ERGİN YILDIZOĞLU: ‘ULUSAL ÇIKAR’ DİYE BAŞLAYIP. . . -II (07. 02. 2019)

205

“Ulusal çıkar” diye başlayınca yanlış bir yere gitme tehlikesi var. Ancak doğru bir yere gitmek de mümkün, hatta gerekli. çünkü, dünya yeni bir döneme girerken ulus devletin önemi artıyor!
Her şey dağılıyor

Davos
risk raporuna,
The Economist‘in “Slowbalization” (Küresel yavaşlama) başlıklı kapağına bakmak yeter: ABD hegemonyasına dayanan, Batı merkezli dünya düzeni, 30 yıldır kapitalizmin yapısal krizini yöneten neo-liberal küreselleşme dağılıyor. çevre kirlenmesi, iklim krizi, gezegenin ekolojik dengelerinin, türlerin yok olma süreci giderek hızlanıyor.

Dağılmanın toplumsal sonuçları,
Trump, Brexit, sağ/faşist popülizm, yeniden başlayan nükleer silahlanma, teknolojik egemenlik yarışı, devleti yöneten politikacıların yetersizliklerinin yol açtığı
meşruiyet ve
egemenlik krizleri
her gün çeşitleniyor.

ülkelerin vatandaşları, gözlerini devletlerine çeviriyor, kendilerini bu dağılmanın etkilerinden korumak için bir şeyler yapmasını bekliyorlar. Bu da bizi bir
korunma, güvenlik
aracı olarak ulus devlete
getiriyor.
“Devlet”i düşünürken iki farklı seçenek (Badiou) var. Biri devleti, toplumun üzerinde bir yapı olarak giderek sönümleneceğini varsayar: Kısaca
komünist hipotez. öbürü de kapitalist devleti veri alarak, parlamenter demokrasi ve çeşitli diktatörlük biçimleriyle ilgilenir. Açık ki, ulus devlet konusu ikinci seçeneğin kapsamına giriyor.
Egemenlik ve meşruiyet
İkinci seçenek kapsamında, vatandaşlarını, bu dağılma içinde
en iyi biçimdekoruyabilecek bir
ulus devleti
(buna
Platon‘a atıfla
“iyi devlet”
diyelim) düşünmeye çalışmamız gerekiyor.
öncelikle bu devlet,
egemen ve meşru
bir devlet olmak zorundadır. Bu zorunluluğu veri alarak, düşünme sürecini Badiou’nun dikkat çektiği gibi birbiriyle bağlantılı üç alan üzerinden sürdürebiliriz:
Ekonomi, ulusal sorunve demokrasi.

Ekonomi: Ulus devlet kaynakların dağılımından ve kapitalist ekonomi (krizlerini) sınırları içinde yaşayan
tüm
vatandaşlarının genel çıkarlarını, refahını, koruyacak biçimde yönetmekten sorumludur. Bu sorumluluğu yerine getirebildiği oranda “iyi
devlet” olmaya yaklaşacaktır.

Ulusal sorun: Ulus devlet, sınırları içindeki
tüm
vatandaşların güvenliğinden iki alanda sorumludur. Birincisi, vatandaşlarını dünya sistemi içinde, emperyalist müdahalelerden, savaşlardan korumayı başarmalıdır. İkincisi, sınırları içindeki
tüm
vatandaşlarının toplumsal barışını, can ve mal güvenliğini, en temel ifade, toplanma, gösteri yapma, haklarını ve özgürlüklerini, siyasi tercihlerini belirtme ve savunma haklarını, seçimlerin adaletli ve güvenli olması da dahil, korumayı başarmalıdır.

Demokrasi: Parlamenter demokrasi kapitalist devletin en arzu edilen, en az ekonomik kaynak tüketen, toplumun barış içinde yaşamasına en uygun biçimidir. Bu kapitalist demokrasinin işleyebilmesi için, bir taraftan
güçler ayrılığı, yargının ve
medyanın bağımsızlığı
ilkesi kıskançlıkla korunmalıdır. Yasalar, çeşitli grupların tercihlerine, inançlarına göre değişebilen dini ilkelere göre değil, bizzat vatandaşlarının (din, cins, etnik kimlik farkı gözetmeden, bunlardan birine ayrıcalık tanımadan) bu dünyadaki gereksinimlerini düzenlemeye yönelik olmalı,
ortak ve özgür iradesine
dayanmalıdır: Laiklik ilkesi esastır.

Tüm vatandaşlar, yönetici sınıfın üyeleri de olmak üzere bu yasalar karşısında eşit haklara ve konuma sahip olmalıdır. Ulusun birliğini, farklı kimliklerin (dini ve etnik, cinsel) taleplerini,
bastırarak
değil, bunların taleplerini
karşılayarak
vatandaşlık zemininde sağlamak “iyi devletin” sorumluluğudur. Bir
ulus devletin egemenliği ve
meşruiyeti bu zeminde şekillenir.

Ulusal çıkardan söz ediyorsak, ulus devletin “iyi devlet” olma koşullarını yerine getirdiğini,
egemen ve meşru bir devlet
olduğunu da varsayıyoruz demektir.

çünkü, “iyi devlet” kriterlerine uymayan bir devlet günümüzün hızla gelişen dağılma koşullarında vatandaşlarını, dolayısıyla,
egemenliğini ve meşruiyetini
koruyamaz.
Ulusal çıkar
bu devletin yöneticilerinin desteklenmesini değil acilen değiştirilmesini, devletin “iyi devlet” ölçütlerine göre yeniden düzenlenmesini gerektirir!
7 ŞUBAT 2019 – CUMHURİYET