ÖZGÜR ERBAŞ: EFENDİLER, BİZE YALAN SÖYLEMEYİN! (02. 11. 2017)

219

Döner sermaye sağlık hizmeti alanların sosyal güvenlik primleri ve sağlık çalışanlarının emekleriyle oluşan bir havuz. Kiralar zaten vatandaşın düpedüz cebinden çıkacak. Üstüne de bütçeden pay aktarılacak.
Şehir hastaneleri, Yüksek Planlama Kurulu’nun kararıyla yani izniyle yapılabiliyor. Bu izni almak için Sağlık Bakanlığı bir ön fizibilite raporu hazırlıyor. Bu raporda özet bir maliyet/zarar analizi yapılıyor ve sonunda “eğer bu hastane şu kadar gelir elde eder, gideri şu kadarda kalırsa, kira ödemelerini sorunsuz olarak yapar, bütçeye ek yük getirmez” öngörüsü yer alıyor.
Yüksek Planlama Kurulu, bu raporda belirlenen rakama göre Sağlık Bakanlığı’na bir ihale izni veriyor yani Bakanlık bu tutarla bağlı. Eğer ihalede bu tutarın üzerine çıkılırsa, Sağlık Bakanlığı Yüksek Planlama Kurulu’na başvurup yeniden yetki almak zorunda. Eğer bu yetki verilmezse ihale tamamlanamıyor, sözleşme yapılamıyor.
Bildiğiniz gibi Yüksek Planlama Kurulu, eskiden Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) içindeydi, ama 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile “planlama” hem söz olarak hem kurum olarak kaldırıldı. Bunun yerine Kalkınma Bakanlığı kuruldu. Kalkınma o kadar öncelikli ve acildi ki Kalkınma Bakanlığı 641 sayılı KHK ile kuruldu ve henüz bir kanunu yok.
Kalkınma Bakanlığı’nın KHK’sına göre Yüksek Planlama Kurulu’nun başkanı Başbakan. Konularına göre ilgili bakanlar da katılıyor toplantıya. özet olarak bakanların bir kısmı rakamları, planları daha önceden biliyor.
Gelelim şehir hastanelerinin tıpkı diğer “megaprojeler” gibi vatandaşın cebinden beş kuruş çıkmadan yapılacağı meselesine.
28 Ekim günlü
[