Milyonlarca emekçi, aralık sonuna kadar belirlenecek gelecek yılın asgari ücret pazarlığının sonucuna kilitlendi. Geçtiğimiz günlerde DİSK tarafından yayımlanan Salgın Günlerinde Asgari ücret Araştırmasını hazırlayan öğretim üyesi Doç. Dr. Aziz çelik ile DİSKAR uzmanları Denizbeyazbulut ve Zeynep Kandaz gazetemiz için bu yazı dizisini kaleme aldı. Bu ayın ağırlıklı gündemi olan asgari ücret, yasal bakımdan işçilere ödenebilecek en düşük seviyeyi tanımlıyor.
Asgari ücret, evrensel kabul görmüş temel sosyal insan haklarından biri. çeşitli uluslararası sözleşme ve antlaşmalar asgari ücret hakkını güvence altına almıştır. 19. yüzyılın sonlarında uygulama örnekleri görülen asgari ücret, yüz yıldır evrensel olarak kabul edilmiş bir hak. Asgari ücreti uygulayan ilk ülke 1894’te Yeni Zelanda oldu. Ardından 1896’da Avustralya’nın Victoria Eyaleti’nde ve 1909’da İngiltere’de asgari ücret uygulamasını görüyoruz.
Asgari ücret ABD’de 1900’lerin başlarında gündeme geldi ve eyalet düzeyinde kadın ve çocuklar için asgari ücret uygulamaları söz konusu oldu. Ancak ABD Yüksek Mahkemesi 1923’te asgari ücreti ABD Anayasası’na aykırı buldu ve iptal etti. 1938’de Roosevelt döneminde federal asgari ücret sistemi kabul edildi ve ABD Yüksek Mahkemesi 1941’de asgari ücreti anayasaya uygun buldu. 1 Ekim 1917’de Sovyet Devrimi’nin ikinci günü yayımlanan hükümet kararnamesi ile 8 saatlik işgünü ve asgari ücret kabul edildi.
Türkiye asgari ücret uygulamasını 1936 İş Kanunu ile kabul etti. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra yeni bağımsızlığını kazanan Hindistan ve Pakistan gibi ülkeler asgari ücret uygulaması başlattı. Ulusal düzeyde kapsayıcı asgari ücret uygulamaları ilk olarak Hollanda (1960), Fransa (1970) ve İspanya’da (1980) ortaya çıktı.
Asgari ücret, Uluslararası çalışma örgütü’nün (ILO) 1919’daki kuruluşundan bu yana önemli hedeflerinden biri oldu. ILO’nun kuruluşunda “her çalışana ülkesinin ve zamanın koşullarına göre makul bir yaşamı sürdürebilmesi için uygun bir ücret ödenmelidir” ilkesine yer verilmişti.
SOSYAL ŞARTA çEKİNCE
ILO 1928’de, 26 sayılı Asgari ücretin Belirlenme Yöntemleri Sözleşmesi’ni kabul etti. Türkiye 26 sayılı Sözleşme’yi 1973 yılında onayladı. ILO 1970 yılında, 131 sayılı Asgari ücret Tespit Sözleşmesi’ni kabul etti.
131 sayılı Sözleşmeye göre, asgari ücretin tespitinde işçilerin ve ailelerinin ihtiyaçları, ülkedeki genel ücret seviyesi, hayat pahalılığı, sosyal güvenlik yardımları ve diğer sosyal grupların göreli yaşama standartları dikkate alınmalıdır.
Türkiye 131 sayılı ILO Sözleşmesi’ni henüz onaylamadı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde “çalışan herkesin, kendisine ve ailesine insanlık onuruna yaraşır bir yaşam sağlayan ve gerektiğinde her türlü sosyal koruma yolları ile de desteklenen adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır” ilkesine yer verilmektedir.
Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı ise ‘Tüm çalışanların, kendileri ve ailelerine iyi bir yaşam düzeyi sağlamak için yeterli adil bir ücret alma hakkı vardır’ hükmünü içermektedir. Türkiye, tarafı olduğu Avrupa Sosyal Şartı’nın ve Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’nın bu hükmüne anlaşılmaz bir biçimde çekince koymuş ve onay dışı bırakmıştır.
Asgari ücretin tespitinde dünyada farklı yöntemler kullanılıyor. Ülkelerin çoğunda yasal-zorunlu bir asgari ücret sistemi varken, başta İskandinav ülkeleri olmak üzere kimi ülkelerde asgari ücrete ilişkin yasal zorunlu bir sistem yok. Bu ülkelerde asgari ücret ulusal veya sektörel düzeyde toplu iş sözleşmeleriyle belirleniyor.
ILO tahminlerine göre asgari ücret uygulaması olan ülkelerin yüzde 90’ında yasal-zorunlu bir asgari ücret mekanizması varken, yüzde 10’unda asgari ücret düzeyi toplu iş sözleşmeleriyle belirleniyor.
Bu ülkeler genellikle İskandinav ülkeleri. Asgari ücretin toplu iş sözleşmeleriyle belirlendiği sistemlerde teşmil (toplu iş sözleşmesinin sendika üyesi olmayan işçilere ve işyerlerine yaygınlaştırılması) yoluyla sendika üyesi olmayanlar da kapsama alınıyor.
1) Asgari ücretin belirlenmesinde dünyada üç temel yöntem uygulanıyor. Asgari ücretin doğrudan hükümet tarafından belirlenmesi,
2) Asgari ücretin hükümet ve sosyal taraflar arasında müzakere veya danışma yoluyla belirlenmesi,
3) Asgari ücretin ulusal veya sektörel toplu pazarlık yoluyla belirlenmesi
Asgari ücret ABD, Brezilya, Hollanda, Lüksemburg, Malta, İspanya, Yeni Zelanda ve Yunanistan’da hükümet tarafından tespit ediliyor. ABD’de federal düzeyde ve eyalet düzeyinde asgari ücret tespiti yapılıyor.
TüRKİYE’DEKİ GELİŞİM
Türkiye’de asgari ücret, 3008 sayılı ve 1936 tarihli İş Kanunu ile erken Cumhuriyet döneminde mevzuatımıza girdi. 3008 sayılı İş Yasası’nın 32. maddesi “İktisat vekâletince teklif edilecek işlerde işçi ücretlerinin en aşağı hadleri bir nizamname ile tespit edilir” hükmünü içeriyordu. Ancak bu nizamname (yönetmelik) bir türlü çıkarılmadı. 25 Ocak 1950 tarihinde İş Kanunu’nda yapılan bir değişiklikle asgari ücret tespit yetkisi mahalli komisyonlara bırakıldı.
1967’de kabul edilen 931 sayılı İş Kanunu ile mahalli komisyonlardan vazgeçildi ve merkezi bir komisyon oluşturuldu. Bu komisyon asgari ücreti altı bölge esasına göre belirledi. 1475 sayılı İş Yasası’nda yer alan hükümlere göre asgari ücret merkezi bir asgari ücret komisyonu tarafında ülke çapında belirlenmeye başlandı. 1972 yılı asgari ücreti dört bölge esasına göre tespit edildi.
1974 yılında bölgelere göre asgari ücret uygulamasından vazgeçilerek ulusal ölçekli tek bir asgari ücret tespit edildi. Ancak 1974-1989 arasında asgari ücret sanayi ve hizmetler ile tarım ve ormancılık için ayrı ayrı belirlendi.
1989 yılında bu uygulamadan da vazgeçilerek asgari ücret ulusal düzeyde tek tip olarak saptanmaya başlandı. öte yandan 1974 yılından başlayarak 16 yaş altı ve üstü için ayrı olarak saptanan asgari ücret 2014 yılından itibaren yaş ayrımı olmaksızın ulusal düzeyde ve bütün sektörler için tek tip belirlenmeye başlandı.
SAPTAMA, KüRESEL NORMLARA AYKIRI
4857 sayılı İş Kanunu’nun 39. maddesine göre iş sözleşmesi ile çalışan ve İş Kanunu kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesi için ücretlerin asgari sınırları, en geç iki yılda bir Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanlığı’nca (yeni adıyla Aile, çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı) Asgari ücret Tespit Komisyonu aracılığı ile belirlenir. Asgari ücret bölge ayrımı olmaksızın ulusal düzeyde, yaş ve sektör ayırımı yapmaksızın Asgari ücret Tespit Komisyonu tarafından tek tip olarak saptanıyor.
Komisyon kararları kesindir ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girer. Komisyonun toplanma ve çalışma şekli ile asgari ücretlerin tespiti sırasında uygulanacak esaslar Asgari ücret Tespit Yönetmeliği ile belirlenmiş durumda.
Asgari ücret Tespit Yönetmeliği’ne göre asgari ücret: “işçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücreti’ şeklinde tanımlanıyor.
Uluslararası normlara göre işçinin sadece kendisinin değil, ailesinin de (hanehalkının) asgari ücret tespitinde hesaba katılması gerekir. Yönetmelikteki tanımda işçinin ailesi asgari ücretin dışında bırakılmış. Dolayısıyla Türkiye’deki asgari ücret tespit yöntemi uluslararası standartlarla uyumsuzdur.
üCRET KOMİSYONU DEMOKRATİK DEĞİL
Türkiye’de asgari ücret üç taraflı bir mekanizma olan Asgari ücret Tespit Komisyonu tarafından belirleniyor. Komisyonda beş hükümet, beş işveren ve beş işçi temsilcisi yer alıyor. İşçi ve işveren temsilcileri en çok üyeye sahip üst işçi ve işveren örgütleri tarafından (işçi temsilcilerini Türk-İş ve işveren temsilcilerini ise TİSK) saptanıyor.
Asgari ücret Tespit Komisyonu’nun yapısı günümüze kadar hep iş kanunları ile saptandı. Asgari ücret iş kanunları ile düzenlendiği için, bunu saptayacak komisyonun da İş Kanunu içinde yer alması kanun yapma tekniği ve yasama kalitesi açısından gereklidir. Ancak 2018’de sessiz sedasız bir biçimde Asgari ücret Tespit Komisyonu ile ilgili önemli bir değişiklik yapıldı.
İŞçİ 14 KEZ İTİRAZ ETTİ
2000 ve 2009 yıllarında işçi kesimi iki kez komisyon toplantılarına, 2019 yılında ise oylamaya katılmadı. 2000 ve 2009 yıllarında işçi kesimi iki kez komisyon toplantılarına katılmamıştır. 2019 yılında ise işçi kesimi oylamaya katılmadı. İşverenler ise sadece iki kez asgari ücret miktarına itiraz etti.
İşveren kanadının 2000 yılından bu yana sadece 2 kez, buna karşılık işçi kanadının ise 14 kez asgari ücrete itiraz etmesi, asgari ücret tespit sürecinin kimin lehine işlediği konusunda oldukça açıklayıcı. Bu tablo asgari ücretin işçi tarafının görüşleri dikkate alınmadan saptandığının en büyük kanıtı.
KOMİSYON DA CUMHURBAŞKANLIĞI’NA BAĞLANDI
Asgari ücret Tespit Komisyonu 10 Temmuz 2018’de yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (CBK) ile İş Kanunu’ndan çıkarılarak Cumhurbaşkanlığı teşkilat yapısı içine alındı. 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 522. maddesinin (f) bendi ile Asgari ücret Tespit Komisyonu, Cumhurbaşkanlığı teşkilat yapısı içindeki idari kurul, konsey ve komisyonlar arasına alındı.
Böylece komisyon doğrudan Cumhurbaşkanlığı’na bağlanmış oldu. Bilindiği gibi Asgari ücret Tespit Komisyonu 4857 sayılı İş Kanunu’nda açıkça düzenlenmişti ve bu nedenle konunun CBK ile düzenlenmesi anayasanın 104. maddesine göre mümkün değildi.
Komisyonun Cumhurbaşkanlığı’na bağlanmasında dolambaçlı bir yol izlendi. önce 2 Temmuz 2018 tarih ve 700 sayılı KHK’nin 145. maddesi ile Asgari ücret Tespit Komisyonu’na ilişkin İş Kanunu’nun 39. maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırıldı ve ardından komisyon 1 sayılı CBK ile düzenlendi.
TEK YETKİLİ
Komisyonun neden İş Kanunu sistematiği dışına çıkarıldığına ilişkin bir gerekçe kamuoyu ile paylaşılmadı. Bu konuda komisyonun işçi ve işveren taraflarının görüşü alınmadı. Asgari ücret Tespit Komisyonu’nun Cumhurbaşkanlığı teşkilatı içine alınması Cumhurbaşkanı’nın tek başına komisyonun yapısını değiştirmesine olanak tanımaktadır. Komisyon, İş Kanunu kapsamında kalsaydı değişiklikler, TBMM tarafından kanunla yapılabilecekti. Oysa şimdi Komisyon’un yapısı Cumhurbaşkanı tarafından tek başına değiştirilebilecektir.
Asgari ücret Tespit Komisyonu kararları oyçokluğu ile alınmakta ve kesin nitelik taşımaktadır. Komisyon kararlarına itiraz mümkün değildir. Dolayısıyla hükümet ve işveren tarafı aynı doğrultuda oy kullandığında işçi tarafı azınlıkta kalmaktadır. 2000-2019 arasında 20 kez yapılan asgari ücret görüşmelerinin sadece dördünde taraflar arasında uzlaşma sağlandı.
İşçi tarafı 14 kez saptanan asgari ücrete itiraz ederken bu yıllara ilişkin asgari ücret düzeyi hükümet ve işveren tarafının işbirliği ile saptandı. Türkiye’de asgari ücret sosyal diyalog mekanizması ve taraflar arasında uzlaşma yoluyla değil hükümet-işveren blokunun çoğunluk kararıyla saptanıyor.
[kck]p style=[ct]text-align: ;[ct]16 ARALIK 2020 – CUMHURİYET[byk]