Kamuoyuna 3600 ek gösterge talebi olarak yansıyan ve son olarak dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Vedat Bilgin ile Memur-Sen Heyetinin oluşturduğu komisyonun ilk toplantısı dün yapıldı.
Konuya ilişkin “Büro Emekçilerinin Dahil Edilmediği 3600 Ek Gösterge Düzenlemesini Kabul Etmiyoruz! Memur-Sen Kamu Emekçilerinin Temsilcisi Olamaz” başlıklarıyla basın toplantısı düzenlenmiş, Sendikamızın görüş ve talepleri kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Güvenli gelecek hepimizin hakkı!
Kamu emekçilerini oyalamayı bırakın taleplerimizin gereğini yapın!
Genel Başkanımız Bahadır BERDİCİOĞLU tarafından okunan açıklama aşağıdadır:
BASINA VE KAMUOYUNA
Değerli Basın Emekçileri;
24 Haziran 2018 Genel Seçimleri öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından seçim beyannamesinde yazılı olarak yer almasa da öğretmen, polis, hemşire ve din görevlileri kastedilerek 3600 Ek gösterge verileceği müjde olarak duyurulmuştu.
Üzerinden geçen dört yıla rağmen verilen sözün tutulmaması üzerine muhalefet partilerinden emek örgütlerine kadar geniş bir yelpazenin konuyu gündemde tutmayı başarması, siyasi iktidarı olası bir erken seçim öncesi ek göstergeye ilişkin bir çalışmayı gündemine almak zorunda bıraktı.
Değerli Basın Emekçileri;
Kamu emekçilerinin adil bir ek gösterge talebi ve sendikamızın bu talebe ilişkin mücadelesi çok daha eskiye dayanıyor. Düşük emekli maaşına mahkûm edilen kamu emekçilerinin güvenli bir gelecek talebi için yıllardır mücadele eden sendikamız, adil bir ek gösterge sistemi talebimizin içinin boşaltılmasına da izin vermeyecek.
Kamuoyuna 3600 ek gösterge talebi olarak yansıyan ve son olarak dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Vedat Bilgin ile MemurSen heyetinin oluşturduğu komisyonun ilk toplantısını yapmasıyla adil bir ek gösterge talebimizle ilgili yeni bir sürece girildi.
Değerli Basın Emekçileri;
AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ!
Geçtiğimiz yıl ağustos ayında milyonlarca kamu emekçisini ve emeklisini kapsayan toplu sözleşme sürecinde imzaladıkları toplu sözleşmenin acı sonuçlarını yaşadığımız bir süreçte, bu komisyondan kamu emekçilerinin ve emeklilerinin taleplerine ilişkin beklentiye girmek ham hayalden öte bir şey değildir. Komisyon oluşturulurken diğer sendikaların bu çalışma dışında tutulmasıyla kamu emekçileri nezdinde temsiliyetini yitirmiş Memur Sen parlatılmaya çalışılsa da, bu komisyonun çalışmaları “körler sağırlar birbirini ağırlar” deyimine bir örnek oluşturmaktan öteye geçmeyecektir.
Değerli Basın Emekçileri;
Ek göstergede adalet sağlanmasındaki kastımız emeklilikte geliri yarı yarıya düşen kamu emekçilerinin bu mağduriyetinin giderilmesidir. Çalışma hayatında elde ettiğimiz ek ödeme, ek ders, döner sermaye, tazminat vb. ödemelerin emeklilikte kesilmesi ve maaş bağlanma oranlarındaki düşüklük kamu emekçilerini mağdur etmekte, yüz binlerce kamu emekçisi emeklilik hakkını kazandığı halde çalışmak zorunda kalmaktadır. Her üç gencimizden ikisinin işsiz olduğu gerçeğini de gören bir yerden mesele bütünlüklü olarak ele alınmalı kamu emekçilerinin ve emeklilerin statü ayrımı yapılmaksızın tamamını kapsamalıdır. 3,5 milyon kamu emekçisi içerisinde 282 bin büro çalışanı dışarda tutularak sorun çözülemez.
Yöntem olarak bakanlıklar düzeyinde sendika ve bakanlık temsilcilerinin bir araya geldiği komisyonlar üzerinden çalışmalar yürütülmeli, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bu çalışmaları koordine etmelidir. Katılımcılığın ve demokratik kanalların tıkalı olduğu bir çalışmanın kamu emekçilerinin taleplerini karşılama şansı çok düşüktür.
Ek Gösterge meselesinin dört meslek grubu üzerinden gündeme getirilerek tartışılması kamu emekçilerini karşı karşıya getirmeyi bütünlüklü bir mücadelenin önünü kesmeyi amaçladığını da unutmamak gerekir.
Tüm uyarılarımıza rağmen, pandemi döneminde ilan edilen vergi ve prim afları nedeniyle önünde uzun kuyrukların oluştuğu vergi dairelerini, sosyal güvenlik merkezlerini, işlerini kaybedenlerin uzun kuyruklar oluşturduğu iş kur müdürlüklerini, nüfus müdürlüklerinin önündeki kalabalıkları unuttunuz mu? Adalet talebi nedeniyle halkın doldurduğu adliye binalarını unuttunuz mu?
Pandemide hayatlarını hiçe sayarak hastalanmak pahasına çalışan büro emekçilerinin dışarda bırakan bir 3600 düzenlemesini asla kabul etmeyiz.
Emekli maaşlarının asgari ücretin bile altında seyrettiği ve hayat pahalılığının her geçen gün yaşam şartlarımızı zorlaştırdığı bir süreçte ek göstergede adaletin sağlanması ve kamu emekçileri ve emeklileri arasında ayrımcılık yapılmaması temel talebimizdir.
Değerli Basın Emekçileri;
Buradan sizlerin aracılığı ile kamuoyuna bir kez daha duyurmayı tarihsel bir sorumluluk olarak görüyoruz!
Sözümüz dört yıldır verdikleri sözü yerine getirmeyenleredir, sözümüz kamu emekçilerini ayrıştıranlaradır, sözümüz siyasi iktidarın payandalığını yapan Memur Sen’edir.
Kamu emekçilerini oyalamayı bırakın taleplerimizin gereğini yapın!
Son sözümüz ise Büro Emekçilerinedir;
Güvenli bir gelecek herkesin hakkıdır!
Adil ek gösterge talebimizin karşılanmaması bizim için grev gerekçesidir!