MUSTAFA K. ERDEMOL: TERÖR SEVİCİ DOKTORLAR VAR TABİİ (31. 01. 2018)

196

Gündemimizde doktorlar var ya, iyi gider diye düşündüm.
Türk Tabipler Birliği, doktorların hayat kurtaran insanlar olduğuna inandığı için “savaşa karşı” çıkınca
AKP Genel Başkanı
tarafından “terör seviciler” olarak nitelendirildi malum.
Genel Başkan yanlış adres göstermiş olsa da gerçekten “terör ya da savaş sevici
doktor(lar)
elbette var. Aklıma liderlerinin, ideallerinin peşinden gidip mesleklerini ona hizmet etmeye adayan doktorlar geldi. Tüm dünyanın “terör ya da savaş sevici” diye nitelediği, çoğu
Nazi
olan “doktorlar” bunlar.
Aribert Heim
adını duymayan yoktur elbette.
Mauthausen
toplama kampında doktordu bu.
Nürnberg Mahkemeleri‘nde hakkında dava açıldı ama 1962’de mahkemeye çıkmadan önce ortadan kayboldu. Şili’de dediler önce sonra 2009’da,
Kahire‘de, bir
Müslümanolarak öldüğü iddia edildi, din değiştirmiş meğer.
Toplama kamplarından kurtulanlar anlatır; işkence yaparmış. Anestezi kullanmadan kol, bacak kesmekteki amacının insanın acıya ne kadar dayanıklı olduğunu kanıtlamaktı. Kamptaki
Yahudi
tutsakların kalplerine petrolden, zehire kadar ne varsa zikrederdi. Kimse uydurmuyor bunları. Bir marifetmiş gibi ayrıntılarıyla kaleme aldığı günlüğünde yazılıdır hepsi.
Hitler‘in kişisel doktoru
Karl Brandt
vardır bir de. İnsanlar üzerinde acayip deneyler yapmasıyla bilinirdi. İnsanlığa karşı suç işlediği için astılar sonra. İdamına, işkence ettiği
Yahudi
doktorların da bulunduğu idam karşıtı solcu doktorlar da karşı çıktı derler. “ölüm Meleği” olarak da bilinen
Josef Mengele‘yi bilmeyen herhalde yoktur. çocukken korku romanı okur gibi okurdum gazetelerde hakkında yazılanları. Bir ara
Arjantin‘de dediler, sonra orada öldüğü ortaya çıktı gerçekten de. Aslında antropologdu.
Auschwitz’deki
MacarYahudileri
üzerinde akla hayale gelmeyen vahşi deneyler yapmıştı.
Kimler kimler yoktu ki. Hitler’in ari ırk çalışmalarını yürüten doktorlardan
Heinrich Mückter, tropik hastalıklarda dünyanın önde gelen uzmanlarından kabul edilen Klaus Schilling,
toplama kamplarını akıl eden
Eugen Fischer, bir de kadın doktor vardı
Herta Oberheuser.
Bunların hepsi akıllı insanlardı. Deneylerini, araştırmalarını yapabilmeleri için bir Hitler’e, bir savaşa, üzerinde çalışabilecekleri(!) esirlere ihtiyaçları vardı. Bunları sağladığı için terörü de savaşı da gerçekten sevdiler. Kim demiş doktorlar terörü, savaşı sevmezler diye?
AKP Genel Başkanı
elbette çok doğru söylüyor. Kimi doktorlar, terörü, savaşı, darbeyi çok severler tabii. Hatta Türkiye’de 12 Eylül döneminde çoğunlukla solcu tutuklular üzerinde deneyler(!) yapan
Turan İtil
adlı bir doktor vardı. Kim bilir ne yararlı sonuçlara ulaşacağını düşünmüştür hiçbir yere kıpırdama şansı olmayan o tutuklular üzerinde “çalışırken”.
AKP Genel Başkanı‘nın doktorları “terör seviciler” diye suçladığını duyunca şu yukarıda söz ettiğim adı geçen doktorların Hitler’i, onun yarattığı terör ortamını, onun yol açtığı savaşı neden sevdiklerini düşündüm. Neden sevmesinler ki dedim sonra? “çalışmaları” için en uygun ortam işte.
TTB
üyelerinin çalışmaları için bu tür “ortamlara” ihtiyacı yok belli ki. Bu nedenle
“savaşa”
teröre” karşı çıkıyorlar.
AKP Genel Başkanı
meseleyi belli ki yanlış anlıyor. Bu doktorlar savaş meydanında yaralı görse tedavi etmeye yemin etmiş insanlar. Elbette “savaşa hayır”
diyecekler.
Şimdi şu Nazi doktorlar neden
“terör sevici“, neden “savaş yanlısı”? neden o kadar insanlık düşmanı deney yapmışlar insan bedeni üzerinde? çünkü liderlerine inanmışlar. çünkü liderleri onlara bunun
Milli
görev olduğunu söylemiş.
O yüzden terör sevici, o yüzden savaş sevici olmuşlar.
Bu kadar basit.
31 OCAK 2018 – BİRGÜN