MUSTAFA SÖNMEZ: BİR DOKUNUŞLA DIŞ BORÇLAR 25 MİLYAR DOLAR AZALDI

1625

Kısa vadeli dış borcun tıraşlanmasının dış para otoriteleri ve dış yatırımcılar tarafından ne kadar makul karşılandığı zamanla görülecek. Ancak daha önce milli gelirde yapılan benzer düzeltmelerin güvende belli aşınmalara yol açtığı biliniyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) kısa vadeli dış borç tanımında yaptığı bir değişiklikle vadesine 12 ay kalan kısa vadeli dış borçların toplamını 15 puan azalttı ve bir ayda toplamı 189 milyar dolardan 164 milyar dolara indirdi. Bu değişiklikle kısa vadeli dış borçlar da Türkiye’nin toplam dış borç stoku da 25 milyar dolar dolayında azalmış oluyor.

TCMB bu revizyonu, ithalatçının ithalattan kaynaklanan kredi borcunda abartı olduğu gerekçesine dayandırdı. Kredili ithalatın gösterilenin 10 puan altında olduğu savıyla ithalatçının kredi borcu tahmini azaltılınca ortaya 25 milyar dolarlık bir borç dampingi çıktı. TCMB, ihracattan alacakların da az gösterildiğini ve bu kalemde de artış yapıldığını açıkladı.

TCMB’nin açıklamasına göre yurt dışı yerleşiklere ait mevduatta da vade ayrımı yapıldı. Eskiden tüm mevduat kısa vadeli sayılıyordu. Bu değiştirildi ve bir yılın üstünde olanlar uzun vadeliye alındı. Repo işlemlerinden sağlanan fonlar ise artık borçlar içinde gösteriliyor.

Bu düzeltmelerle “uluslararası yatırım pozisyonu” (UYP) denilen ülkenin toplam varlıkları ve yükümlülükleri arasındaki açık da azaltılmış oldu.

TCMB’nin düzeltmesi ile reel sektörün dış borç yükümlülüklerinin hesabı da değişti.

Ayrıca Türkiye milli gelirinin yüzde 61,5’ine ulaşmış görünen Türkiye’nin 448 milyar dolarlık dış borç stoku da ikinci çeyrek için açıklandığında 25 milyar dolar azalmış görünecek.

Kimi eleştirmenlere göre, bu “makyaj” Türkiye’nin kısa vadeli borç stokunun rezervlerine oranında umulduğu kadar bir iyileşme yapamayacak ama daha önce Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) için yapılan bilgi güvenilirliği eleştirileri TCMB için de söz konusu olabilecek ve bu, ülke güvenirliğini azaltıcı bir “düzeltme”.

TCMB bu revizyonu neye dayandırdı? Bunun işareti yılın ilk enflasyon raporunda verildi. Raporda, “Diğer ülkelere göre Türkiye’nin ithalat borçlarının görece yüksek olması olası bir yanlılığa işaret etmekte” denildi ve önlem olarak yapılan ise şöyle özetlendi: “… toplam vadeli ithalatın ve ihracatın en az yüzde seksenini temsil eden firmalardan ticari alacak ve borçlarını yurt içi-yurt dışı ayrımında, yabancı para kompozisyonlarını da içerecek şekilde raporlamaları talep edilmektedir.”

Düzeltme ithalat borçları üzerinde odaklandı. İthalat kredi borcunun ithalata oranı TCMB’nin haziran düzeltmesi öncesinde yüzde 24 idi. Yani ithalat 247 milyar dolar iken ithalattan kaynaklanan dış borç 60 milyar dolar görünüyordu. TCMB’nin yeni tanımlaması ile bu borç tutarı 34 milyar dolara indirildi. Dolayısıyla 26 milyar dolarlık bir abartma olduğu iddia edildi ve kredili ithalatın toplam ithalata oranının yüzde 24 değil, yüzde 14 olduğu belirtilerek haziran ayı kısa vadeli dış borç tablosu kamuoyu ile paylaşıldı.

Yeni yaklaşımı eleştirenlerin verdiği bir örnek ilginç: “Kontrol etmek zor ama en büyük firmamız TÜPRAŞ’ın finansallarına bakıyorum. TÜPRAŞ’ın 2020’de ithalatı 48 milyar TL, döviz cinsinden ticari borcu 13 milyar TL; yani ithalatının yüzde 27’si kadar. Ortalama ithalat borcu vadesi 3,2 ay. Tek firmadan tabii ki bir hüküm verilemez.”

Düzeltme ile vadesine 12 ay kalan kısa vadeli dış borç tutarı yeni tanımlarla 25 milyar dolar azaltılmış oldu. Bu sonuçta yurt dışı yerleşiklere ait mevduatın tanımına getirilen yeni düzenleme de etkili oldu. Yurt dışı yerleşiklerin mevduatlarında vade ayrımı yapılarak uzun vadeli mevduatların kısa vadeli dış borç kapsamından çıkarılması ile de kısa vadeli borç miktarı düşürülmüş oldu.

Kısa vadeli dış borcun tıraşlanması, dış yatırımcılar için önemli olan “kısa vadeli dış borç/rezervler” oranı açısından da dikkate değer. Kısa vadeli borçlar 25 milyar dolar tıraşlanarak rezervlere göre küçültüldü ve rezervlerin borçları karşılayamaz olduğu iddiası zayıflatılmaya çalışıldı.

TCMB’nin haziran sonunda rezervleri 98 milyar dolardı. 164 milyar dolar kısa vadeli dış borca göre dış borç karşılama oranı yüzde 59 oldu. Düzeltme ile rezerv/kısa vadeli dış borç oranında yaklaşık yedi puanlık bir iyileşme oldu. Başka bir ifade ile düzeltme öncesi “Bu rezervler kısa vadeli borçların ancak yüzde 52’sini karşılar” söylemi yedi puan düzeltilerek “59’unu karşılar”a çıkarılmış oldu. Ne var ki bu düzeltmeye rağmen rezervlerin düzeltilmiş kısa vadeli borç yükümlülüğü karşısındaki durumu birçok emsal yükselen ülkenin göstergesinin çok altında.

TCMB’nin ithalat ve ihracat ile ilgili kredi borç-alacak verileri, UYP, reel sektörün döviz pozisyonu verilerinde de değişiklikler yarattı. Yeni tanımın toplam dış borç stoku ve ödemeler dengesi, cari açık üzerindeki etkileri ise yeni veriler açıklandıkça görülecek.

Bir ülkenin dış varlıklarına karşılık dış yükümlülüklerini gösteren makro gösterge UYP’ye, yeni tanımlamaların yansıması ise şöyle oldu: İhracat 200 milyar dolar iken eski UYP verilerine göre ticari kredi alacakları 23 milyar dolar görünüyordu, yeni UYP verilerine göre 38 milyar dolar oldu. Eski UYP’ye göre ticari kredi alacağı/ihracat oranı yüzde 12 iken yeni UYP’de oran yüzde 19’a çıktı.

Güncelleme ile ithalat borcundaki ortalama vade azalırken, ihracat vadesi bir miktar uzadı.

UYP verilerine göre düzeltme sadece ticari borç kısmında değil, alacak kısmında da görünüyor. Ticari borçlar yaklaşık 25 milyar dolar azalırken, ticari alacaklar 15 milyar dolar artmış görünüyor. Varlık ve yükümlülüklerdeki değişimler sonucu net uluslararası yatırım açığı Mayıs 2021’de 33,6 milyar dolar azalarak 327,8 milyar dolardan 294,2 milyar dolara geriledi.

Düzeltme sonrası reel sektör döviz pozisyon açığındaki azalış, 158 milyar dolardan 128 milyar dolara inerek yaklaşık 30 milyar doları buldu.

Bu düzeltmeler, ilk çeyrekte 448 milyar dolar olarak açıklanan ve milli gelirin yüzde 61,5’una ulaşan Türkiye’nin dış borç stokuna da yansıyacak. İkinci çeyrek dış borç stoku açıklandığında muhtemelen 25 milyar dolarlık bir düşüş stoktan izlenebilecek ve yine muhtemelen Türkiye’nin yeni dış borç stoku 423 milyar dolara inmiş görünecek.

Düzeltmeler ödemeler dengesini de etkiliyor. İthalattaki yükümlülüklerin düşürülmesi, cari açığın finansmanını da olumlu etkilemiş görünüyor.

TCMB’nin dış borç, özellikle kısa vadeli dış borç yükümlülüğünü tıraşlaması ve bunun toplamın yüzde 15’ini, 25 milyar doları bulması, Türkiye’nin dış göstergelerinde ne kadar iyileşme yaratmış olabilir? Bu sorunun yanıtı, göstergeleri izleyen dış para otoritelerinde, dış yatırımcılarda. Bu tür “düzeltmelerin” gerekçeleri ne kadar makul karşılanır, o da zamanla görülecek. Ancak daha önce de milli gelirde yapılan benzeri düzeltmeler, bilgi üretimine güvende belli aşınmalara yol açmıştı; bu biliniyor. Dış borç, doğruluğu konusunda daha hassas terazilerin kullanıldığı bir kalem.

Ne demişti Shakespeare; “Güven ruh gibidir, bir kez çıktı mı geri gelmez.”

 

26 AĞUSTOS 2021 – AL-MONITOR