ALİ RIZA GÜNGEN: COVİD-19’DAN KONUT PALAZINA UZANDIK (18. 09. 2020)

193

İnşaatın GSYH’ye katkısı da 2014-18 dönemine nazaran son derece düşük. Bu nedenlerle Türkiye’de 21. yüzyılın düzenini inşaat odaklı birikim olarak ifade etmek eksik kalır. Fakat konut sektörü ve çeşitli altyapı projeleri sayesinde edinilen kazanç zaman zaman öyle büyük bir kaldıraç sunabiliyor ki, toplam içinde inşaatın ağırlığı artmasa da inşaat, etrafında yaratılan hale ile ekonominin en kilit sektörlerinden birisi olma vasfını koruyor.
Para arzının hızla artması, bu para yeni yatırımlara yöneliyorsa olumsuz sonuçlar doğurmayabilir. Son yüzyılın en büyük salgınının ortasında para arzının artması, daha fazla borçlanma ve zorla kredi hacminin artırılması uğraşı birçok ülkede standart politika tepkilerine dönüşmüş olabilir. Ancak “çürümüş bir şey var” Türkiye söz konusu olduğunda.
İlerleyen yıllarda farklı bir dönemlendirme yapmak mümkün olacak, lakin Türkiye’de pandemi nedeniyle çeşitli kısıtlamaların ekonomik faaliyet üzerinde en etkili olduğu dönem nisan – haziran arası oldu. Haziranın ortası itibarıyla “yeniden açılma” tam gaz yol alıyordu. Bu yeniden açılma ve normalleştirme ile tarihi seviyelerdeki istihdam kaybıyla baş etmek ve 2018-19 krizinin kalan etkilerini atlatmanın mümkün olacağını uman siyaset yapıcılar yaz aylarında kredi genişlemesi hamlesine döviz kaynaklı
[

Ancak Türkiye tarihinin en hızlı konut kredisi genişlemesinin haziran-ağustos arasında gerçekleştiğini kaydedelim. Fazla derin olmayan piyasada, başı çekenler elbette ki olağan şüpheliler: Devlet bankaları. Söz konusu bankalar, talimatların ve buna göre tasarlanmış kampanyaların etkisiyle bugün konut kredilerinin yüzde 66’sını temin etmiş durumda. On yıl kadar önce bankacılık sektörünün üçte birini kaplayan devlet bankaları bugün paylarını
[

Nihayetinde verilen bu destekle konuta kondurulan hayat öpücüğünün yansımasını enflasyona nazaran konut fiyatlarının tekrar hızla yükselmesine ve makasın açılmasına bakarak da anlayabiliriz. Merkez Bankası ve TÜİK verilerinden yararlanarak oluşturduğum aşağıdaki grafik, devlet bankaları eliyle desteklenen konut kredilerinin, sektörün reel getirisini deyim yerindeyse coşturduğunu anlatıyor. Temmuz ayı verilerine göre, bir önceki yılın aynı ayına oranlar
[


Bu müdahaleyi 2014’ten bu yana toplam ev sahipliği oranının gerilediğini dikkate alarak değerlendirmeli (bkz. Gelir ve Yaşam Koşulları İstatistikleri).
[

esasında birikim modelinin süregiden krizine işaret ediyor. Ekonomik daralmayı hafifletmek için aynı yöntemi denemek Türkiye ekonomisinin yapısı nedeniyle kısa vadeli finansman ihtiyacının ağırlaşması anlamına geliyor. Aslında, Moody’s buna benzer gerekçelerle bir
[

aracılığıyla yönetilebildiğini görenler, muhalefetin beklemeye devam etmesi nedeniyle bildiklerini okuyorlar.
[rn]18 EYLüL 2020 – GAZETE DUVAR