YARGI, HÂKİM VE SAVCILARDAN İBARET DEĞİLDİR!

242


Hakim ve Savcılara yapılan zam artışıyla ilgili 1. 2. 2017 çarşamba günü Genel Merkezimizde basın toplantısı düzenlenmiş olup, açıklamada, her türlü ayrımcılığa ve adaletsizliğe karşı, dün olduğu gibi bugün de boyun eğmeyeceğimiz ifade edilerek, Sendikamızın görüş ve önerileri kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Genel Başkanımız Fikret Aslan tarafından yapılan açıklama aşağıdadır:



285px; 190px; BASINA VE KAMUOYUNADeğerli Basın Emekçileri;İsminin başında adalet olan ancak 14 yıllık iktidarı boyunca neredeyse her türlü adaletsizliğin sembolü haline gelen AKP, toplumu bölen, kutuplaştıran siyaset anlayışını iktidarı süresince çalışma yaşamında da hâkim kılmıştır. Kamuda yarattıkları ücret adaletsizlikleri, kamuya giriş sınavlarından görevde yükselme sınavlarına kadar yapılan usulsüzlükler, sözlü sınavları, kadrolaşmalarının bir aracı olarak kullanmaları, hak gaspları AKP’nin karakteristiği haline gelmiştir.
Kamuda eşitlik ve adalet talebinin ekonomik taleplerin bile önüne geçtiği bir süreç yaşanırken; yasama, yürütme ve yargının tek elde toplandığı Anayasa değişikliği paketi referanduma sunulmaya hazırlanmaktadır.
Kamuda yaşanan kadrolaşmanın nerelere kadar varabileceğini 15 Temmuz darbe girişimi bütün çıplaklığı ile ortaya koyarken, bu süreçten gerekli dersleri çıkarmayan siyasi iktidar bildiğini okumaya devam etmektedir. 15 Temmuz süreci ve sonrasında ilan edilen OHAL’le birlikte TBMM devre dışı bırakılarak Türkiye KHK’larla yönetilen bir diktatörlüğe dönüştürülmüştür. Kamu emekçilerinin iş güvencesinin fiilen kaldırıldığı bir süreçte, her türlü keyfiyet kullanılarak kamu emekçilerinin hukuksuz olarak işine son verilmektedir. 15 Temmuz sonrasında oluşan fiili sürece yasallık kazandırmayı amaçlayan Anayasa değişiklikleri referandumda kabul edildiğinde nasıl bir Türkiye’de yaşayacağımızı bugünkü uygulamalar tüm çıplaklığı ile ortaya koymaktadır.
Değerli Basın Emekçileri;
Yine bir KHK ile yargı teşkilatına yönelik bir zam hazırlığı içerisinde olduğu kamuoyuna yansıtılmış olup, maalesef yargı teşkilatını hâkim ve savcılardan ibaret gören anlayış aynen devam etmektedir. 2006 yılında %20-25, 2014 yılında 1150 TL, hâkim ve savcıların maaşlarına zam yapan anlayış, bu gün yine 2700 TL’yi bulan bir maaş artışını hâkim ve savcılarla sınırlı olarak uygulamaya koymaya hazırlanmaktadır. Neredeyse asgari ücretin iki katı oranında hâkim ve savcıların maaşlarına zam yapılırken, önceki uygulamalarda olduğu gibi diğer yargı emekçileri yok sayılmaya devam etmektedir.
2014 yılında hakim savcılara yapılan zammın HSYK seçimleri öncesine denk getirilmesi kamuoyunda seçim rüşveti olarak değerlendirilirken, seçimlerde en kilit role sahip hakim ve savcılara referandum öncesine denk getirilen bu maaş zammı yeni bir seçim rüşveti mi? sorusunu akla getirmektedir.
İçinde bulunduğumuz süreçte yargının bağımsızlığı tartışmalarının gündemden düşmediğinden hareketle, 3 milyon kamu emekçisi içerisinde hâkim ve savcılarla sınırlı bir maaş iyileştirmesi manidar olmakla birlikte, siyasi iktidarın yandaş yargı yaratma çabalarını da ortaya koymaktadır.
Değerli Basın Emekçileri;2015 yılında AKP ile yandaş sendikası Memur-Sen arasında imzalanan satış sözleşmesi ile 2016 yılı için %6+%5, 2017 yılı için ise %3+%3 zam imza altına alınmış, tüm kamu emekçileri gibi hâkim ve savcılarda bu artıştan faydalanmıştır. Kamuda iş yoğunluğu ve istihdam eksikliği temel bir problem olmakla birlikte, içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar ortadadır. Adı konulmamış bir ekonomi kriz derinleşerek devam etmektedir. Zorunlu bireysel emeklilik dayatması ile emekçilerin 3 kuruşuna gözünü diken anlayışın bu ayrımcı uygulaması kabul edilemez. Daha önce yayınladıkları KHK’larla büro emekçilerinin ikramiye, vekâlet ücreti ve fazla mesai ücretlerini gasp eden siyasi iktidarın kamuda yarattığı ücret adaletsizliği bu uygulama ile daha da derinleşmektedir.
2015 yılında imzalanan satış sözleşmesi yok hükmündedir. Siyasi iktidar bir an önce sendikalarla bir araya gelerek, kamu emekçilerinin tamamını kapsayan bir ekonomik iyileştirme çalışması başlatmalıdır. Halkın iradesi olan TBMM devre dışı bırakılarak yapılan bu düzenleme kabul edilemeyeceği gibi, alınan KHK yetkisi dışında bir düzenlemedir.
Her türlü ayrımcılığa ve adaletsizliğe karşı, dün olduğu gibi bugünde boyun eğmeyeceğimizi kamuoyu ile paylaşırken, siyasi iktidarı attığı bu yanlış adımdan geri dönmeye çağırıyoruz.
margin-: 177pt; text-align:
MERKEZ YÖNETİM KURULU
a.
margin-: 177pt; text-align: Fikret ASLANmargin-: 177pt; text-align: Genel Başkan