MUSTAFA SÖNMEZ: TÜRK TELEKOM TÜRBÜLANSI (12. 10. 2017)

200

Telekomünikasyon sektörünün ana aktörü ve Türkiye’nin özelleştirme tarihinin baş sayfası Türk Telekom’da bir süredir yaşanan sarsıntı dinmiyor ve bu dev şirketin sahipliğinin nereye evrileceği merak ediliyor. 2005 yılında yüzde 55 hissesi Lübnanlı Hariri ailesine ait bir şirkete satılarak özelleştirilen Türk Telekom, hakim yabancı ortak Ojer Telekomünikasyon A. Ş. ‘nin (OTAŞ) bankalara olan borçlarını aksatması nedeniyle ciddi bir türbülans yaşıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Hazine’sinin, Türk Telekom’un yüzde 55 hissesine sahip Otaş’ın bankalara olan 4 milyar 750 milyon dolarlık kredi borcunu ödemesi için verdiği 60 günlük süre 1 Ekim’de doldu. Hazine’nin geçici olarak şirketin yönetim kurulunu değiştirmesini beklendiği yazıldı çizildi. Bu konuda kaynak da Ulaştırma Bakanı
[
ettiğini belirtiyor. Hükümet de bunu ima ederek Türk Telekom’da sorun olmadığını, sorunun hâkim ortağın borç taahhütlerini yerine getirmemesinde olduğunu belirtiyor.
Türk Telekom özelleştirmesi, Türkiye’nin toplamı yaklaşık
[

, ihaleyi “burun farkıyla” kaybetmişti.
On iki yıllık bir faaliyeti geride bırakan özelleştirilmiş Türk Telekom’da şirketin yüzde 55 hissesi Oger Telecom’un sahip olduğu Otaş’a ait. Yüzde 15’i halka açık olan Türk Telekom’un Hazine’ye ait payı altın hisse ile birlikte yüzde 25 ve geçen yıl kurulan Türkiye Varlık Fonu (TVF) da yüzde 5 hisseye sahip.
Bugünkü türbülans, yabancı hakim ortak Otaş’ın 2013’te aldığı kredilerin geri dönüşündeki güçlüklerden kaynaklanıyor. İlk etapta ihale bedelinin yüzde 20’sini peşin, kalanını ise beş eşit taksitte ödeyeceğini açıklayan Oger 2007 yılında 4,3 milyar dolarlık kredi alarak Türk Telekom’un özelleştirme İdaresi’ne olan borcunu dört yıl erken kapatıp hisselerin sahibi oldu.
Otaş daha sonra 2013 yılında oluşturulan bir konsorsiyumdan 4 milyar 478 milyon dolar ve 211 milyon 970 bin euroluk kredi alarak, 2007 yılında çektiği kredide “refinansmana” gitti. 28 Mayıs 2013 tarihinde Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na yapılan açıklamada, Akbank, BNP Paribas Fortis, Citi, Deutsche Bank, JP Morgan Limited ve Garanti Bankası’nın kredide yetkili lider düzenleyici bankalar olduğu belirtildi. Yapılan sözleşme bankaların kredi alacaklarına karşılık Otaş’ın Türk Telekom’daki yüzde 55’lik hissesine el koymalarına olanak tanıyor.
özellikle TL’nin dolar karşısında hızlanan değer kayıplarının sonucunda yaşanan kur zararlarının etkisiyle şirketin yükümlüklerini yerine getirmede zorlandığı ve doların yeniden 3,60 TL’nin üstüne çıktığı bugünlerde Otaş’ın şartlarının kolaylaşmayacağı konuşuluyor.
ödeme geciktikçe şirketin altın hissesi ile birlikte yüzde 25 payın sahibi olan Hazine devreye girdi ve ödeme konusunda gruba birkaç kez ihtar mektubu gönderdi. ödeme olmayınca da Hazine Otaş’a son olarak ağustos ayında 60 günlük süre verdi ve o süre 1 Ekim’de sona erince gözler hükümete çevrildi. Ne yapılacak? Otaş ile imzalanan sözleşmeye göre Hazine’nin özelleştirme sonrasında zora düşen şirkette yönetim kurulunu değiştirme hakkı var. Hükümet, Türk Telekom’da yedi üyeyi değiştirme hakkını kullanacak mı?
1 Ekim’e kadar olan sürede Otaş’ın arayışlarını sürdürmekle birlikte bankalarla anlaşamadığı açıklandı. Otaş’ın yüzde 35’ine sahip Suudi Arabistan’ın telekom şirketi Suudi Telecom’un ise nakit para yatırma teklifini henüz sonuçlandırmadığı bildiriliyor.
[

şu analizi yapıyor: “Şirketin dokuz aylık bilançosuna göre 3,15 milyar TL nakit ve nakit benzerleri var. Telekom’un 2,21 milyar TL kısa vadeli, 8,23 milyar TL de uzun vadeli borcu bulunuyor. ” Şirketin finansal borçlarından var olan nakdinin çıkarılması durumunda pozisyon açığının 10,45 milyar lira olduğuna dikkat çeken Erkan, “Yani 10,45 milyar lira net borcu var. Dönen varlıkları ise 9,20 milyar TL. Borç dönen varlıklarla çevrilemiyor” görüşünde.
Piyasadaki söylentilere bakılırsa, krediyi Türk Telekom hisseleri karşılığında veren bankalar Hazine’nin devreye girmesinden yana. Bu kararla kredilerin dönüş ihtimalinin artacağını düşünüyorlar. Diğer bir beklentiye göre de Hazine’nin devreye girmesi kredinin yeniden yapılandırılmasının önünü açacak. Bankacılık sektörünün üzerinde Türk Telekom’un geri dönmesi zora girmiş kredilerinin yanında, 1,6 milyar dolar da çukurova Holding’e Turkcell için Ziraat Bankası tarafından 2014 yılında verilen kredi yükünün bulunduğu hatırlatılıyor. Bu nedenle de hükümetten etkili bir müdahale umuluyor. Aksi takdirde bu büyüklükte kredinin batık kredi konumuna düşmesi ve bunun için bankaların yasa gereği karşılık ayırmak zorunda kalması, bankacılık sektörünün performansını ve görünümünü olumsuz etkileyecek.
Bu arada CHP İstanbul Milletvekili
[

kadar ek süre istediği medyada yer aldı. Başbakanlık, Ulaştırma Bakanlığı ve Hazine söz konusu taleple ilgili değerlendirme yapıp cevabını bildirecek.

Görünen o ki Türk Telekom türbülansı bir süre daha devam edecek. Bu türbülanstan ne kadar bir hasar çıkacağı bilinmiyor. Hükümet, sorunu ortağın sorunu olarak görüyor ama sorunun çözümü için özellikle bankaların gözü hep iktidarda. Hisselerin yeniden kamuya geçmesi yüksek bir olasılık. Bu da baş özelleştirmede başa dönüş demek. Yeniden özelleştirmeye çıkılırsa ne olur bilinmez.

12. 10. 2017 – AL MONİTOR