EK ZAMDAN, SÖZLEŞMELİLERE KADROYA KAMU EMEKÇİLERİNİN TEMEL TALEPLERİNİ KPDK GÜNDEMİNE TAŞIDIK!

301


Kamu Personeli Danışma Kuruşu’nun 2021 yılı ilk toplantısı bugün Aile, çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda gerçekleştirildi.
– Sözleşmeli Personel çalıştırılmasına İlişkin Hususlar,
– Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik
Gündemi ile yapılan toplantıya konfederasyonumuzu temsilen MYK üyemiz- Mali Sekreterimiz Elif çuhadar katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Aile, çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk 6. Dönen Toplu Sözleşme öncesi yapılan KPDK toplantısının önemli bir toplantı olduğunu kaydetti.
Konfederasyonumuz adına toplantıya katılan MYK üyemiz Elif çuhadar, sözlerine pandemi sürecinde
yaşamını yitiren başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere tüm kamu emekçilerinin, vatandaşlarımızın ailelerine, yakınlarına başsağlığı, tüm hastalarımıza acil şifalar dileyerek başladı.
Mali Sekreterimiz KPDK toplantısının iki gündemi olduğunu ancak pandemi döneminde KPDK toplantılarında aksamlar yaşandığını, 2020
Kasım KPDK’sının da yapılamadığını hatırlatarak “Aradan geçen zaman için de milyonlarca kamu emekçisinin yaşanan enflasyon karşısında eriyen maaşlarının insanca yaşamaya yetecek bir seviyeye çekilmesi, gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesi,
COVİD 19’un sağlık emekçileri için illiyet bağı aranmadan meslek hastalığı diğer kamu emekçileri için iş kazası olarak kabul edilmesi,
olarak kabul edilmesi, sadece sözleşmelilerin değil vekil, ücretli, 4/B’li 4/Cliler gibi adlar altında güvencesiz olarak istihdam edilen tüm kamu emekçilerinin kadroya geçirilmesi, kamuda torpilin kapısını sonuna kadar açan sözlü sınav-mülakat hukuksuzluğuna son verilmesi başta olmak üzere sorunları, bu sorunların çözümüne yönelik talepleri artmıştır. Milyonlarca kamu emekçisinin beklentilerine cevap vermek başta çalışma Bakanlığı olmak üzer hepimizin görevidir, sorumluluğudur. Biz KESK olarak bu toplantının iki ana gündem maddesinin yanı sıra kamu emekçilerinin çözüm bekleyen bu sorunlarını da burada ifade etmeyi bir borç biliyoruz” diye konuşmuştur.

Sözleşmeli- Güvencesiz İstihdama Artık Son Verilmelidir!
MYK üyemiz Elif çuhadar

kamu alanında farklı adlar altında bölünmüş parçalı güvencesiz istihdamın KESK’in her zaman temel gündemleri arasında ön sıralarda yer aldığını kaydederek “Güvencesiz istihdam konusunu yıllardır bu masalarda, çalıştaylarda, toplantılarda temel gündemimiz oluyor.
Kamu idaresi yaşanan sorunları da çözümünü de biliyor. Ancak sadece maliyet hesabı yapılarak yıllardır yüz binlerce kamu emekçisi kadro hakkı başta olmak üzere en temel haklarından mahrum bırakılıyor. ” dedi.

Çalışanların güvenceye en çok ihtiyaç duyduğu pandemi sürecinde bile sözleşmeli, güvencesiz istihdamda ısrar edildiğini dile getiren MYK üyemiz çuhadar kamu emekçilerinin temel talebi olan kadro talebine kulaklarını tıkayan çalışma Bakanlığı ve hükümetin izin haklarının düzenlenmesi, kadro karşılığı sözleşmeliliğin süresinin 4+2 denilen sistemden
öğretmenler, sağlık emekçileri ve diyanet personeli için 3+1 olarak düzenlenmesi, en son 6 Şubat 2021 tarihinde yapılan düzenleme ile sözleşmeli personelin yıllık izinlerini bir sonraki yıla devretme imkânın getirilmesi gibi palyatif çözümlerle yetindiğini ifade etti.

MYK üyemiz çuhadar sözleşmeli personel istihdamına ilişkin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun (DMK) 4 maddesinin b fıkrasının yıllar içinde yapılan değişlikler ile adeta delik edildiğine dikkat çekerek sözleşmeli personel istihdamına ilişkin istisnaların ortadan kaldırıldığını, özellikle 2007 yılında 657 sayılı kanunda sözleşmeli personelin hangi istisnai durumlarda istihdam edileceğini düzenleyen paragrafın sonuna eklenen ” bu Kanuna tâbi kamu idarelerinde” ibaresi ile kamuda sözleşmeli istihdamın kapısının sonuna kadar açıldığının altını çizmiştir. “Hemen sözleşmeli istihdamın hangi istisnai durumlarda olacağı sıralanıyor. Hem de bunun sonuna “bu Kanuna tâbi kamu idarelerinde” ibaresi ekleniyor. Bunun adı istisna değil sözleşmeli istidamın tüm kamuda genelleştirilmesidir” diyen MYK üyemiz çuhadar ardından “sözleşmeli personele yeni haklar getiriyoruz ” denilerek yapılan her düzenlemenin satır aralarına sıkıştırılan maddelerle sözleşmeli istihdamın tüm kamuda yaygınlaştırıldığının altını çizmiştir.
Bugün gelinen noktada sözleşmeli istihdamın kamunun hangi alanlarında, hangi kurumlarda olduğunu artık 657 sayılı Kanundan görmenin mümkün olmadığını kaydeden MYK üyemiz “Ancak bunu net olarak görmek için 6 Haziran 1978 tarih ve 15754 sayılı bakanlar kurulu kararı ile düzenlenen Sözleşmeli Personel çalıştırılmasına İlişkin Esaslar” da yaşanan değişime bakmak yeterlidir. Buna göre aradan geçen yıllar içinde sözleşmeli personel istihdamı istisnai bir durum olmaktan çıkmış eğitim ve sağlık başta olmak üzere neredeyse tüm asli ve sürekli hizmetleri de kapsar hale gelmiştir. Üstelik söz konusu sözleşmeli personel Sınav Şartı Aranmaksızın Hizmete Alınacak Sözleşmeli Personel, Sadece Mesleki Uygulamalı Sınav Sonucuna göre Hizmete Alınacak Sözleşmeli Personel, Yazılı Ve/Veya Sözlü Sınav Sonucuna Göre Hizmete Alınacak Sözleşmeli personel olarak da bölünmüş. Kimin hangi yöntemle, nasıl, kimler tarafından sözleşmeli personel olarak istihdam edileceği belirsizleşmiş, burada kayırmacılık, torpil ön plana çıkmıştır” diye konuştu.

Her 100 Kamu Emekçisinden 15’i Sözleşmeli

Bugün kamuda sözleşmeli istihdamın olmadığı alanın nerdeyse kalmadığını, öğretmenden büro personeline, hemşireden destek personeline, aile sosyal destek personelinden orman muhafaza memuruna kadar pek çok meslekte -işte sözleşmeli istihdama geçildiğine dikkat çeken MYK üyemiz çuhadar bu durumun istihdam rakamlarına da yansıdığını ifade etmiştir.
Sözleşmeli personelin en son 30 Mart 2014 tarihinde yapılan yerel seçimler öncesinde kadroya alındığını böylece Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine göre sözleşmeli personel sayısının 2013 Aralık itibari ile 105 bin 284’e indiğini hatırlatan MYK üyemiz çuhadar

“Bu dönemde yaklaşık 100 bin sözleşmeli personel kadroya geçirdi. Ancak

2014 ve 2015 yıllarında sözleşmeli istihdam tekrar artmaya devam etmiş, 2015 yılı Aralık ayı itibari ile 149 bin 133’e çıkmıştır” diye konuştu.
Sözleşmeli istihdamda asıl artışın 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yaşandığını kaydeden çuhadar, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında kadrolu istihdam durma noktasına gelirken sözleşmeli istihdam şişmeye devam ettiğini vurguladı. Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine göre kamudaki sözleşmeli personel sayısı 2020 Aralık itibari ile 502 bin 528’e çıktığını ifade eden MYK üyemiz çuhadar, “Böylece son üç ayı dışında bıraktığımızda son 5 yılda kamuda sözleşmeli personel sayısı 353 bin 395 yani %237 artmıştır. Aynı dönemde kadrolu kamu emekçisi sayısı ise 2 milyon 894 bin 91’den 76 bin 103 artışla yani sadece %2,6 artışla 2 milyon 970 bin 194 olmuştur. Bu durumda 2013 Aralık ayı itibari ile her 100 kamu emekçisinden 4’ü sözleşmeli istihdam edilirken 2020 Aralık itibari ile her 100 kamu emekçisinden 15’i sözleşmeli istihdam edilir hale gelmiştir” diye konuştu.

Tek çözüm Kadrolu-Güvenceli İstihdam

Konuşmasının devamında sözleşmeli personelin yıllardır mahrum bırakıldığı temel hakları sıralayan MYK üyemiz Elif çuhadar “Süresiz sözleşmeli personel bugün
tayin haklarından; eş durumu, eğitim hakkı, sağlık hatta can güvenliği tayin hakkından dahi yoksundur. İstifa ederse geri dönme hakkından, kademe-derece ilerlemesi hakkından ve yeşil pasaport alma hakkı gibi bu duruma bağlı haklardan yoksundur. Yurt dışı eğitimlere gitme hakkından, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarına girme hakkından yoksundur. Bazı iş kollarında sözleşmeli personel kadrolu personelin yararlandığı çeşitli tazminatlardan ve ek ödemelerden, ilave ücretlerden de yoksundur. Kadro karşılığı sözleşmeliler ise bu hakların bir kısmına 3 yıl, tayin hakkına ise 4 yıl sonra kavuşabilmektedir. Ayrıca sözleşmeli personelin maaşlarından yapılan gelir vergisi kesintisi kadrolu personelden daha yüksektir” diye konuşmuştur.
Bu noktada gittikçe şişen sözleşmeli personelin yıllardır mahrum bırakıldığı hakları taksit taksit yeniden düzenleyen palyatif yöntemlerle sorunun çözülmesinin mümkün olmadığının altını tekrar çizen MYK üyemiz çuhadar, “Gidişat ne yazık ki bundan sonra kamuya alınacak tüm personelin sözleşmeli pozisyonda istihdam edilmesi yönündedir. Hatta bunu bir adım daha ileriye götürerek pandemi döneminde zaruri olarak uygulanan uzaktan-esnek çalışmanın sosyal güvenlik başta olmak üzere belirli hak kayıpları ile birlikte sözleşmeli personel üzerinden kalıcı hale getirilmesi tehlikesi kapıdadır.
KESK olarak sözleşmeli, vekil, ücretli gibi her ne ad altında olursa olsun tüm güvencesiz istihdam biçimlerine son verilmesi, tüm kamu emekçilerinin güvenceli- kadrolu olarak istihdam edilmesi için mücadeleye devam edeceğiz” diye konuştu.

Görevde Yükselmede Kadrolaşmaya, Ayrımcılığa Son Verilmelidir
MYK üyemiz çuhadar konuşmasının, “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik” gündemine ilişkin bölümünde ise söz konusu yönetmeliğin yıllar içinde en çok değişiklik yapılan yönetmeliklerin başında geldiğini kaydederek, yapılan her değişiklikte, özellikle 31 Ağustos 2013 Tarih ve 28751 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelik değişikliği ile mevcut sorunların daha da içinden çıkılmaz hale getirildiğini vurgulamıştır.
çuhadar, söz konusu yönetmelikte yıllardır yapılan değişiklikleri tek tek sıralamanın saatler alacağını ifade ederek en öne çıkan değişiklikleri sıralamıştır. Buna göre ard arda yapılan değişikliklerle kapsam dışında tutulanların genişletildiğini, unvan değişikliği sınavlarının önemli bir bölümünde sınavların yazılı olması düzenlemesinin kaldırıldığını,
yazılı sınavda başarılı sayılmak için en az 70 puan alma şartının 60 puana çekilerek sözlü sınavın ağırlığının artırıldığını, hizmet içi eğitim uygulamasından vazgeçildiğini, yöneticiliğe atanmada kamu kurumlarında belirli süre çalışma koşulunun daraltıldığını, kurum içinden değil kurum dışından meslekle ilgisi olmayanların yönetici olarak atamasının tüm kamuda yaygınlaştırıldığını ifade etmiştir. Bu nedenle sorunun sadece söz konusu sınavların belirli periyotlara açılıp açılmamasından öte kadrolaşmanın, sendikalar arası ayrımcılığın önemli bir unsuru haline getirilmesi olduğunu vurgulayan MYK üyemiz, “Bakanlıklar, kamu kurumları bu genel yönetmeliğe bile aykırı olarak kendi yönetmeliklerini çıkarmaya devam ediyor. Biz KESK olarak
kamu görevlilerinin atanması, yer değiştirmesi ve görevde yükselmeleri için görevin gerektirdiği nitelikler dışında, siyasal ve benzeri hiçbir düşünce, yol ve yönteme geçit vermeyecek düzenlemeler yapılmasını, liyakatin temel alınmasını, bağlı sendikalarımızın üyelerini hedef alan, sınavdan geçmek istiyorsan KESK’e bağlı sendikadan istifa et noktasına ulaşan ayrımcılığa son verilmesini istiyoruz” diye konuştu.

Koşullar Kamu Emekçilerine Ek Zam Yapılmasını Kaçınılmaz Hale Getirmiştir
Milyonlarca kamu emekçisinin KPDK toplantısının gündemi olarak belirlenen iki başlık dışında da onlarca sorunu olduğunu kaydeden MYK üyemiz çuhadar bunların başında ekonomik kriz ve pandemi koşullarında maaşlarda yaşanan erimenin geldiğimi ifade etmiştir. çuhadar, milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklinin Hakem Kurulu kararı ile 2021 yılı için %3+%3 maaş zammı artışının çarşıda pazarda yaşanan gerçek hayat pahalılığı karşısında bir hükmünün kalmadığı kriz ve pandemi koşullarında her geçen gün daha fazla yoksullaştığına dikkat çeken konuşmasında “Şubat ayı itibari ile yıllık genel enflasyon %15, 61. Ancak gıda enflasyonu yıllık %18,4, ev eşyası enflasyonu yıllık %23,74, ulaştırma enflasyonu %22,47, çeşitli mal ve hizmetler enflasyonu %20,61, sağlık enflasyonu %18,11. Yine son iki aylık iki aylık genel enflasyon % 2,60. Ancak iki aylık gıda enflasyonu %5,12, sağlık enflasyonu %7,38, konut enflasyonu %3,64. üstelik biz yıllardır söylüyoruz ama bağımız iktisatçıların yaptığı çalışmalar da gerçek enflasyonun bu resmi rakamların 2 hatta 3 katı olduğunu gösteriyor.

2019 Ocak ayından 2021 Şubat dönemine enflasyon %30 artmış bulunuyor. Aynı dönemde hem açlık sınırı hem de yoksulluk sınırı %35,5 artmıştır. Buna karşın enflasyon farkını altı ay geriden alabilen kamu emekçilerinin, emeklilerin maaş artışı ortalama %28,5’de kalmıştır. Gittikçe adaletsiz hale gelen gelir vergisi tarifesi de çabası. 15 Ocak 2019 tarihinde en düşük kamu emekçisi maaşı ile 558 dolar alınabiliyordu. Bugün ise en düşük kamu emekçisi maaşı ile alınan dolar 80 dolar azalarak 478 dolara inmiş bulunuyor.

Yine 15 Ocak 2019 tarihinde en düşük kamu emekçisi maaşı ile 8,2 adet çeyrek altın veya 13,5 adet gram altın alınabiliyordu. 15 Mart 2021 tarihi itibari ile söz konusu maaşla 5,5 adet çeyrek altın veya 9, 1 adet gram altın alınabiliyor. Yani iki yıl içinde en düşük kamu emekçisi maaşı ile alınan çeyrek altın sayısı 2,7 adet, gram altın sayısı ise 4,4 adet azalmıştır” diye konuşmuştur.

Bu koşullarda milyonlarca kamu emekçisinin, emeklinin %3 maaş zammı ile yetinmesinin beklenemeyeceğinin altını tekrar çizen MYK üyemiz, kamu emekçilerinin ve emekliklerin pandemi koşullarında artan hayat pahalılığı karşısında eriyen maaşlarının insanca yaşamaya yetecek bir seviyeye çekilmesi, bunun için maaşlarında ek zam yapılması kaçınılmaz hale geldiğini ifade ederek konu hakkındaki taleplerimizi

– “Sadece geçtiğimiz yılın kayıplarını telafi etmek için maaşlarımızın 2021 yılının başından itibaren geçerli olmak üzere seyyanen bin TL artırılmasını,

En düşük kamu emekçisi maaşının; kira, yakacak, ulaşım gibi sosyal ödemelerle yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını,
Tüm yükün emekçilerin üzerine yıkıldığı vergi adaletsizliğine son verilmesini,
Birinci vergi diliminin %15 ten %10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlardan yapılan kesintinin birinci vergi diliminde sabitlenmesini talep ediyoruz” diyerek özetlemiştir.

COVID -19 Sağlık Emekçileri İçin Meslek Hastalığıdır
MYK üyemiz Çuhadar, COVID 19 nedeniyle meslekte kazanma gücünü kaybeden sağlık emekçilerinin hastalığa mesleki faaliyeti nedeniyle tutulduğunun SGK tarafından kabul edilmesi durumunda vazife malullüğüne bağlı haklardan yararlanabilmesi konusuna da özel bir parantez açmıştır. Mevcut düzenlenmenin yetersiz olduğunu kaydeden çuhadar, “İnsanüstü bir gayretle çalışmaya devam eden, bugüne kadar 391 çalışma arkadaşını salgına kurban veren, sağlık çalışanları illiyet bağı ile ispatlama yükümlüğü ile vazife malullüğü değil, COVİD 19’un MESLEK HASTALIĞI olarak kabul edilmesini, diğer kamu çalışanları ise COVİD 19’un İŞ KAZASI olarak kabul edilmesini bekliyor. Sağlık emekçileri başta olmak üzere tüm kamu emekçilerinin fazlası ile hak ettiği bu hakkın önüne geçilmekten bir an önce vazgeçilmelidir” diye konuştu. çuhadar ayrıca, yüz binlerce sağlık çalışanının her geçen gün artan iş yüklerinin bir nebze hafifletilmesi için bir an önce kadrolu sağlık çalışanı istihdamının artırılması, ek ödeme, nöbet, Kişisel Koruyucu Ekipman yetersizliği gibi sorunlarının bir an önce çözülmesi gerektiğinin altını çizmiştir. Yüz yüze eğitime geçilmesi ile birlikte yüz binlerce öğretmenin aşı talebinin de karşılanması gerektiğini ifade eden çuhadar ayrıca, milyonlarca kamu emekçisinin üzerinden yaklaşık 3 yıl geçen 3. 600 ek gösterge sözünün tüm kamu emekçilerini de kapsar bir şekilde hayata geçirilmesini beklediğini vurguladı.

Konuşmasının sonunda bugünkü toplantının gündemlerinden birisinin sözleşmeli istihdam olduğunu ancak aslında bugün kadrolusundsan sözleşmelisine, ücretlisinden vekiline ne yazık ki tüm kamu emekçilerinin güvencesiz bir çalışma hayatına itildiğini vurgulamıştır. KESK’in güvenceyi birbiri içine geçmiş halkalardan oluşan bir zincir olarak tanımladığını ifade eden çuhadar, ” Güvence zinciri bir çalışanın geleceğe güvenle bakmasını sağlayacak unsurlardan, halklardan oluşur. Bu halkaları insanca yaşamaya yetecek bir gelir güvencesi, kamusal emeklilik güvencesi, kamu görevine girmede ve görevde yükselmede kariyer, liyakat, hakkaniyet güvencesi, evrensel sendikal hakları kullanma güvencesi olarak sırlamak mümkündür” diye konuşmuştur.
Ancak kamu emekçilerinin güvence zincirinde yıllar içinde önemli tahribatlar yaratıldığına dikkat çeken Çuhadar, “İnsanca yaşamaya yetecek gelir-maaş güvencemiz çarşıda pazarda yaşanan gerçek enflasyonla uzaktan yakından ilgisi olmayan resmi enflasyonun temel alındığı “toplu sözleşmelerle”, hükümet kanadının üyelerinin oyları ile belirlenen Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları ile adaletsiz gelir vergisi tarifeleri ile sınırlanmıştır. Kamusal emeklilik-sosyal güvenlik güvencemiz emeklilik yaşının kademeli yükseltilmesi, milyonlarca çalışanın Emeklilikte Yaşa Takılanlara eklenmesi, zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi ile ciddi ölçüde yıpranmıştır. Kamu görevine girmede ve görevde yükselmede kariyer, liyakat, hakkaniyet güvencesi KPSS’nin ağırlığının azaltılıp sözlü sınav ve mülakatın ağırlığının artırılması, torpilin, kayırmanın kapısının açılması ile tahrip olmuştur.

Evrensel sendikal hakları kullanma güvencemiz, hak arama yollarımız, grevli toplu sözleşme hakkımız yasak ve sınırlamalarla, 4 bin 267’si bağlı sendikalarımızın on binlerce kamu emekçisinin sorgusuz sualsiz işinden ekmeğinden edildiği OHAL KHK’leri ile ve bu KHK’lerin temel mantığının 657 sayılı kanuna taşınması suretiyle aşınmıştır. Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında aslında bugün kadrolusunda, sözleşmelisine, ücretlisinden vekiline ne yazık ki tüm kamu emekçilerinin güvence zincirinde yıpranmalar, kopmalar yaşanmaktadır.

KESK olarak güvence zincirimizin tüm halklarını eskisinden daha güçlü bir hale getirmek için, insanca yaşamaya yetecek gelir, güvenceli çalışma ve yaşama haklarımız için emek ve demokrasi mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz” diyerek konuşmasını tamamlamıştır.