TİP SÖZLEŞMESİ’NDE YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI. . .

230

Dışişleri Bakanlığı’nda sözleşmeli personel ile imzalanan TİP Hizmet Sözleşmesi’nin bazı madde ve ibarelerine karşı Danıştay’a açtığımız davada yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir.
Davalılar :1- Maliye Bakanlığı- ANKARA2- Dışişleri Bakanlığı- ANKARAmargin-:18. 0pt;
Yeni TİP Sözleşmenin 5. maddesinde yer alan “Ancak, ilgili o gün bitirilmesi gereken işlerin bitimine kadar çalışmak zorundadır” ibaresinin, 6. maddesinde yer alan “eşinin doğum yapması halinde iki gün” ve “her olay için üç gün” ibareleri ile “günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir” ibarelerinin eksik düzenleme sebebiyle ve 13. maddesinde yer alan “hallerinden herhangi birinin gerçekleşmesi halinde tek taraflı feshedilir. Bu durum Kurumca ilgiliye yazılı olarak tebliğ edilir. Tebligatta belirlenecek günden geçerli olmak üzere sözleşme sona erer. “ ibarelerinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay 5. Dairesi’nin yukarıda Esas numarası belirtilen dosyasında dava açılmıştır.
DANIŞTAY
BEŞİNCİ DAİRE 2016/ 1657 ESAS SAYILI KARARI

Sendikamızca dava konusu edilen, Dışişleri Bakanlığı yurtdışı teşkilatlarında görevli sözleşmeli personel ile imzalanan Tip Hizmet Sözleşmesinin farklı maddelerinin Danıştay’ın ayrı ayrı dairelerinin görev alanına girdiğinden ve bu maddelere ilişkin hukuki mevzuatların yorumlarından bahisle, 5. ve 16. Danıştay Dairelerince birlikte yapılan oturumda aşağıdaki yönde hüküm verildiği tebliğ edilmektedir.
1- TİP Hizmet Sözleşmesinin 5. Maddesinde yer alan “Ancak ilgili o gün bitirilmesi gereken işlerin bitimine kadar çalışmak zorundadır. “
2- Ve
3. Maddesinde yer alan “hallerinden herhangi birinin gerçekleşmesi halinde tek taraflı feshedilir. Bu durum Kurumca ilgiliye yazılı olarak tebliğ edilir. Tebligatta belirlenecek günden geçerli olmak üzere sözleşme sona erer. ” ibarelerinde “oybirliğiyle” hukuka aykırılık bulunmamıştır. margin-:54. 0pt;
Bu maddelere ilişkin kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kurulu’na itiraz yapılmıştır. Emek sömürüsüne karşı çok ciddi bir hukuk mücadelesi anlamına gelen ve asla Sözleşmeli Personelin kronik sorunlar gündeminden düşmeyecek olan bu kölelik sözleşmesini Anayasa Mahkemesi’ne ve gerekirse oradan da uluslararası hukuk platformuna taşıyabilmemiz için, hukuki prosedürün de yerine getirilmiştir.
Sendikamızca dava konusu edilen TİP Hizmet Sözleşmesi’nde temel çalışma/insan hakları bakımından eşitsizlik yaratan;
1- 6. Maddede “30 günü geçmemek üzere ücretli izin verilebilir. Hastalık sebebiyle Sosyal Güvenlik Kurumunca ödenen geçici iş göremezlik tazminatı ücretinden düşülür” şeklinde yer alan “30 günü geçmemek üzere…” ibaresinin Dışişleri Bakanlığı sözleşmeli personeli bakımından yürütmesinin durdurulmasına,
(Bu ayırımcı ibare sözleşmeli personelin doktor istirahati/hastalanma hakkını yılda 30 günle sınırlamakta ve ücretinin kurum tarafından kesilmesine/döviz olarak ücret alan personelin yalnızca Türk Lirası olarak yatırılan iş görmezlik ücretini Türkiye’ye gitmediği sürece alamaması, alsa bile eksik alması nedeniyle dikkate değer oranda ücret/hak kaybına yol açmaktadır. )

Yine;2- “Eşinin doğum yapması halinde iki gün ve her olay için üç gün” şeklinde sözleşmeli personelin doğum, ölüm, evlilik halinde mazeret izni hakkını devlet memurlarına göre sınırlayan madde,
3- Ve Dışişleri Bakanlığı merkez ve yurtdışı teşkilatlarında görevli Sözleşmeli Personel Annelerin bebeklerini emzirme/ süt izni hakkını (Devlet Memuru anneye göre) yarıya düşüren “Günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir” şeklindeki ayırımcı maddelerinin yürütmelerinin durdurulmasına “oyçokluğuyla” karar vermiştir.
Bu denli insani/temel, Anayasa ve kanunla düzenlenmiş konularda bile Danıştay’ın oybirliği sağlayamamış olması hukuk adına düşündürücüdür.
Yukarıda yer alan ayırımcı maddelerin/ibarelerin yürütmesinin durdurulmasına, çalışan lehine hükmedilmesi çok önemlidir.
Yüksek Mahkeme çalışma hayatında emsal teşkil edecek kararının gerekçesinde;
” …Her ne kadar dava konusu Hizmet Sözleşmesi, 6. 6. 1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel çalıştırılmasına İlişkin Esaslar’a dayanılarak yürürlüğe konulmuş ise de; babalık, mazeret, süt izni ve hastalık izni gibi, çalışanların genel sağlığını ve sosyal haklarını ilgilendiren konulara ilişkin olarak idarece düzenleme yapılırken, bu alanda memurlara ilişkin mevzuatta yer alan düzenlemelere uyumlu ve ölçülü düzenlemeler yapılması zorunludur.
Devlet memurlarıyla ilgili 657 sayılı Kanun’da memurun babalık izni on gün, mazeret izni 7 gün, kadın memurun süt izni, çocuğunu emzirmesi için doğum sonrası analık izni süresinin bitim tarihinden itibaren ilk altı ayda günde 3 saat, ikinci altı ayda günde 1,5 saat, hastalık izni ise en fazla onsekiz ay olarak tanınmıştır.
Genel sağlığı ilgilendirmesi ve sosyal haklara ilişkin olması nedeniyle sözkonusu düzenlemelerle tanınan izin haklarının bütün çalışanlar için asgari olarak tanınması gereklidir.
Buna göre, Dışişleri Bakanlığı’nda yurtdışı teşkilatında istihdam edilen sözleşmeli personelin, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi çalışan personele tanınan babalık, mazeret, süt ve hastalık izni haklarından daha kısıtlı olarak bir izin hakkı tanınmasına ilişkin dava konusu sözleşmenin “eşinin doğum yapması halinde iki gün”, her olay için üç gün” ve günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir” ile “30 günü geçmemek üzere” ibarelerinde üst normlara ve hukuka uyarlık görülmemiştir. ” demekle, kurumların çalışanların temel sosyal ve sağlık hakları konusunda hukuka ve hakkaniyete aykırı, ayırımcı düzenlemeler yapamayacaklarını bir kere daha vurgulamaktadır.

Yargı Kararı İçin