ÜMİT AKÇAY: YENİ YÖNETİM VE EKONOMİK GİDİŞAT (26. 06. 2018)

222

Mehmet Şimşek’in seçim öncesinde açıkladığı ve “yeniden dengelenme” olarak adlandırılan “IMF’siz IMF programı” mı, yoksa Erdoğan’ın ifade ettiği faizi düşürmeyi önceleyen bir politika mı izleneceği, önümüzdeki dönemdeki kritik belirleyen olacak. Bu anlamıyla, 2018’in ikinci yarısından itibaren yoğunlaşacak ekonomik sorunlar ile nasıl başa çıkılacağı, kriz yönetiminin krizinin nasıl çözüleceğine bağlı olacak.
Seçimlerden önceki son[
‘ın vurguladığı şekliyle, seçimlerin AKP için sonucu MHP ile kurulacak bir “zoraki koalisyon” ve yeni iktidar yapılanmasının MHP’nin gündemine bağlı olarak şekillendirilecek olması oldu. Bu ilk izlenimlerin ötesinde seçim sonuçlarını, siyasi partilerin ve başkan adaylarının performanslarını hakkıyla değerlendirmek için ileride zamanımız olacak.
Bu yazıda, yeni yönetimin kısa ve orta vadede karşılaşacağı üç önemli
[

, o nedenle burada detaylandırmayacağım.
Ancak altını çizmemiz gereken husus şu: Seçim sonrasında oluşacak yeni yönetimin karşılaşacağı en önemli açmaz, birikim rejimi krizi ile nasıl başa çıkılacağı ve bu bağlamda tıkanan birikim modelinin yerine ne konacağıdır. Yönetimin seçenekleri “[

ile sürecektir.
Bu gerilimin kısa sürede, özellikle de mevcut birikim rejimi krizi henüz sonlanmadan çözülmesini beklemek gerçekçi değildir. Dolayısıyla gerek oluşturulacak yeni kabinenin bileşimi, gerekse ekonomi yönetiminde yapılacak kurumsal değişimler, yukarıda sözünü ettiğim gerilimin çözülmesini değil, yönetilmesini amaçlayacaktır.
Bu vesile ile tekrar altını çizmekte fayda var: Piyasa ekonomisi ile demokratikleşmenin el ele gideceğini varsayan liberal siyaset bilimi ve iktisadi görüşlerin aksine, kapitalizm otoriter yönetimler altında da rahatlıkla işleyebilir. Dolayısıyla sermayenin tek adam rejimi ile ilişkisi, sermaye birikiminin ve kârlılığın sürmesine bağlı olarak değişecektir. Bu bağlamda, önümüzdeki dönemde yeni yönetimin sermayenin güvenoyunu alması zorunluluğu, Erdoğan’ın ekonomi yönetimi tercilerini de sınırlayacaktır.
Seçimlerin hemen ardından 25 Haziran’da yaptığı 8 maddelik “reform talebi”
[