BÜLENT FALAKAOĞLU: ‘VAR’ İNCELEMESİ: FAİZ GOLÜ KİME; ERDOĞAN’A MI, PİYASALARA MI’ (26. 10. 2020

195

Futbolda yeni bir sistem uygulamada: VAR. Bu sistem sayesinde…Artık hakemler maçın skorunu etkileyebilecek tartışmalı durumlarda, saha kenarına kurulan ekrandan pozisyonu tekrar izleyip, karar verebiliyorlar. Oradan esinlenerek…Bugünlerde günlük hayatımızı meşgul eden tartışmalı bir pozisyon için toplumsal bir ‘VAR’ sistemi kurmak gerektiğini düşünüyorum. Tartışılan pozisyon: Merkez Bankasının faiz golü (kararı). Birileri Merkezin piyasalara gol attığını iddia ediyor. Bu yorumculara göre piyasanın 2 puanlık artış beklentisi vardı. Fakat Merkez Bankası faizleri sürpriz bir şekilde sabit tuttu. []Böylece piyasalar golü yedi. ReklamBirileri de Merkezin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gol attığını düşünüyor. Bu yorumculara göre de Merkez Erdoğan’ın tezini çökertti. Neydi o tez: “Faizi indireceksin ki, enflasyon düşsün”. Merkez Bankasının önceki başkanı bu teze itibar etmemişti. Faiz indirimine gitmemişti. Nitekim, ‘Laf dinlemiyordu görevden aldık’ sözüyle cezalandırıldığı itiraf edildi. Yeni başkan ise…Laf dinliyormuş, faiz artırmıyormuş gibi yapıp aslında faizi artırıyor
[1]. Merkez üç faiz çeşidinin ikisini artırıyor. Kağıt üzerinde sabit tutulmuş gözükse de faizler yukarı doğru gidiyor. üstelik merkez bunu uzun süredir yapıyor.
Temmuz ayının ortasından bu yana sürekli faiz artırıyor.
ReklamSon üç ayda faiz 5 puan arttı. Merkez Bankası Erdoğan’ın faiz tezini çöpe atıp duruyor. Böylece…Faizi düşürerek faiz lobilerine karşı milli mücadele kahramanlığı anlatılan Erdoğan’a golü atıp duruyor. öyle bir gol ki…Kimse faiz lobisini ağzına almıyor ama
hem faiz hem kurlar
yükseliyor.

***Aslında golü ne piyasalar yiyor ne de Erdoğan. ReklamPeki kim yiyor?Toplumsal VAR’a dikkatlice bakma zamanı!
FAİZ KEMİRGENLİĞİNİ EMİRLE BIRAKMAZVAR’a bakmadan önce birkaç noktayı vurgulayalım. Faiz kemirgendir.
üretilen artı değeri sülük gibi emer. Değeri üreten ülke işçi ve emekçisi için faizin savunulacak hiçbir yanı yoktur. Gel gör ki…Faiz, ‘düş’ denilince düşen bir şey değil. Reklamörneğin hükümet sürekli
bütçe açığı verip borçlanmak zorundaysa… Faizi kendisi değil borç almak zorunda kaldıkları belirliyor. Elinde parası olanlar bankaya ihtiyaç duyulan kadar para getirmiyorsa… Getirmeyi cazip kılınmanın yolu da faizden geçiyor. ‘Yeterli tasarruf oranı yoksa…’ diye anlatılan hikaye işte!
ülkenin dış kaynağa duyduğu ihtiyacı fazlaysa…
Elin parasına muhtaçsa… Bu muhtaçlık faizin düzeyini etkiliyor işte. ‘Cari dengenin faize etkisi’ diye özetlenen durum. Enflasyonun yüksek olduğu bir durumda… Eğer ki, ‘Bankalarda para olsun, onlar da bol kredi dağıtsın’ deniliyorsa…
Düşük faiz mümkün olmuyor. Parası olanlar paralarının enflasyon karşısında bankalarda erimesini izlemek yerine dövize, altına hücum ediyor.
siyasetten, dış politikaya
başkaca onlarca şey belirliyor!Borçlanmayı…Bütçe açığının niye verildiğini…Yabancının parasına muhtaçlığı…ReklamVe daha birçok konuyu tartışmadan faizi tek başına tartışmak anlamsız.

‘VAR’DA öDENEN BEDEL GöZüKüYORŞimdi toplumsal VAR’a dönelim. Hükümet faizi etkileyen faktörleri dikkate almadan…
Emirle indirince… Dövize kaçış hızlandı.
Döviz kurları yükseldi. Döviz kurundaki yükselmeyle de…Dolar üzerinden hazine garantili havalimanı, şehir hastanesi, otoyol gibi mega projelere ödenecek rakam arttı. Dövize dayalı iç borç ve dış borç için ödenecek fatura büyüdü. İthalatın maliyeti milyarlarca lira artış gösterdi. ReklamHepsi ülke emekçilerinin sırtından çıkarılacak.

***Düşük faizle kredi pompalandı. Son bir yılda hükümetin teşviki ile kullanılan kredi tutarı 1 trilyon liraya yakın arttı. Şirketler aldıkları krediyi hükümetin iddia ettiği gibi yatırıma yöneltmedi. Bir kısmı borcunu borçla kapattı. Bir kısmı finansal yeni kazanç alanlarına yöneldi. Bir kısmı gayrimenkule yöneldi. Vatandaşlar ise aldıkları kredi ile borçlarına borç kattılar. Gelecekteki gelirlerinin bir kısmına ipotek koydurdular.
Yükselen enflasyon (Yükselen kurlar enflasyonun daha da artacağının göstergesi) vatandaşın kredi borcunu ödedikten sonra cebinde kalan parayı eriteceği için… Bugün ucuz bulunan kredinin acısı yarın çıkacak!Kredi ile birazcık artan tüketim artık geriliyor. İhracat pandemi nedeniyle gerilemiş durumda. Bunlar
işsizliğin artacağının habercisi. Dünya Ekonomik Forumunun son yayımladığı araştırmaya göre bir yıl içerisinde işini kaybedeceğini düşünenlerin ortalama oranı Türkiye’de yüzde 64. ReklamArtan borç yetmezmiş gibi bir de üzerine işsizlik riski!
***Daha önce şirketlerin aldığı kredilerin ödemesi geldi. Bugünlerde borcunu ödeyemeyen, kredisini yapılandıran ya da yapılandırmak isteyen şirketlerle ilgili bir haber gündeme düşüp duruyor. Geçen yıl kredilerini yeniden yapılandıran Ferit Şahenk’in Doğuş Holdingi mesela. Yapılandırılan kredilerin yeniden yapılandırılması için bankalarla masada!İstanbul’da Bir AVM sahibi Edip GYO da…Ha keza termik santraller satın alıp duran Konya merkezli Torku da öyle…
Doğuş Holding, Edip GYO ve Torku istisnai örnekler değil. çoğu kamu bankalarınca verilen krediler
tahsil edilemiyor. ReklamKamunun vergi topladığı
topluma zarar yazıp durması
bir yana. . . ödenmeyen krediler yüzünden
bedelini halkın ödeyeceği bir krizin enerjisi birikip duruyor.
POZİSYON çOK AçIKHükümet son kararında faizi dolaylı artırdı. Arkadan dolanma karşılığı
doları artırmayı
da başardı!Anadolu Ajansı, ‘Piyasa beklentisinin üzerinde artış yapılabileceği” haberini karardan üç gün önce uçurdu. Kurlar düştü. Birileri faiz kararını açıklamadan önce döviz alıp karar sonrası kurun yükselmesiyle bir anda ‘voleyi’ vurdu. Kurdaki artış bir anda dövizi olanlara… Döviz borcu alacaklısı olanlara milyarca liralık kazanç yazdı. Halkı yoksullaştırdı. Şirketlere çalışana yıkacakları maliyet çıktı!Faiz ve kur yükü enflasyonu tetikleyecek, fatura büyüyecek. Sonuç:
Golü, sürecin bedelini işsizlik ve yoksullukla ödeyecek olanlar yedi!
BU HAKSIZ GOLü YİYENLER İTİRAZ ETMELİ!Evet buraya kadar haksız olduğunu anlattığımız gole itiraz edilmeli. Hükümet, 2021 yılı için 270 milyar borçlanmak için TBMM’den yetki istedi. Bütçe açığı büyüdüğü ve borçlanma arttığı için,
gelecek yıllardaki faiz ödemeleri doğal olarak büyüyecek. Borçlanma gerekli mi, mecbur muyuz faiz vampirini böyle beslemeye?Bunun yerine mesela…Sosyal Hizmetler Bakanlığı,
Sayıştay tarafından tespit edilen alacağını
tahsil etse. Bakanlık engelli kaydı bulunmayan yüz binlerce kişiye ‘engelli aylığı’ adı altında son iki yılda 7 milyar lira usulsüz ödeme yaptı. Bu parayı geri alsa…Mesela…ReklamCumhurbaşkanlığının gelecek yıl için duyurduğu…
30 binek otomobil,
5 minibüs,
5 pick-up,
5 panel
ve
2 otobüs alımından
vazgeçse. Bütçe açığı ve borç büyürken garajdakilerle yetinse…Ya da…Yap işlet devret modeli ile yapılan projelere gelecek yıl 30 milyar lira aktarılacak
[2]
. Kurlar bu kadar yükselmişken döviz üzerinden ödenen garantiler gözden geçirilse…
Listeyi uzatmak mümkün.
***Bütçedeki açık ve faiz gideri büyüdükçe vergi ve cezalar artıyor. Sosyal güvenlik sistemine para kalmayınca, sistem açık veriyor denilip, emeklilik hakkına göz dikiliyor. Haksız goller çoğalıyor. Kurulan özel VAR odasında yer alan hakem heyetinin… Maçı çok sayıda ekrandan farklı açılardan takip ederek… Tartışmalı pozisyonları sahadaki hakeme bildirmeleri gibi. . . Bildirmeliyiz itirazlarımızı…ReklamHem de kararı sahadaki hakeme bırakmadan!
***Hükümetin ‘Bedel ödüyoruz sabredin’ diyen sözüne kulak verip bu gole boyun mu eğmeliyiz?
Yarın devam edeceğiz.
[1] Açıklayıcı iki yazı için bakınız:
[kck]a href=[ct]https://www. evrensel. net/yazi/87386/merkez-bankasinin-faiz-karari[ct][byk]Merkez Bankasının faiz kararı, Murat Birdal, Evrensel[kck]/a[byk][kck]a href=[ct]https://www. dunya. com/kose-yazisi/merkez-bankasindan-kuru-ziplatma-operasyonu/486346[ct][byk]Merkez Bankası’ndan kuru zıplatma operasyonu!, Alaattin Aktaş, Dünya[kck]/a[byk][2][kck]a href=[ct]https://www. sozcu. com. tr/2020/yazarlar/cigdem-toker/2021-butcesinde-garanti-tutarlari-6093885/[ct][byk]2021 bütçesinde garanti tutarları, çiğdem Toker, Sözcü[kck]/a[byk][ct][ct]26 EKİM 2020 – EVRENSEL[byk]