İHSAN ÇARALAN: KAMU EMEKÇİLERİ MEMUR-SEN’LE BİR YERE GİDEMEZ! (16. 08. 2017)

187

3 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon memur emeklisini kapsayan 4. dönem toplusözleşme görüşmelerinde ilk aşama tamamlandı; Hükümet zam teklifini açıkladı!
Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanı Jülide Sarıeroğlu, Hükümetin memura zam teklifini 2018’de yüzde 3+3, 2019’da yüzde 3+3 olarak açıkladı.
Oysa Memur-Sen, 2018 için yüzde 10+6, 2019’da ise yüzde 10+8 zam talep etmişti. Kamu-Sen ve KESK’in zam talepleri ise çok daha yüksekti.
Ancak KESK, toplantıya katılacak temsilcilerinin KHK ile ihraç edilen kamu emekçilerinden belirlediği için sözleşme görüşmelerinin dışında kalırken (Elbette KESK’in bu tercihi, bundan sonra çok tartışılacak), Kamu-Sen de KESK olmayınca Memur-Sen ve hükümet temsilcileri karşısında geçmiş yıllardaki kadar bile etkili olamamış görünüyor.

Bu yüzden de görüşmeler, yandaş Memur-Sen’le hükümet arasındaki bir “oyuna” dönüşmüş bulunuyor.
HüKüMETTEN ‘AYIP’ TEKLİF: YüZDE 3+ENFLASYON FARKI!
Hükümet tarafı, maaşlara zam için yüzde 3+3’lerin yanı sıra, “Eğer altı aylık enflasyon yüzde 3’ün üstüne çıkarsa” aradaki farkı da ödemeyi öneriyor! Böylece Hükümetin aklındaki en yüksek zam teklifinin enflasyon düzeyinde bir zam oluğu anlaşılıyor. Yani Hükümetin aklında, bırakalım önceki yıllardaki kayıpları karşılamayı, kamu emekçisine büyümeden pay vermek gibi bir düşünce yok!
Oysa Hükümet, büyümeden söz ederken, dünyada üçüncü en büyük büyüyen ülke olmakla övünmektedir. 2018 ve 2019 için de daha da büyük hedeflerden söz edilmektedir.

Daha önceki yıllardaki kayıp (Sendikalar AKP iktidarı boyunca bu kaybın yüzde 60 dolayında oluğunu söylemektedir) ve emekçinin gerçek enflasyonunun resmi enflasyonun iki katına yaklaştığı dikkate alınmasa bile Hükümet bu teklifiyle, kamu emekçisine büyümeden hiçbir pay vermeyeceğini açıklayarak, kamu emekçileri ve onların sendikalarıyla alay ettiğini göstermiştir.
Elbette ki Hükümetten emekçi lehine bir teklif beklenemezdi.
Ama Hükümete bu cesareti veren kamu emekçisi sendikalarının, özellikle de artık bir “yandaş sendika” olduğu açıkça ortada olan Memur-Sen’in tutumudur. Nitekim Memur-Sen 2018’de zam talebi olarak yüzde 10+6 (yüzde 16) isteyerek, bu rakamı AKP’nin 16. kuruluş yıl dönümüne bağlayarak; 3 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon emekliyle alay eden bir tutum benimseyebilmiştir.
DİĞER KONFEDERASYONLAR MEMUR-SEN’E BAKIYOR

Memur-Sen’in Genel Başkanı Ali Yalçın da Hükümetin teklifini; “Yeni ve büyük Türkiye söylemi masaya yansısın ve bu toplu sözleşme dönemi bir milat olsun istedik. . . Enflasyona karşı koruma illüzyonu ‘yerli’ refahın adil paylaşıldığı, enflasyonda ‘Türk tipi Eşel Mobil Sistemi’ devreye girsin dedik,. . . Anlaşılan o ki, Kamu İşverenleri Heyetinin elindeki hesap makinesi eski Türkiye’den kalma. Onun için bu teklifi müzakere etmeye değer bulmuyoruz ve bu teklife kapalıyız. Yeni makul ve makbul teklifler geldiğinde cebimiz de kapımız da açık olacaktır!” diyerek reddetmiş görünmektedir. Ama bu sözleriyle Yalçın, Hükümetle amaç birliğini, “terminolojiye” varacak kadar ilerlettiklerini bu ayıplanacak teklif karşısında yinelemekten çekinmemiştir!

Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ise, Hükümetin bu teklifle masaya gelmesinin ‘saygısızlık’ olduğunu söylüyor. Memur-Sen’in tutumunu eleştiren Koncuk, “Bir siyasi partinin 16. yıl dönümü diye yüzde 16 zam talep edilir mi? Yüzde 30 için 30 yıl mı bekleyeceğiz? Böyle sendikacılık olmaz. Memur-Sen iş bırakma kararı alsın hep birlikte iş bırakma eylemi yapalım. ” diyor.

Hükümetin teklifine ilişkin olarak KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen ise kendi tutumlarını, “önemli olan şu anda Memur-Sen’in kendi teklifine sahip çıkıp çıkmayacağıdır. Teklifin uyuşmazlığa gidip gitmeyeceğini süreç gösterecek” diye tutum açıklıyor.
Yani kamu emekçilerinin kendisinden bir şey beklediği sendika merkezlerinden Kamu-Sen, “Memur-Sen iş bırakma çağrısı yapsın destekleriz” derken, KESK ise Memur-Sen’in kendi taleplerine sahip çıkmasını bekliyor.

TOP KAMU-SEN, KESK VE DİĞER KONFEDERASYONLARDA

Oysa şu çok açık ki; Memur-Sen, Hükümet teklifine, örneğin 3’ü 4 yaparsa imza atmaya hazırdır. Bu yüzden de; eğer iş bırakılacaksa neden Kamu-Sen, KESK’le bir araya gelip yanlarına diğer konfederasyonları da alarak bir iş bırakma çağrısı yapmıyor; çeşitli eylem türleriyle kamu emekçisinin ağırlığını sözleşme masasına getirmiyor?

Gelişmeleri az çok izleyen herkes görmektedir ki, artık sorun Memur-Sen’in ne diyeceği değil, Memur-Sen dışındaki sendika merkezlerinin ne diyeceğidir ve geriye kalan iki haftadan az bir zamanda eğer kamu emekçisi sendikaları süreci geriye çeviren bir tutum ortaya koyamazlarsa, bilinmelidir ki, kamu emekçilerinin sözleşmesi, “masa”da ya da YHK’de Hükümetin teklifine üç aşağı beş yukarı bir zamla kapatılacaktır.
Ama eğer Memur-Sen dışındaki sendika merkezleri bir ortak mücadele çizgisine girebilirse hem Memur-Sen’in şirazeden çıkan tutumuna dur diyecekler hem de Hükümete geri adım attırabileceklerdir.
Yani top Memur-Sen’de değil; Kamu-Sen, KESK ve öteki konfederasyonlardadır! Bu son iki haftada bu konfederasyonların bu topu nasıl kullandıklarını, Memur-Sen’e karşı bir seçenek oluşturup oluşturamayacaklarını göreceğiz.
16. 08. 2017 – EVRENSEL