HAYRİ KOZANOĞLU: BİTCOİN’İN AKIBETİ LALEYE BENZER Mİ’ (23. 02. 2021)

260

Hollanda’nın kesme çiçek ihracatında dünya liderliğine yükselmesinde lalenin payı bir finansal varlık olarak değil ama güzel bir bitki özelliğiyle bulunur. Bitcoin’i de benzer bir akıbetin mi beklediğini zaman gösterecek… Kripto para tartışmalarının farklı boyutları bulunmakla birlikte, pandemi döneminde gözlemlenen büyük fiyat sıçramalarının küresel anlamda likidite bolluğuyla ve çok düşük faiz oranlarıyla da yakın ilintisi var. Bitcoin fiyatı geçtiğimiz hafta 55 bin doları geçti. Haftalık değer artışı da yüzde 14’ü buldu. Kripto paraların bu en meşhurunun piyasa değeri de 1 trilyon doları geride bıraktı. Bitcoin’in şubat ayındaki yükselişi şimdiden yüzde 60’a ulaştı.


Bitcoin’in cazibesi elektrikli araba şirketi Tesla’nın büyük ortağı milyarder iş adamı Elon Musk’ın 1,5 milyar dolarlık Bitcoin aldığını açıklamasıyla birlikte zirve yaptı. Bu arada Master Card’ın Bitcoin’i ödeme sistemine dahil edeceği, New York Mellon Bank’ın kripto parayı hisse senetleri ve tahviller gibi finansal varlıklar kategorisinde değerlendirdiği açıklamaları da bu yerçekimine meydan okuyan fiyat artışını destekledi.

Bir yandan özelde Bitcoin genelde kripto paralara çılgınca bir ilgi sürüyor. öte yandan Bitcoin’in içsel bir değer taşımadığı, arkasındaki fiziksel bir varlıkça desteklenmediği, elektronik ortamda yaratılan sanal bir balondan ibaret olduğu görüşü de yaygın biçimde dile getiriliyor. Ancak “müzik çalmaya” devam ettiği, Bitcoin’in göktaşı benzeri yükselişini sürdürdüğü, yatırımcılar trenine yeni unsurlar katıldığı müddetçe bu “pembe dizinin” takipçileri eksilmeyecek gibi görünüyor.
Kriz Kâhininden Zehir Zemberek Yorumlar

Bitcoin’e en sert eleştirilerden biri de “kriz kahini” sıfatıyla hazırlanan Nouriel Roubini’den geldi. Popüler iktisatçı Bitcoin’i Lale çılğınlığı ile karşılaştırıp, “laleler hiç olmazsa güzel çiçeklerdi, bir faydaları vardı” yorumunda bulundu.

İsterseniz kendisinin Financial Times gazetesinde yayımlanan makalesini özetleyerek tartışmayı sürdürelim. Roubini’ye göre Bitcoin’in içsel değeri (intrinsic value) sıfırdır. Hatta imalatı ciddi enerji tüketimi gerektirdiği için müstahak olduğu ölçüde bir karbon vergisi uygulanması halinde değerinin eksi olacağını düşünmek bile mümkündür.

Bitcoin ölçü birimi değildir. Bölünebilirlik özelliği yoktur. Değer biriktirme aracı da sayılamaz. Bazı kripto para konferanslarında bile katılım ücretini Bitcoin ile ödemek kabul edilmiyor. Kripto paraları bir varlık sınıfı kabul etmek dahi olanaksızdır. çünkü hisse senetleri, tahviller, ticari gayrimenkuller size temettü, faiz, kira şeklinde gelir sağlarlar. İtibarı paralar ise likidite unsurudurlar ve ödemeyi kolaylaştırırlar. Altın gelir getirmezse de sanayide kullanılır. Ayrıca değer biriktirme aracı, enflasyona karşı koruma kalkanı ve beklenmedik risklere karşı savunma özelliğiyle fayda sağlar.

Kriptolar gelir, fayda, ödeme ve diğer hizmetleri sağlamazlar. Sadece spekülatif varlık köpüğünden ibarettirler, hiç olmazsa bir çiçek olma özelliği taşıyan lale çılgınlığından daha beterdirler… diye sürüp gidiyor (Financial Times 10 Şubat 2021).

Lale çılgınlığı Neydi?

Finansal piyasalarda ani düşüşler gibi, Bitcoin örneği benzeri çok hızlı garip yükselişler de sağduyulu insanların tarihi olan merakını depreştirir. Geriye dönüp bir bakınca da yaşanan ile geçmiş arasında şaşırtıcı benzerlikler kişiyi irkiltir. Roubini’nin referans verdiği lale çılgınlığı da finansal krizler tarihinde ibret alınması gereken bir vaka niteliğiyle hatırlanmayı hak eder.

Felaketin tohumları 1562 yılında İstanbul’dan şimdi Belçika sınırları içinde bulunan Anvers Limanı’na, Kanuni Sultan Süleyman’dan Hollanda Kralı’na armağan olarak gönderilen bir sandık lale soğanının indirilmesiyle atılır. Lale sevgisinin mayalanarak bir çılgınlığa dönüşmesi için Hollanda’nın bir dünya gücü olarak yükselmesini, hızlı zenginleşmeyle birlikte rafine zevklerin gelişmesini, yani 1630’ları beklemek gerekecektir.

Lalenin 160 türü arasında özellikle birinin, kırmızı beyaz çiçeği ve maviye çalan sapıyla “Semper Augustus”un yıldızı parlar. Tek bir lale soğanı, servet karşılığı alıcı bulmaya başlar. Artık lale sosyal bir fenomen haline gelmiş; Hollanda’da her şehirde enfes şaraplar ve leziz yemekler eşliğinde lale soğanı pazarlıkları yapılan kulüpler açılmıştır.

“Viceroy” adı verilen tek bir lale soğanı ayni bir mübadele sonucu dört semiz öküz, sekiz semiz domuz, on iki semiz koyun diye devam eden on üç kalem mal karşılığı alıcı bulur. “Semper Augustus”a ise sıralanan her kalemin iki katına, hem de üste bir binek arabası verilerek sahip olunabilir.

1637’de, Tulipananya’nın dördüncü yılında köpük patlar. Herkes panik halinde aynı anda satışa geçer, fiyatlar çakılır. Artık soyluların, baca temizleyicilerin, çiftçilerin ortak paydası “lale mağduru” sıfatıdır. Henüz toprağın altından çıkıp da güneş yüzü görmemiş lale soğanları üzerinden sözleşmeler düzenlenmiş, mahsul bile alınmadan bu kâğıtlar yatırımcıdan yatırımcıya defalarca el değiştirmiştir. Ama artık kimse sözleşmelerin gereğini yerine getirmemekte, zincirleme iflaslar gözlenmektedir.

Kısa sürede kendi zenginlerini yaratan bu alımlı çiçek bir anda iflasların sorumlusu ilan edilir. Büyük acılar yaşanır. Zamanla taşlar yerine oturur. Hollanda’nın kesme çiçek ihracatında dünya liderliğine yükselmesinde lalenin bir finansal varlık değil ama, güzel bir bitki özelliğiyle kuşkusuz ciddi payı bulunur. Bitcoin’i de benzer bir akıbetin mi beklediğini zaman gösterecek…

Düşük Faizler Yatırımları Canlandırmıyor

Kripto para tartışmalarının farklı boyutları bulunmakla birlikte, pandemi döneminde gözlemlenen büyük fiyat sıçramalarının küresel anlamda likidite bolluğuyla ve çok düşük faiz oranlarıyla da yakın ilintisi var. Birleşmiş Milletler’in Ocak 2021 Dünya Ekonomik Durumu ve Beklentiler Raporu bol likiditenin yatırımları canlandırmadığını rakamlarıyla ortaya koyuyor.

Pandeminin onuncu ayını bitirirken finansal piyasalar likiditeye doymuş durumda. Kredi akımları istikrar kazanırken sabit yatırımlarda ancak çok küçük bir kıpırdanma var (United Nations World Economic Situation and Prospects Raporu Ocak 2021-S. 22).

ABD, Avro Bölgesi ve Japonya’da para arzı 2020’nin 2. çeyreği itibarıyla sırasıyla yüzde 23. 2, yüzde 8. 9 ve yüzde 7. 9 artmış bulunuyor. Buna karşın brüt sabit sermaye oluşumunun yine aynı sırayla yüzde 7. 8, yüzde 20. 5, yüzde 7. 3 düşmesi dikkat çekiyor. Makro ihtiyati araçların bankaları belli öncelikli sektörlere kredi vermek ve spekülatif alanlara verilecek kredileri caydırmak için devreye sokulması gerekiyor. Böylelikle kredi büyümesi ve yatırımlar arasındaki ilişki güçlendirilebilir. The Economist dergisine göre, çin merkez bankası bu stratejiyi izlediği için ülkenin büyümesi salgından fazla etkilenmedi (The Economist 19 Şubat 2021).

BM’nin söz konusu raporuna göre, küresel likiditedeki artış, finansal piyasalarda risk iştahını kabartarak, uzun vadeli finansal istikrarı tehlikeye sokuyor. Finansal piyasaların performansıyla reel ekonomi arasındaki bağ tamamen kopuyor. Pandemi sürecinde 10 ayda S and P 500 endeksinin yüzde 40 artışı bunun en açık kanıtlarından biri.

Pandemi toplumda birikmiş eşitsizliklerin maliyetini net biçimde ortaya döktü. Gelir ve demografik açıdan en kırılgan gruplar en ciddi risklerle yüz yüze kaldı. Kitlesel istihdam ve gelir kayıpları yoksullukta büyük artışlara yol açtı. 1 Mart 2020’den bu yana ABD’de 8 milyon kişi işini kaybeder, 4 milyon kişi işgücü piyasasını terk ederken, ulusal yoksulluk oranı da haziranda yüzde 9. 3 iken kasımda yüzde 11. 7’ye sıçradı.

Bu arada ABD’nin 644 dolar milyarderinin serveti aynı zaman diliminde yüzde 31,6 artışla 2. 95 trilyon dolardan 3. 88 trilyon dolara artış gösterdi. En zengin 5 kişinin serveti ise bu dönemde 358 milyar dolardan 596 milyar dolara yükseldi. Yüksek gelirli çalışanların sadece yüzde 4’ü işini kaybederken, en düşük gelirli çalışanların yüzde 20’si kapının önüne kondu (A. g. k. S. 14).

Küresel Borçlar da İyice Kabardı

Finansal piyasalardaki bahar havasını tetikleyen unsurlardan biri de, iklim-dostu yatırımlara olan aşırı ilgi. Ekolojik konularda duyarlı olduğu düşünülen şirketlere sosyal nedenlerle yöneliş sonucu, “yeşil balon” diye adlandırılan aşırı fiyat yükselişleri gözleniyor. Bu alicenap davranış bir yandan da suni bir şişkinlik yaratıyor, yeni bir risk kaynağı ortaya çıkıyor.

Ayrıca düşük faiz bol likidite; en riskli kabul edilen, “çöp tahvil” diye adlandırılan şirketlere de ilgiyi artırıyor. Bu da küresel sermaye piyasalarında çok yüksek bir temerrüt riskine yol açıyor.

Uluslararası Finans Enstitüsü’ne göre pandemi ortamında küresel borç dağları daha da heybetli hale geldi. Küresel anlamda borç düzeyi GSYH’nin yüzde 355’ine yükselerek 2020’de 24 trilyon dolarlık sıçrama gösterdi. Hükümetlerin destek programları bu rakamın yaklaşık yarısını kapsarken, firmaların, bankaların ve hane halkının borçluluk düzeylerinde de sırasıyla 5. 4, 3. 9 ve 2. 6 trilyon dolar artış gözlendi. (COVID reponse drives $ 24 trillion surge in global debt: IIF Reuters 17 Şubat 2021).

özetle; Bitcoin yatırımcıları bayram yapadursun, dünya pandeminin kamu sağlığına olan etkilerini hafifletme çabasındayken küresel finansal sistemin çok ciddi risk unsurları barındırması dikkat çekiyor. Krizlerin kapitalizmin doğasına içkin olduğunu akıldan çıkartmadığımız takdirde, finansal piyasalarda yakında kopabilecek gümbürtüye fazlaca hayret etmeyiz.  [ct][ct]23 NİSAN 2021 – BİRGüN[byk]