ÜMİT AKÇAY: DAVOS 2019: KAPİTALİZMİ KAPİTALİSTLERDEN KORUMAK (24. 01. 2019)

203

Oxfam’ın açıkladığı gelir ve servet dağılımı raporundaki belki de en çarpıcı veri şu: 2018’de en zengin 26 kişinin sahip olduğu servet, en yoksul 3. 8 milyar insanın serveti ile eşit. Yani servet giderek daha fazla yoğunlaşıyor. Bu veriler, Karl Marx’ın 152 yıl önce yazdığı Kapital’in ilk cildinde açıkladığı, sermaye birikiminin aynı zamanda yoksulluğun birikimi anlamına geldiğinin açık bir örneği.
Her yıl bu zamanlar, İsviçre’nin Davos şehrinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu öncesi iki önemli rapor yayımlanır. Bu yazıda bu raporlardan hareketle hem Davos gündemini hem de küresel kapitalizmin gidişatını ana hatlarıyla değerlendireceğim.
KüRESEL RİSKLER ARTIYOR
“Dünya, uyurgezer bir şekilde bir krize doğru mu ilerliyor? Küresel riskler yoğunlaşıyor ancak bunların üstesinden gelmek için gerekli olan ortak irade eksik gibi görünüyor. ” Bu cümleler, küresel kapitalizmi eleştiren bir perspektiften yazıya dökülmüş satırlar değil. Aksine, her yıl Dünya Ekonomik Forumu öncesinde açıklanan
[
okuyabilirsiniz).
üçüncüsü de,
ekolojik riskler. Ekolojik kriz, aşırı hava koşullarının yarattığı riskler çerçevesinde ele alınıyor. Ancak bekleneceği gibi, ekolojik kriz ile kapitalist üretim yapısını bağlayan bir perspektif raporda bulunmuyor.
EKONOMİK ADALETSİZLİK ZİRVEDE
Davos gündemini belirleyen bir diğer rapor ise Oxfam’ın açıkladığı gelir ve servet dağılımı raporu.
[
belirtmiştim; bizzat (neo)libealizm ve neoliberalizmi ortaya koyan sermaye sınıfı demokrasiyi öldürüyor: “… dünya genelinde otoriterizmin yükselişi, 40 yılı aşkın uygulamada olan neoliberal politikaların sonucudur. Bir başka ifade ile farklı ülkelerde milliyetçilik ya da radikal dini yorumlarla bezense de otoriterizmin yükselişinin temelinde ekonomik demokrasinin ve bunun temel aktörü olan solun tasfiyesi yatmakta. “
KAPİTALİZMİN KRİZİ
Mevcut tabloyu şöyle özetleyebiliriz:
– Ekonomik durgunluk var.
– Gelir ve servet dağılımı eşine az rastlanır şekilde bozulmuş durumda.
– Ekolojik kriz giderek derinleşiyor.
– Otoriterizm yükselişte.
– Büyük güçler arasındaki jeopolitik ve jeo-ekonomik mücadele sertleşiyor.
Bu beş maddelik özet bize iki şey söylüyor. Yaşanan bir sistem olarak kapitalizmin krizidir ve sıralanan sorunlara kapitalizm içinde kalarak herhangi bir kalıcı çözüm bulmak mümkün değil.
Davos gibi zirvelerde yapılan tartışmaların ana fikri her zaman ‘kapitalizmi kapitalistlerden korumak’ olmuştur. Bu adla bilebildiğim kadarıyla Hartmut Elsenhans (2014) ile Luigi Zingales ve Raghuram Rajan’ın (2003) yazdığı iki kitap var, ilgilenenler göz atabilir.
İhtiyacımız olan Davos’ta yapılmaya çalışıldığı gibi kapitalizmi kapitalistlerden korumak değil, insanlığı kapitalizmden korumak. Bu nedenle sadece bölüşüm ilişkileri açısından değil, mülkiyet ve üretim ilişkilerinde de kapitalizm sonrası modellerin tartışılması ve hayata geçmesi her zamankinden daha acil.
24 OCAK 2019 – GAZETE DUVAR