimatın çalışanlara ulaştırılması üzerine 28.12.2022 Çarşamba günü sendika binasında basın açıklaması düzenledi.

Açıklamada; İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan derhal sökülen afiş ve stickerlerın yerine konulmasını, attıkları mesajı iptal etmelerini, aksi takdirde sorumlu idareciler hakkında sendika olarak yasal işlem başlatacağı belirtilerek, asla “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır”, “Çocuk Susar Sen Susma”, “Mobbinge Hayır”, “Vergi Dilimi Soygununa Hayır” demekten yayınlamaktan, afiş asmaktan vazgeçilmeyeceği ifade edildi.

BASINA VE KAMUOYUNA

23 Aralık Cuma Günü sabah saatlerinden itibaren Çiğli Vergi Dairesi’nde bir gerilim ortamı Çiğli Vergi Dairesi Müdürü tarafından oluşturulduğu bilgisi sendikamıza ulaştı. Çiğli Vergi Dairesi Müdürü nün özellikle “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır”, “Çocuk Susar Sen Susma” ibareli stickerların yasadışı olduğu sökülmesi konusunda talimat verdiğini öğrendik. Müdürün konuyla ilgili sendika temsilcilerimizle görüşmesini bekledik. Ancak bir süre sonra bir personel yardımıyla çalışma masasındaki personelin rızası da alınmadan stickerların söküldüğü temsilcilerimiz ve üyelerimiz tarafından tespit edildi. Yani söz konusu stickerlar ya da afişlerin yasal olup olmadığı ile ilgili Çiğli Vergi Dairesi Müdürü tarafından sendikamızdan herhangi bir görüş alınmamıştır.

Yapılan işlem 4688 Sayılı Sendika Yasası, ilgili Başbakanlık Genelgeleri ve Anayasa’ya aykırı olduğu açıktır. Sendikal faaliyetin engellenmesi anlamına da gelen söz konusu müdahale maalesef İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından da “Başkanlığımıza intikal eden olaylardan, vergi dairesi müdürlüklerinde siyasi ya da siyasi amaca hizmet edecek bildiri, afiş, sticker, pankart asıldığı görülmüştür. Bu nedenle sendikalar/sivil toplum örgütleri tarafından dağıtılan ancak yukarıda açıklanan şekilde suç kapsama girecek herhangi bir bildirinin, afişin, stickerın, pankartın veya bu gibi yazıların bilgisayarların arka yüzlerine, çalışma masalarına veya işyerlerinin herhangi bir yerine asılması, yapıştırılması, konulması ve bu şekilde propaganda yapılması, teşhir edilmesi yasaktır. Bu konuda süpervizör, şef, vergi dairesi müdür yardımcısı, /müdür yardımcısı ve tüm birim amirlerinin gerekli kontrolleri yapması hususunda gereğini bilgilerinize önemle rica ederim.” Yazılı mesajın tüm birimlere gönderilerek olayın kapsamı da genişletilmiştir.

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın söz konusu mesajın içeriğine bakarsanız ancak “Cumhurbaşkanı” yetkisinde yazılabilecek bir talimat olduğu görülmektedir. Görünen o ki seçim sürecine girilirken vergi daireleri seçim dairelerine dönecektir. Başkanlık hangi yetkiyle böyle bir mesajı yazdığı, sendika görsel afiş, sticker v.b nde ne gibi suçlar olduğu açıklanmadan sanki bir savcılık makamı gibi davranmış, yetmemiş yargı makamı olmuş ve sendikamız afiş ve bildirilerini yasa dışı ilan etmiş olmaktadır. Düşünebiliyor musunuz böyle bir gücü, anlaşılan o ki seçim sürecine girerken emekçilerin ortak hak ve çıkar örgütü sendikalar üzerinde bazı kamu idarecileri eğer siyasi iktidarın söylemine ters afiş ve bildirileri direk yasa dışı kabul edecektir.

İşte İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın suç unsurları “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır”, “Çocuk Susar Sen Susma”, “Mobbinge Hayır”, “Vergi Dilimi Soygununa Hayır” şimdi bunları söylemek yayınlamak dahi bir kamu idarecesi tarafından suç ilan edilebiliyor. Bu nasıl bir anlayıştır hangi zihniyetle bu talimat İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilebiliyor anlamak mümkün değil.

Oysa daha önce defalarca vurguladığımız üzere, sendikal faaliyetler anayasa ve yasalarla, anayasamızın 90. Maddesi ile iç hukukun üzerinde olduğu kabul edilen başta Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri olmak üzere uluslar üstü anlaşma ve sözleşmelerle güvence altına alınmıştır. Dolayısıyla ortada sayısız mahkeme ve AİHM kararı olmasına karşın ısrarla en temel sendikal hak ve özgürlükleri yok sayanlar, bu yönde hukuk dışı kararların altına imza atanlar

“Sendikal faaliyeti engelleme” ve “görevi kötüye kullanma suçu” işlemektedir. Sadece bu konuda talimat verenlerin değil, hukuksuz talimatı yerine getirenlerin de cezai sorumluluğu vardır.

Bir sendikanın, temel görevi üyeleri başta olmak üzere tüm kamu emekçilerinin haklarını korumak ve geliştirmektir. Bu görev sendika –konfederasyon olmanın temel gereğidir. “Toplu sözleşme görüşmelerini bahane ederek” gibi garabet bir uyarı yazısı kaleme almaktan geri durmayanlara soruyoruz. Sendikalar kamu emekçisini doğrudan ilgilendiren toplu sözleşme konusunda işyerinde aydınlatma çalışması yapmayacaksa, taleplerini paylaşmayacaksa ne zaman, nerede yapacaktır?

Sendikal hak ve özgürlüklerle ilgili olarak, Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de doğrudan uygulanabilecek iç hukuk normları olduğundan, kamu işvereni bu normlara uygun hareket etmek zorundadır.

Buradan kamu emekçilerinin sendika hakkını fiilen kazanan ve yasalaşmasına neden olan KESK in üyesi bir sendika olarak İzmir Vergi dairesi Başkanlığı’nı uyarıyoruz sendikal hak ve özgürlüklerimizden sizler bir yerlere şirin görüneceksiniz diye asla vazgeçmeyeceğiz. İVDB açıklamalıdır, kimin hangi kurum ya da siyasinin talimatıyla neye güvenerek böyle bir uygulamaya gidiyorsunuz? Çalışanların en temel hakkı olan sendikal faaliyeti engellediğinizin farkında mısınız? Sendika bildiri afiş v.b ni siyasidir v.b diye kendine göre nitelendirerek söküp atamazsınız bu suçtur. Ayrıca kamu çalışanları işyerlerinde kendi özel kullanım alanlarında sendika bildiri afiş v.b. materyal asma yapıştırması yönünde herhangi bir yasal engel olmadığı gibi bu konuda çok net AİHM kararları vardır. Bu kararlar dönem dönem İzmir Valiliği tarafından da kurumlara iletilmiştir.

Maalesef ülkemizde muhalif görülen siyasi iktidarın söylemi dışındaki her şeyi yasa dışı ilan edebilmektedir. Bu durum yargı makamlarında yaşanıyordu, gazete ve gazetecilere yapılan baskılarda görülüyordu. Görünen o ki seçimlere gidilirken isteyen kamu idarecisi herhangi yargı kararı olmadan istediği şeyi iktidar adına yasaklayacak mahkemeye soruşturmaya gerek kalmadan karar verebilecek. Bu tutum çok tehlikelidir. Bu anlamda İzmir Vergi Dairesi Başkanlığından derhal sökülen afiş ve stickerlerın yerine konulmasını, attıkları mesajı iptal etmelerini aksi takdirde sorumlu idareciler hakkında sendika olarak yasal işlem başlatacağımızı buradan duyuruyoruz. Ve Asla “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır”, “Çocuk Susar Sen Susma”, “Mobbinge Hayır”, “Vergi Dilimi Soygununa Hayır” demekten yayınlamaktan, afiş asmaktan vazgeçmeyeceğiz.