İ. SABRİ DURMAZ: EYT’LİLERİN MÜCADELESİ VE SENDİKAL MÜCADELE (27. 03. 2019)

187

Emeklilikte yaşa takılanlar,
“EYT’liler”
olarak yerel seçim sürecinde giderek artan biçimde siyasi gündemde yer aldılar.
Nitekim son günlerde
Adana, İzmir, Ankara, İstanbul
gibi büyük kentler başta olmak üzere pek çok kentte
basın açıklamaları, kitlesel eylemler, binlercesinin katıldığı
kapalı salon toplantıları
yaptılar, on binlercesi ise
İstanbul‘da
Maltepemiting alanında bir araya gelip taleplerini haykırdı.
Ne var ki, yerel seçimde onca sıkışmışlığına ve bu sürede çeşitli kesimlere
“seçim rüşveti”
bahşetmelerine karşın
Erdoğan-Bahçeli
ikilisi (ve onların sözcüleri)
EYT’lilere karşı, bir seçim öncesinde beklenmeyecek kadar
sert, hatta onları
aşağılayıcı ifadelerle suçlayan bir tutum takındılar.
önce Erdoğan EYT’lileri,
“türediler”
ve
“çift dikişçiler”
olarak suçladı. Burada
“çift dikişçiler”den kasıt, EYT’lilerin emekli olduktan sonra da çalışarak
“çift maaş almak isteyen rantiyeler”
olarak suçlamaktır.
Erdoğan, son günlerde konuyu bir kez daha gündeme getirdi. EYT’lilere önceki suçlamalarını sürdüren Erdoğan, EYT’lileri
“Ne istediklerini bilmemekle”
suçlarken aynı zamanda,
“Onlar 38 yaşında emekli olmak istiyor”
diyerek, kamuoyunu yanıltıcı iddialar öne sürdü.
Bahçeli
ise EYT’lilere, daha önce
“Sorunu çözme”
sözü vermesine karşın, şimdi Erdoğan’ın ağzından konuşuyor;
“Erken emeklilik gündemimizde, seçim arifesinde bunu istismar etmeye gerek yok”
diyerek, topu taca atarken EYT’lileri de
“istismarcılık”la suçluyor!
önce şu bilinmelidir ki, EYT’liler;
– Yeni hak”
istemiyorlar; gasbedilmiş haklarını istiyorlar.
– 38 yaşında emekli
olmak gibi bir
istekleri de yok; şu anda emeklilik isteyenler 45-52 yaşında olanlar.
EYT’lierin emekli olduktan sonra da çalışmak için
ikinci bir işte de çalışacakları
ise elbette ki, emeklilerin suçu değil, emekli maaşlarının
“Gerçek açlık sınırının bile altında kalması”dır. Ki, bunun sorumlusu da herkesten önce ülkeyi yönetenlerdir.
Bu yüzdendir ki emeklileri,
“Bunlar emekli olduktan sonra da çalışacak”
diye suçlayanlar, emeklilerin içinde bulundukları sıkıntılardan haberi olmayan,
“Havada vurup tavada yiyenler”
ve
“sarayzadeler”dir!
Kaldı ki, EYT’liler sadece, şimdi
“Emekliliklerini gün olarak doldurdukları”
için işten çıkarılanlardan da ibaret değil. Tersine 1998’de yapılan yasal düzenlemeden önce işe girmiş olan her işçi, bugün
“EYT’li durumunda”dır. Ve bu işçiler,
“Emeklilik gün sayısını doldurduklarında”patron, daha genç ve daha düşük ücretli işçiler almak üzere işten çıkardığında, bir gelirleri kalmayacağı gibi,
“işsizlik maaşı”ndan ve
“sağlık sigortası”ndan da yararlanamayacaklardır!
Gelinen yerde iktidar gücünü elinde bulunduran
Erdoğan‘dır ve o
“evet”
demeden,
ciddi bir mücadele olmadığında, EYT’lilerin haklarının tanınması beklenmemelidir. Dahası, EYT’lilerin taleplerini elde etmeleri de
seçimden sonra verilecek ciddi bir mücadeleyle elde edilebileceğiartık açıkça anlaşılmaktadır.
Bu yüzden de;
1- Elbette ki EYT’liler, bugüne kadar sürdürdükleri mücadeleyi, yeni koşullarda ve dönemin sağladığı imkanları da kullanarak sürdürmelidir.
2- Sendikalar konuyu gündemlerine alarak, bir yandan
patronlar nezdinde
emekliliği gelen ama yaşa takılan işçilerin mağdur olmaması için çözümler üretmeyi, öte yandan da
işçilerin taleplerini yasalara geçirmek
için
hükümet nezdinde
girişimler yapmak durumundadırlar. Dolayısıyla konu sendikal mücadelenin gündemine alınmak durumundadır.
Ne var ki, işini gücünü kapalı kapılar arkasında TİS yapmaya indirgemiş
konfederasyonlar ve sendikalar, bu önemli sorunu bugüne kadar
gündemlerine almamış
bulunuyorlar. Bundan sonra da eğer ciddi bir kitle baskısı olamazsa almaları da beklenmemelidir.
Bu yüzden de
her önemli işçi talebinde
olduğu gibi, burada da sorunun
sendikaların gündemine girmesi,
mücadeleci sendikacıların, ileri işçi kesimlerinin ve emekten yana çevrelerin
gayretine
bağlıdır.
Seçimden sonra
sorunun sendikaların gündemine girmesi
bu yüzden ayrıca önem taşımaktadır.
Gelişmeleri yakından izlemeye devam edeceğiz.
27 MART 2019 – EVRENSEL