ABDULLAH AYSU: HAKKINIZDA VE HAKKIMIZDA HAYIRLI’LISI (14. 04. 2017)

198

Referandum renginin belli olmasına iki gün kaldı. Referandumun rengi ne olur, şimdiden bilinmez. Ama ne olmalı diye sorarsanız bence referandumun rengi demokrasi olmalı. Referandumda gökkuşağı kazanmalı. Bu temenni tabii, ama sakal Pazar günü kesilecek. Beyaz mı, kahverengi mi olduğu Pazar gecesi önümüze dökülecek.
Referandum öncesi Trakya’nın köylerine gittim. Köy kahvelerini gezdim. Konuştum, dinledim. En çok da dinledim ve gözledim. Arkadaşlarım vardı yanımda onlar da konuştu ve dinlediler. Kendi izlenimimi sizlerle paylaşmak isterim.
Enez ve Keşan köylerinde yaşayanlardan bir tek kişi alenen cepheden Başkan yanlısı çıktı. Birkaç Başkanlık yanlısı mırıldanırcasına anlaşılmayan bazı sözler söyledi. O kadar.
En son söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Köylünün iktidara güveni hiç mi hiç kalmamış. Hani Anadolu’da derler ya; “nutku sıyrılmış bir kere” diye, işte öyle. Trakya köylülerinin iktidardan nutku sıyrılmış. Biline.
Sözü, eğmeden bükmeden söyleyeyim. 15 yılda uygulanan tarım politikaları yüzünden kahveye bile gün aşırı çıktıklarını, çay parasına muhtaç kaldıklarını/bırakıldıklarını alenen söylüyor köylüler.
Trakya farklı. Trakyalıların geçimden başka da kaygıları var. önlerine konulan başkanlık sistemini Padişahlığa dönüş olarak değerlendiriyor Trakyalı. Başkanlığa bu yüzden cepheden karşı. İstemiyorlar. Trakyalı tedirgin.
Köylülerin iktidarla gönülden merhaba diyecek duygusal bağı birkaç yıldan bu yana zayıflamıştı. Bu son başkanlık oylamasının gündeme getirilmesiyle iyiden iyiye zedelenmiş. öyle görünüyor.
Ancak köylü çelebidir. Gelenden gidenden usulen de olsa merhabasını eksik etmez. Esirgemez. Ama o kadar. Fazlası yok. çünkü iktidar, Trakya köylerinde kredisini sıfırlamış.
Demem odur ki, Başkanlık kazansa da kaybetmiş bir başkanlık olacak. Başkanlık yanlıları “başkanlığı kazanalım da gerisi önemli değil” diye düşünüyor olabilirler. Ama kazın ayağı öyle değil.
Her iki halde (evet-hayır) de, zor günler her iki taraf için kapıda. Yılgınlık olsun diye söylemiyorum. Referandum esaslı bir kırılma noktası. çünkü başkanlık bu saçma gidişata tüy dikti.
Bakın bugün referanduma sunulan Anayasa. Ancak Anayasa maddelerinin savunamadıklarından kampanyalarda konuşulanlar FETO, Kandil, Kılıçdaroğlu gibi alakasız konular. Bugüne kadar kurşun kalemin silgi ile silindikten sonraki bıraktığı iz kadar demokrasi bırakılmış durumda. Hukuk ise kırıntı halinde un ufak. Yere serili. Görülüyor. Biliniyor.
Akşam karanlığı çökmüş iktidarın üzerine. Trakya köylerinde ise yatsı olmuş, mumlar yanmıyor artık.
Başbakan, “50+1 meşrudur” diyor. Sayın Başbakan, herhangi bir derneğin yönetim kurulu üyelerinin oylamasını yapmıyoruz. Yani dernek yönetiminde çoğunluk aramıyoruz. Halkın tamamı oy kullanıyor. Referandumdayız. Ülke vatandaşlarının duygu bütünlüğünün zedelenebileceği bir oylamadayız.
Halkın tamamının katıldığı oylamada telaffuz edilen oran meşruiyet değil, olan duygu bütünlüğünün bölünmesidir.
Bana inanın Sayın Başbakan ve Cumhurbaşkanı ‘Hayır’ın kazanması sizin daha çok hayrınıza bugün. Zamanınız yok düşünmeye, ama ne diyelim; hakkınızda ve hakkımızda HAYIR’lısı gayri…
14. 04. 2017 – öZGüRLüKçü DEMOKRASİ