11 OCAK ‘İNSANCA YAŞAM, DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ’ İZMİR MİTİNGİ’NDE BULUŞUYORUZ!

263


11 Ocak’ta İzmir’de gerçekleştireceğimiz “İnsanca Yaşam, Demokratik Bir Türkiye İstiyoruz”
mitingi kapsamında Ege bölgesi illerinde yürüttü
ğümüz çalışmalar sürüyor.
Bugün Manisa EĞİTİM SEN şubesinde;
TİS-Hukuk ve Uluslararası İlişkiler Sekreterimiz Yusuf Şenol, BES Genel Başkanı Serpil Akpınar, TARIM ORKAM-SEN Genel Başkanı Hamit Kurt,
TüM BEL-SEN Genel Sekreteri Yılmaz Yıldırımcı, BES Genel Mali Sekreteri Sedat Suna,
Eğitim Sen Manisa Şube Başkanı Metin Demirel,
BES Manisa Şube Başkanı Ufuk Doruk, sendikalarımızın Manisa Şubelerinin yöneticileri ve üyelerinin katılımıyla düzenlenen
basın toplantısında tüm emekçilere 11 Ocak İzmir “İNSANCA YAŞAM, DEMOKRATİK BİR TüRKİYE İSTİYORUZ” MİTİNGİNE katılım çağrısı yapılmıştır.
TİS-Hukuk ve Uluslararası İlişkiler Sekreterimiz Yusuf Şenol tarafından okunan basın metni aşağıdadır.
BüTüN EMEKçİLERİ 11 OCAK “İNSANCA YAŞAM, DEMOKRATİK BİR TüRKİYE İSTİYORUZ” İZMİR MİTİNGİNE BEKLİYORUZ!
Değerli Basın Emekçileri,
Emeğiyle geçim mücadelesi veren geniş halk kesimleri için hayatın her geçen gün daha fazla zorlaşğı bir süreçten geçiyoruz.
İktidarın suni gündem yaratma çabaları ve çizilen pembe tablolar emekçi sınıfların, yoksullaştırılan halkın yaşadığı gerçeği perdelemeye yetmiyor.
İşsizlik rekor üstüne rekor kırıyor.
Resmi işsizlik %14,2 ile son 15 yılın en yüksek seviyesinde. Resmi işsiz sayısı 4 Milyon 650 bin.
Her 100 Gençten 28’i, her 100 Genç Kadından 43’ü işsiz. Üstelik bu rakamlar dar işsizliği temel alan resmi rakamlar.
Buna iş bulma ümidini kaybedenleri, iş aramayan ancak çalışmaya hazır olanları, mevsimlik ve zamana bağlı eksik çalışanlar da eklediğimizde ulaştığımız geniş tanımlı işsizlik oranı %20,6 oluyor.
Geniş tanımlı işsiz sayısı ise 7 milyon 305 bine ulaşıyor.
Enflasyon TÜİK vasıtası ile ne kadar perdelenmeye çalışılsa da
milyonlar iğneden ipliğe zamlarla çekilmez hale gelen hayat pahalılığını iliklerine kadar yaşıyor.
çarşı, pazar el yakıyor. Son iki yılda elektrik fiyatları yüzde 72. 4, doğalgaz fiyatları ise yüzde 60. 7 artmış bulunuyor.
Geliri gittikçe eriyen, borçları artan emekçiler, dar gelirliler olarak bu fahiş zamlarla önümüzdeki kışı nasıl atlatacağımızı düşünüyoruz.
Adalet; gelir dağılımında, vergide, sokakta, mahkemede her yerde aşınıyor, yok ediliyor.
Nüfusun
yüzde 1’lik kesimi
ulusal
servetin yüzde 54,4’ünü
elinde tutarken,
en düşük gelire sahip
yüzde 20’lik kesimin
toplam gelirden aldığı pay ise
sadece yüzde 6’da
kalıyor.
Az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi politikası sürdürülüyor. Hem dolaylı vergilerin hem doğrudan vergilerin yükü biz bordrolulara yıkılıyor. Toplam vergi gelirlerinin yüzde 70’i oluşturan dolaylı vergiler de Gelir Vergisinin yüzde doksanı da bizim cebimizden çıkıyor.
Bakmayın bir kısmının isminin saklandığı, açıklanmadığı vergi şampiyonları listelerine. İster mavi yakalı olsun, ister beyaz yakalı; Bu ülkenin gerçek vergi şampiyonu ücret geliri ile yaşam mücadelesi veren emekçilerdir.
Değerli Basın Emekçileri,
Rakamlar, veriler bir yana
. . “Tünelin sonundaki ışık büyümeye başladı”
masalları anlatılan 2019’un Türkiye’sinde işsizlikten, yoksulluktan bunalan insanlarımız canlarına kıyıyor. Kapılarında
“Dikkat siyanür var, polisi arayın, içeri girmeyin”
yazan, yoksulluğun sindiği evlerden cansız bedenler çıkarılıyor.
İşsizliğe, yoksulluğa çare üretmekle görevli olanlar ise çareyi internetten siyanür satışını yasaklamakta arıyor.
Bu ağır koşullara rağmen ücretine zam istemek, hak istemek, adalet istemek hainlik(!) olarak görülüyor, en meşru talepler gözaltı ve tutuklamayla karşılık buluyor.
öte yandan bir gecede çıkartılan KHK’lerle ihraç edilen kamu emekçileri, seçilmişlerin yerine atanan kayyumlar tarafından işlerine son verilen belediye çalışanları ve aileleri açlığa mahkûm ediliyor.
İşçilerin, sendikaların grev kararları yasaklanıyor. Ankara’nın yolları gerçek grevli bir toplu iş sözleşmesi için taleplerini ifade etmek isteyen kamu emekçilerine, tazminatını isteyen maden işçilerine, emeklilik hakkını arayan EYT’lilere kapatılıyor.
Bu zor koşullarda hepimizin geleceğini yakından ilgilendiren bütçe süreci TBMM’de şeklen görüşülerek tamamlandı.
2020 Bütçesi tam da ifade ettiğimiz biçimiyle krizin yükünü emekçilere yıkan bir biçimde sonuçlanmış, TÜİK verilerine göre %11,84’lük enflasyonla Kamu emekçilerine ve kamu emekçisi emeklilerine
enflasyon payı ile birlikte %5,5,
SSK ve BAĞKUR emeklilerine ise %6,49 artış verilirken; vergi harç ve cezalara%22,58, Köprü ve otoyol geçiş ücretlerine %14 oranında artış yapılmıştır. Kamu emekçilerinin en yoğun yaşadığı
illerin başında gelen Ankara’da yeni yılın ilk gününden itibaren ekmeğe %25 zam yapılmıştır .
Peki,
%1’in çıkarı için %99’u yok sayan bu adaletsizliğe, haksızlığa karşı işçiler, emekçiler, yoksullaştırılan halk çaresiz midir?

Ebetteki hayır.
Onlar bir avuç, biz milyonlarız. Biliyoruz ki, bizim gücümüz birliğimizdedir. Tek yapmamız gereken el ele vermek, yan yana gelmek, omuz omuza yürümek.
Bunun için sendikalar, emek, meslek örgütleri, emekten yana siyasi partiler, örgütler olarak ülkemizi krize sürükleyen politikalardan, faizden, ranttan beslenen %1’lik asalak takıma karşı işçisi, kamu emekçisi, emeklisi, EYT’lisi, asgari ücretlisi ile birlikte emeğin, halkın, %99’un taleplerini oluşturduk.
öncelikli taleplerimiz;
1_İşten çıkarmalar yasaklansın, 1 yıl daha uzatılan OHAL inceleme komisyonu lağvedilerek haksız hukuksuz işinden edilen emekçiler görevlerine döndürülsün,
2-Açlığa mahkum edilen asgari ücret artışı insan onuruna yakışır düzeye çekilsin ve vergiden muaf tutulsun,
3-İşsizlik fonu işçilere verilsin,
4-Emeklilikte yaşa takılanların talepleri kabul edilsin,
5-Maaşlarımızda hedeflenen enflasyon oranında değil, yaşanan gerçek enflasyon oranında, satın alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak artış yapılsın,
6-Elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt, ekmek, toplu taşıma gibi temel ihtiyaçlara yapılan zamlar geri alınsın,
7-Tüm yükü emekçilerin sırtına yıkan vergi adaletsizliğinden vazgeçilsin, emekçilerin temel tüketim ihtiyaçlarından alınan KDV sıfırlansın,
8-Toplumsal barış sağlansın; sosyal devlet olmanın gereği bütçenin öncelikleri başta eğitim ve sağlık olmak üzere kamusal hizmetlere öncelik verilsin.
Değerli Basın Emekçileri,
KESK olarak bütçe hakları ellerinden alınan, krizin faturası üzerlerine yıkılmak istenen, anti demokratik uygulamalardan nasibini alan emek ve demokrasi güçleriyle birlikte planladığımız son 1,5 aylık program doğrultusunda;
8 Aralık İstanbul’da,21 Aralık Mersin,22Aralık Diyarbakır’da bize reva görülen bu durumu kabul etmeyeceğimizin mesajlarını
” Demokratik Türkiye-Halk için Bütçe,
İnsanca Yaşamak İstiyoruz!” mitingleri ile verdik
Tüm emekçilere, emeğin dostlarına, demokrasi güçlerine 11 Ocak 2020 tarihinde İzmir’de yapacağımız bölge mitingine katılmaları için buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz.

KESK YüRüTME KURULU ADINA

TİS-Hukuk ve Uluslararası İlişkiler Sekreteri Yusuf Şenol