BU DAVET BİZİM: BARIŞI ÖRGÜTLÜYORUZ!

227


Bugün Eğitim Sen İstanbul 3 No’lu Şube’de saat 11. 00’da gerçekleştirdiğimiz basın toplantısı ile
13-14 Nisan tarihlerinde Bakırköy Tarık Akan Kültür Merkezi’nde ikincisi yapılacak olan ‘Ortadoğu Barış Konferansı’nın duyurusu basın emekçileriyle paylaşıldı. Basın toplantısında Eş Genel Başkanımız Mehmet Bozgeyik, Genel Sekreterimiz Ramazan Gürbüz, Mali Sekreterimiz Elif Çuhadar, Tarım Orkam Sen Başkanımız Hamit Kurt ile İstanbul Şubeler Platformu üye ve yönetecilerimiz hazır bulundu.
Eş Genel Başkanımız Mehmet Bozgeyik’in basın açıklaması aşağıdadır.
ülkemizde 31 Mart yerel seçimleri ile büyük yenilgi yaşayan ve sarsılan AKP, dünyanın ve bizlerin gözünün içine baka baka hukuku ayaklar altına alarak, kabile devletlerinde bile görülmeyen bir keyfilik içinde ülkemizi gerdikçe geriyor. Günlerdir İstanbul’da defalarca sayım yaptırırken ve seçimlerin iptali girişimine bizleri alıştırmak isterken, Doğu’da ve Güneydoğu’da onlarca usulsüzlüğe imza atarken, seçime girebilir diye son kararını verip şimdi KHK ile ihraç edilen seçilmiş belediye başkanlarının ve vatandaşlarımızın seçme-seçilme hakkını gasp ederken aynı sırada dünyada, özellikle de Ortadoğu’da önemli gelişmeler yaşanıyor.
Yıllardır AKP’nin devletleştiğine, devletin tek parti rejimi ile yönetilmeye başlandığına dikkat çekiyoruz. Bu seçimler AKP’nin nasıl devletin tüm kurumlarını kendine bağlı hale getirdiğini, asgari demokratik normları hiçe saydığını gözler önüne sererek bir kez daha bu tespitimizi doğrulamıştır. Oysa tek parti rejimlerinin, baskıcı dikta uygulamalarının yarattığı yıkım ve ağır tahribatları bizler Ortadoğu ülkelerinde defalarca gördük, yaşadık.
Emperyalizmin gayri meşru çocuğu olarak adlandırılan IŞİD bölgeyi cehenneme çevirdiğinde uzun süre seyreden uluslararası güçler, bir süre sonra IŞİD’e müdahale adı altında ikinci bir cehennemi yaşattılar. Şimdilerde ise vekâlet savaşları yerini giderek asıl özneler olan karşıt bloklara bıraktı.
Ortadoğu’daki hegemonya savaşı bitmemiş, aksine soğuk savaş dönemi araçları kullanılarak, daha çok da diplomasi, ekonominin silah gibi kullanılması şeklinde devam ettiriliyor. Ortadoğu’da devam eden küresel güçler arası bir hegemonya savaşı söz konusudur.
ABD bölgenin enerji-petrol-doğalgaz kaynaklarına nüfuz etme yarışını kaybetmemek için “sürekli gerilim stratejisi” yürütüyor.
Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi ile küresel hegemonik gücünü pekiştirmeyi hedefleyen ABD’nin beklentilerinin çok gerisindeki bir neticeye razı olamayacağı açıktır. Ancak sınırlılığının da açığa çıktığı Ortadoğu sahasında hegemonik üstünlüğü Rusya’ya kaptırmayla yüz yüze gelmiş durumdadır. Bir yandan doğalgaz kaynaklarına erişim ve enerji pazarına nüfuz etme yarışı, diğer yandan İsrail’in güvenliğinin tesis edilmesi konusunda şu ana kadar her hangi bir başarı elde edilebilmiş değildir. çünkü İran-Irak-Suriye-Lübnan hattı bu süreçte güçlenerek ve daha çok savaş deneyimi biriktirerek varlığını sürdürdü. Lübnan’da yeni kurulan hükümette ABD etkinliğinin azalmasını da bu gelişmenin devamı olarak görebiliriz. ABD’nin bu gelişmeye cevabı Golan Tepelerinin İsrail toprağı olarak tanınması ve İran Devrim Muhafızlarının terör örgütleri listesine dahil edilmesi şeklinde oldu.
Bir yandan bölgede hegemonik güç savaşları ve sıcak çatışmalar yaşanırken, öte yandan ise baskıcı rejimlerin emek karşıtı politikalarına karşın bölgedeki emek hareketlerinin eylem ve etkinlikleri de artış gösteriyor. Cezayir’den Mısır’a, Lübnan’dan Irak’a, ürdün’den İran’a kitlesel eylemlerle, protestolarla emekçiler ekonomik ve siyasal taleplerle alanlara iniyor, tepkilerini ifade ediyorlar. Ortadoğu’da emek örgütlerinin örgütlülüklerinin de giderek yaygınlaştığını, geliştiğini görüyoruz. Bu durum bizlere ortak mücadele platformları yaratmak için umut ve cesaret veriyor.
çok genel ve kısaca özetlemeye çalıştığımız bu konjöktürde KESK olarak 13-14 Nisan’da İkinci Ortadoğu Barış Konferansı düzenliyoruz. Konferansımızın ilkini 28 Şubat-1 Mart 2015 tarihinde yine İstanbul’da düzenlemiştik. Aradan dört yıl geçti ve o günden bugüne bölgede çok önemli değişiklikler yaşandı. İki gün boyunca, hem bu değişimleri hem de sonuç itibariyle değişmeyen ve krizin devamına neden olan Filistin Sorunu, Kürt Sorunu, Kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesi, bölgedeki emekçilerin mücadelesi gibi başlıklardan oluşan konuları konuşacağız, tartışacağız.
Sizlerin de bildiği gibi savaşların, çatışmaların bedelini emekçiler, yoksullar, ezilenler ödüyor. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı “sizler bir kurşunun fiyatını biliyor musunuz” diye sorduğunda biz emekçiler bu fiyatın bizlerin maaşlarından kesildiğini iyi bildiğimizden bir kez daha barışa ne kadar ihtiyacımız olduğunu gördük.
Dolaysıyla bu konferansla bir yandan Ortadoğu’daki gelişmeleri değerlendirirken diğer yandan ve asıl olarak Ortadoğu’daki emek örgütlerini, emekçi dostlarını bir araya getirerek barışa ilişkin neler yapabileceğimizi, nasıl müdahalelerde bulunabileceğimizi ve emekçilerin birliğini tartışmak, görüş alış verişinde bulunmak istiyoruz.
Sizler aracılığıyla emek ve demokrasi güçlerine Konferansımıza katılmaları, bu arayışımız ve çabamıza güç ve destek vermeleri çağrısında bulunuyoruz.