BÜLENT FALAKAOĞLU: ENFLASYON 2002’DEN DAHA BETER! (04. 10. 2018)

187

Eylül ayı enflasyon rakamları açıklandı. Yıllık enflasyon:
Yüzde 24. 52. Aylık enflasyon: Yüzde 6. 30
Bu kadarını neredeyse kimse beklemiyordu. Ağustos ayına göre eylülde fiyatlar yüzde 6’nın üzerinde artmış.
Rakamın ‘korkunçluğunu’ anlamak için, bu ayki enflasyon rakamını diğer ülkelerin yıllık enflasyonlarıyla kıyaslamak yeterli.
OECD ülkeleri genelinde yıllık ortalama enflasyon oranı:
Yüzde 2. 5
Türkiye’nin aylık enflasyonu bile bunun iki buçuk katı.
Yıllık enflasyonu ise 10 katı.

Avro bölgesinde yıllık enflasyon ortalaması yüzde 1. 5.
Türkiye’nin aylık enflasyonu bile avro bölgesi ortalamasını 4’e katlıyor.
Yılık enflasyonu ise 16’ya.
Dünyada Türkiye’den daha kötü enflasyona sahip sadece üç ülke var: Venezüela, Arjantin ve Kongo.
Bunlar rakamların ortaya koyduğu vahamet!
Rakamlardan hayata uzandığımızda ise orada çifte kavrulmuş yoksullaşma ile karşılaşıyoruz. Enflasyon rakamlarındaki büyük artış, hükümetin, başta gıda olmak ürünlere yapılan zamları ‘spekülatif’ olarak nitelendirmesini de boşa düşürmüş durumda.
MENEMENİ UNUTMA VAKTİ!
Vatandaşların çoğu, yüzde 25’e dayanan enflasyondan daha ağır bir hayat pahalılığı yaşıyor.
Bu sonuca ulaşmak için birkaç kalemdeki yıllık fiyat artışlarına bakmak yeterli.
Gıdada:
Yüzde 27. 7Ev eşyasında:
Yüzde 37. 28çeşitli mallarda:
Yüzde 30. 61Ulaşımda:
Yüzde 36. 61
Yıllıklar bir yana son bir aydaki fiyat artışları bile hayatın ne kadar pahalı hale geldiğini gösteriyor.
Domates fiyatları geçen aya göre yüzde 35 artmış. Salça yapmak bile lüks artık!
Sivri biber fiyatları bir ayda yüzde 31. 82 artmış.
Domates pahalı, biber pahalı, yumurtanın da pahalı olduğu düşünüldüğünde, ‘eyvah
‘melemeni de unutma vakti!’ dememek elde değil.
İş soğanlı mı olsun soğansız mı olsun noktasını çoktan geçmiş durumda.
çok kötü içerikte hazırlanmış, yanında yardımcı kaynak kullanmadan çocuklara nitelikli eğitim vermeyi imkansız kılan Milli Eğitim kitapları bedava ama. . .
Okul defterinde fiyatlar bir ayda yüzde 17. 43 artmış. Servis ücretleri de aynı şekilde yüzde 17’nin üzerinde.
Devletin okulunda bile eğitim masraflı iş artık.
Bebek maması fiyatı geçen aya göre yüzde 18 artmış.
‘Eskiden mama mı vardı’ deyip geçelim mi! Geçeceğiz ama bulgur pahalı, süt pahalı, üstelik kışla birlikte sebze fiyatları da uçacak. çocuğa evde mama hazırlamak da zor! Nasıl geçelim.
Nasıl geçinelim?
MAAŞ VE üCRET ZAMLARI SOLDA SIFIR KALDI
Vatandaş çifte vurgun yiyor.
TL dolar karşısında yüzde 40 değer kaybetmiş.
Döviz kazancı olmayan ülke vatandaşının geliri dolar karşısında erimiş gitmiş.
İş bununla sınırlı değil. Vatandaşın cebindeki paranın da alım gücü hızla düşüyor.
Memur maaşlarına bu yılın ikinci 6 ayı (Temmuz-aralık dahil aradaki tüm aylar) için yüzde 4 oranında zam.
Oysa üç aylık (Temmuz, ağustos, eylül) enflasyon yüzde 9. 1.
üç aylık enflasyon, yapılan zammın iki katından fazla!
Asgari ücrete yıl başında yapılan zam oranı yüzde 14.
Asgari ücretin bir önceki yıldan enflasyon kaybı yüzde 4’tü. Yüzde 14’lük zammın yüzde 4’ü bir yıl öncesinin. Geriye kaldı yüzde 10.
Peki ilk 9 aydaki enflasyon ne kadar?
Cevap: Yüzde 19. 37
Yüzde 20’ye dayanan 9 aylık enflasyon asgari ücret zammını ikiye katlamış durumda.
Kamuya ‘alındık’ diye sevinirken statüleri değişmediği için sevinçleri kursağında kalan taşeron işçilerin ücret açısından da durumları vahim!
Taşeron işçilerin gelecek ücret zamları dahi enflasyon karşısında cüce kalıyor.
Zira. . . Taşeronlara. . .
2019 Ocak- Haziran döneminde yüzde 4, Temmuz – Aralık döneminde yüzde 4 olmak üzere toplamda yüzde sekiz zam yapılacak.
KRİZ DERİNLEŞİYOR!
Rakamın açıklanmasının ardından “Enflasyon son 15 yılın rekorunu kırdı” yorumları yapıldı. Lakin durum daha kötü.
Hem de AKP’nin iktidara geldiği 2002 Kasım’ından bile!
AKP iktidara geldiği 2002 yılında tablo şöyleydi:
TÜFE yüzde 29. 7ÜFE
Döviz kurlardaki durulmaya bakarak, iktidarın ve ortağı MHP’nin sözcüleri ‘Kriz geride’ kaldı dese de. . .
İşin özü şu kriz finansal alandan (borç krizinden) reel alana doğru hızla ilerliyor.
Şimdiye kadar kur şoku, faiz şoku, enflasyon şoku yaşadık.
Hayat çok pahalı oldu.
Lakin şirketler ardı ardına konkordato ilan etse de işler hâlâ kriz boyutuna varmış değil.
‘Kriz var’ denilebilmesi için ekonominin iki çeyrek üst üste daralması gerekir. İlk iki çeyrekte büyüme yüksek oldu. Üçüncü çeyrekte ise (temmuz, ağustos, eylül) küçük de olsa bir büyüme bekleniyor.
Otomotiv daralma süreci, tarımdaki küçülme, güven endeksi verileri ekonominin son üç ayda küçüleceğini gösteriyor.
Yeni yılın ilk çeyreğinde devam edeceğini de. . .
Yani pahalılığın yanına işsizlik de eklenecek.
Krizin şiddeti derinden hissedilecek!
ZABITA İLE çöZüLECEK İŞ DEĞİL!
Cumhurbaşkanı Erdoğan vatandaşı göreve çağırıyor.
“Marketlerde şurada burada sizler işi en yakından teftiş eden insanlarsınız. Gerçekten alışılmadık, görülmedik şekilde ürünlerde fiyat farkı varsa bunu zabıtaya bildirin. Belediyelere de sesleniyorum zabıtalarınızı uyarın”.
Cumhurbaşkanın bu sözlerinden sonra bazı gazeteler, ‘zabıtalara ihbar edin’ başlığı atsa da zamlar zabıtalara ihbar edilerek durdurulacak gibi değil!
önümüzdeki aylarda fiyatları daha da tırmandıracak, halkı daha da yoksullaştıracak bir çok etken var.
örneğin üretim maliyeti.
İstatistik Kurumu diyor ki. . .
üretim enflasyonu (ÜFE) geçen aya göre yüzde 10. 88 arttı. Yıllık yüzde 46 oldu.
Tüketici enflasyonu ile aradaki fark 21 puan.
İç talep durma noktasında olduğu için sadece bir kısmı fiyatlara yansıtılacak. Bu da demektir ki daha bir 6 ay daha TÜFE tarafına yansıma olacak, fiyatlar artacak.
çekirdek enflasyon yüzde 24’te.
Enflasyonun kalıcı olacağını söylüyor.
Meyve sebze de yaz avantajı da bitti!
Enerji fiyatları yıllık artışı yüzde 72.
Ekim başında yapılan yeni enerji fiyat zamları da eklendiğinde bizi ekim ayında da berbat bir enflasyonun beklediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Yükselen petrol fiyatları, enerji ithalatı yüksek Türkiye’yi vurması kaçınılmaz.
özellikle elektrik ve doğal gaz gibi lokomotif ürünlere zam yağarken, petrol fiyatları yükselirken, üretici maliyeti yüzde 50’ye dayanmışken. . .
Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın, “Enflasyonda, eylül itibariyle en kötü geride kaldı” demesi hiç ama hiç inandırıcı değil!
Zabıtaya değil hükümete ihbarımdır: Enerjiye yapılan zamlar enflasyonu azdırıyor. Köprü ve otoyolların pahalı olması enflasyonu tetikliyor.
Market raflarında zabıta dolaştırmak beyhude! Enerji zamları geri alınmalı, tüm yollar kamulaştırılarak ucuzlatılmalı!
Faizler şimdi enflasyonla aynı düzeyde. Reel getirisi sıfır! Yine mi faiz artışı olacak?
Faizde işler karışık ama yukarıda sıraladığımız önlemler için hükümetin elini tutan yok!
4 EKİM 2018 – EVRENSEL