ÜLKE CAYIR CAYIR YANARKEN DAHİ İKTİDAR KALAN SON KAMU KAYNAKLARINI DA SATMA PEŞİNDE!

552

7 ilimizde, onlarca noktada başlayan yangınlar nedeniyle ciğerlerimiz alev alev yanıyor. Öncelikle yangında yaşamını yitiren vatandaşlarımızın yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifa diliyor, yangınların bir an önce söndürülmesini temenni ediyor, yanan yerlere taşocakları, lüks oteller, tatil köyleri vb. yapılmasını değil, zaman kaybetmeden yeniden yeşillendirilmesini istiyoruz.

İktidar destekli bir takım odaklar komplo teorileriyle gerçeği gizlemek isteseler de biliyoruz ki, orman yangınları ve sel gibi afetler iktidarın yıllardır uyguladığı siyasal ve ekonomik politikalardan bağımsız değildir.

Özelleştirme, taşeron sistemi, 2-B gibi çıkarılan yasalarla ormanlık alanların yerleşime açılması, doğal alanların RES, HES, JES, Termik, Nükleer vb. projelerle yok edilmesi vb. politikalar uzun vadede insanlarımızı ve doğayı her türlü felaketlere, afetlere açık hale getirmiştir.

Buna rağmen Tek Adam Rejimi aynı politikalarda ısrar ederek geleceğimizi ciddi tehdit altına sokmaya devam etmektedir.

Ülkenin cayır cayır yandığı şu günlerde dahi iktidar “yangından mal kaçırma” deyimini bir kez daha doğrulayarak kalan son kamu kaynaklarını da haraç mezat satma yoluna gitmiştir.

Kısa süre önce yayınlanan 4264 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile kamuya ait ve çoğu denize sıfır eğitim kampları ve sosyal tesisleri Özelleştirme İdaresi’ne devredilmiştir.

Özelleştirme kapsamına alınan kamp ve tesislerin çoğu şu an yangınların yoğunlukta yaşandığı Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunmaktadır.

4264 sayılı Cumhurbaşkanı Kararına göre; Marmaris, Kuşadası, Manavgat, Seferihisar,  Didim, Gökçeada ve Beşiktaş Boğaz’da yer alan arazi ve tesisler idare eliyle satılabilecek, kiralanabilecek, işletme devri ya da kat/arsa karşılığı inşaat yaptırılabilecek.

Saray harcamalarından “itibardan tasarruf olmaz” diyerek tek kuruş kısmayan, aksine bütçeden sürekli ek ödemeler alan, uçak filosuna uçak ekleyen, yangına müdahale için yeterli uçak ve malzemeyi temin etmeyen, halk kendi olanakları ile yangını söndürürken bakanlarının her birinin ayrı özel uçaklarla yangın yerlerine gidip basına poz verme derdine düştüğü iktidar, sıra yoksul halka, emekçilere gelince elde kalan kamu kurum ve kuruluşlarını dahi özelleştirerek sermaye yanlısı karakterini bir kez daha göstermiştir.

Özelleştirilecek kamu kurumlarının eğitim ve sosyal tesisler olması iktidarın emekçilere eğitimi ve dinlenmeyi çok gördüğünün de açıkça ilanıdır. Kendilerine saray üstüne saray yapanlar kamu emekçilerine eğitimi ve dinlenmeyi lüks olarak görmektedir.

2022-2023 yıllarını kapsayan toplu sözleşme görüşmeleri öncesine de rastlayan ve görüşmelerin nasıl geçeceğine dair iktidarın yaklaşımını ele veren 10 Temmuz 2021 tarihli, Özelleştirme İdaresi İle İlgili 4264 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı derhal iptal edilmeli, özelleştirme uygulamalarına son verilmelidir.

 

YÜRÜTME KURULU