ANKARA ŞUBELERİMİZ: KAMU KAYNAKLARINA SAHİP ÇIKMAK SUÇ DEĞİLDİR!

322

10 ay önce Başkentgaz’ın Kızılay aracılığıyla Ensar Vakfına para transferi yapmasının duyulması üzerine üzerine Sendikamızın da içinde bulunduğu emek ve demokrasi güçleri tarafından Kızılay Genel Müdürlüğü önünde yapılmak istenen ve engellenen basın açıklamasında gözaltına alınan, haklarında dava açılan aralarında o dönemki Ankara 2 No’lu Şube Başkanımız Mevlüt çakmak ile Şube Yönetim Kurulu üyemiz Muharrem Onay’ın da olduğu 19 arkadaşımıza dava açılmasını protesto etmek amacıyla Ankara
Şubelerimiz tarafından basın toplantısı düzenlendi.
Ankara 1 ve 2 No’lu Şube Yönetim Kurulu üyelerimizin yanı sıra Genel Başkanımız Bahadır Berdicioğlu ve Genel Sekreterimiz Aziz özkan’ın da yer aldığı açıklamada, “3 Şubat 2020 tarihinde demokratik hakkımızın kullanılmasını engelleyerek bize saldıranların, o gün suçluları korumak için yeni bir suç işlediğini kamuoyu görmektedir. İktidarın asabileşmesinin nedeni de budur. Bu yanlışlar silsilesinden dönülmesi için, vergi kaçakçılığı ve kamu kaynaklarının yandaşlara peşkeş çekilmesine karşı çıkararak insanlık görevini yerine getirirken darp edilen arkadaşlarımız hakkında açılan davanın kapatılmasını talep ediyoruz. Aksi halde hukuk reformu iddialarının samimiyetsiz olduğu açığa çıkmakla kalmayacak, toplumun adalete olan inancı da ağır yara alacaktır. ” denildi.
2 aralık 2020 çarşamba günü düzenlenen ve Ankara 2 No’lu Şube Başkanımız İhsan Gülhan tarafından yapılan açıklamanın tamamı aşağıdadır:
BASINA VE KAMUOYUNA
Değerli Basın Emekçileri,
Bundan 10 ay önce Başkentgaz’ın Kızılay aracılığıyla adı çocuk istismarıyla anılan Ensar Vakfına 8 milyon dolar aktarıldığının açığa çıkmasıyla emek ve meslek örgütleri ile birlikte konuyu gündeme taşımaya karar vermiştik. Kızılay Genel Müdürünün “vergiden kaçınma” gibi bir ad bulduğu bu para transferinin aslında kamu kaynaklarının yağmalanması olduğunu halkımızla paylaşmak istemiştik. Ancak Kızılay Genel Müdürlüğü önünde yapmak istediğimiz basın açıklaması Ankara Valiliğinin hangi amaçla alındığını anlayamadığımız (!) yasağıyla karşılaşmış ve demokratik hakkımızı kullanmamız polis saldırısı ile engellenmişti. Polis saldırısı sonucu BES Ankara 1 nolu şube yönetim kurulu üyesi Muharrem Onay ile Ankara 2 nolu şubemizin o dönem ki başkanı Mevlüt çakmak’ın aralarında olduğu 19 arkadaşımız darp edilerek gözaltına alınmıştı. Geçtiğimiz günlerde şube yöneticilerimiz Mevlüt çakmak ile Muharrem Onay’a yapılan tebligattan arkadaşlarımıza bu protestodan dava açıldığını öğrenmiş bulunmaktayız. Uzun süredir şehirde yapılacak her türlü etkinliği yasaklayan Ankara Valiliği bu kez kanunlarla suç sayılan vergi kaçakçılığı ve kamu kaynaklarının peşkeş çekilmesi konularında tarafını belli etmekten çekinmemiştir.
15 Temmuz darbe girişiminin arkasından ilan edilen OHAL ile askıya alınan demokratik haklar şimdi de pandemi bahanesiyle engellenmektedir. Ayasofya camisinin açılışında, kuran kurslarında, iktidar partisinin mitinglerinde salgın yokmuş gibi davrananlar, her türlü sağlık önleminin alındığı basın açıklamalarımızda birdenbire salgını hatırlamaktadır.
18 yıllık iktidarı boyunca insan hakları, demokrasi ve yüksek yargı kararlarını hiçe sayanlar mafya babalarına af çıkarıp sendikal faaliyetleri kriminalize etmektedir. Anayasanın tanımış olduğu gösteri ve yürüyüşler hakkını keyfi biçimde engellenmektedir.
İktidar şunu bilmelidir ki; baskı ve yasaklar rağmen gerçekleri söylemekten, halkımızın yarattığı değerleri korumaktan, ödediğimiz her kuruş verginin hesabını sormaktan, kamu kaynaklarının halk yararına kullanıldığı bir düzeni savunmaktan bir an bile vazgeçmeyecek, haramilerin korkulu rüyası olmaya devam edeceğiz.
3 Şubat 2020 günü sorduğumuz soruları geri almıyor, tekrar soruyoruz:
– Geçmişinde iş cinayeti bulunan Torunlar Holdingin sahibi olduğu Başkentgaz hakkında vergi kaçırmaktan dolayı herhangi bir işlem yapılmış mıdır?
– Ensar Vakfına, Kızılay üzerinden bağışta bulunan Başkentgaz, Covid-19 salgını nedeniyle çalışamayan, işten atılan veya ücretsiz izne çıkarılan emekçilerin doğalgaz faturalarının ödenmesinde ne gibi bir yardımda bulunmuştur?
– Kendisine yapılan 8 milyon dolar bağışın 7 milyon 925 milyon dolarını Ensar Vakfına aktaran Kızılay, Covid-19 salgını dolayısıyla çalışamayan, işten atılan veya ücretsiz izne çıkarıldığı için zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamayan emekçilere destekte bulunmuş mudur?
Yine soruyoruz;
1999 yılından beri toplanmakta olan deprem vergileri nerede kullanıldı? Afet riski gözetmeden çıkarılan imar affından kimler kazanç sağladı?
– Salgın nedeniyle açıklanan kurtarma paketlerinden patronlar ne kadar, işçiler ne kadar
pay aldı?
– Salgın döneminde devletin vatandaşına el uzatması gerekirken bunun aksine vatandaştan toplanan bağışlar nerelere harcandı?
Değerli basın emekçileri,
Siyasal iktidar kendi suçlarını gizleyebilmek için kendisine yöneltilen eleştirileri şiddetle bastırmaya çalışmakta, özgür basına karartma uygulamaktadır. Ancak biz bu koşullarda bile tüm kamu emekçilerinin, ezilenlerin sesi olmaya, haklarımız için mücadele etmeye devam edecek, bizden kesilen vergilerin akıbetini sormayı sürdüreceğiz.
3 Şubat 2020 tarihinde demokratik hakkımızın kullanılmasını engelleyerek bize saldıranların, o gün suçluları korumak için yeni bir suç işlediğini kamuoyu görmektedir. İktidarın asabileşmesinin nedeni de budur. Bu yanlışlar silsilesinden dönülmesi için, vergi kaçakçılığı ve kamu kaynaklarının yandaşlara peşkeş çekilmesine karşı çıkararak insanlık görevini yerine getirirken darp edilen arkadaşlarımız hakkında açılan davanın kapatılmasını talep ediyoruz.
Aksi halde hukuk reformu iddialarının samimiyetsiz olduğu açığa çıkmakla kalmayacak, toplumun adalete olan inancı da ağır yara alacaktır.
YöNETİM KURULU