ABDULLAH AYSU: TARIM 2016 (20. 01. 2017)

206

2016 yılı genelde herkes için iyi geçmedi. çiftçiler için de kötü geçti.
2016’da Milli Tarım Projesi açıklandı. Projeyle Türkiye tarımının iflası ilan edildi. Projede sunulan çözümün özü de çözümsüzlükten başka bir şey değildi.
Tarım sektörü küçüldü. 2016’nın birinci ve ikinci çeyreğinde yüzde 5. 6, üçüncü çeyreğinde yüzde 7. 7 küçüldü (TÜİK). Dördüncü çeyrekte de benzer olacağı beklenmekte. Bu rakamlar da iflasın kanıtı!
İthalat arttı. 2016’da ithal edilen ürünler şöyle:
-Hububat 4,7 milyon ton, ödenen 1,1 milyar dolar,
-Kuru baklagil 414 bin ton, ödenen 342 milyon dolar,
-Pamuk 793 bin ton, ödenen 1,2 milyar dolar,
-Yağlı tohum 2,9 milyon ton, ödenen 1,3 milyar dolar,
-Bitkisel ham yağ 1,3 milyon ton, ödenen 1,4 milyar dolar,
-Küspe 1,4 milyon ton, 384 milyon dolar.
İthalata ödenen toplam: 14,3 milyar dolar.
üretim İthalat Dengesi
– Yağlı tohumlar üretimi, 2,2 milyon ton; ithalat 2,9 milyon ton (11 aylık)
– Lif pamukta üretim 750 bin ton; ithalat 790 bin ton.
– Mercimek üretimi, 365 bin ton; ithalat 289 bin ton.
– Buğdayda üretim 20,6 milyon ton; ithalat 3,9 milyon ton olarak gerçekleşti.
Gübre ve yemde Katma Değer Vergisi (KDV) indirimi yapıldı. Gübrede yüzde 18, yemde yüzde 8 olan KDV yüzde 1’e indirildi. İndirimden çiftçi yararlan(a)madı. Kazanan şirketler oldu.
çiğ süt fiyatları yerinde saydı. çiğ süt fiyatları, Temmuz 2014’ten bu yana 30 aydır aynı seviyede, artırılmadı. Hayvan yetiştiricileri bu yüzden hayvanlarını kesime göndermek zorunda kaldı.
Canlı hayvan ithalatı sürdü. Bakanlar Kurulu, yıl sonuna kadar Et ve Süt Kurumuna 400 bin baş besilik dana, Tarımsal İşletmeler Genel Müdürlüğüne 150 bin baş damızlık düve ithal yetkisi verdi. Aynı karar ile 20 bin baş koyun ve keçinin gümrüksüz ithalatına da izin verildi.
Aynı yılın Kasım ayında ithal edilecek hayvan sayısı 100 bin daha artırıldı. Devlet aracılığıyla 2016’da ithal edilen hayvan sayısı 670 bine ulaştı.
Dolar yükseldi. Tarımsal girdilerde dışa bağımlılığımız sürdüğünden, doların artışı, tarımsal girdi fiyatlarını da otomatik olarak artırmaktadır. Doların artışına bağlı olarak çiftçilerin maliyeti yükseldi.
Destekler düşürüldü
– çiftçilerin satın aldıkları 43 farklı makine-ekipmana olan yüzde 50 hibe desteği kaldırıldı.
– Bitkisel ve hayvansal üretim kredi üst limitleri düşürüldü.
– Mazot ve gübre desteği birleştirildi. Bu birleştirme sonucunda, bazı ürünleri yetiştiren çiftçilerimiz geçen yıla göre daha düşük destek aldı.
– Hububatta (buğday, arpa, çavdar, yulaf gibi) 5 kuruş/kg olan prim desteği artırılmadı, yerinde saydı. Dane mısırda 4 kuruş/kg olan prim desteği 2 kuruşa çekildi.
Tohum meselesi2018’den sonra sadece sertifikalı tohumlara teşvik verileceği, diğer tohumlara verilmeyeceği kararlaştırıldı. Bu çiftçiler ile tarım ve gıdayı göbeğinden tohum şirketlerine bağımlı kılacak.
Ekolojik tahribat arttı. Rüzgâr Enerji Santralleri (RES), Jeotermal Santraller, HES’ler, termik santraller, nükleer santraller ile maden aramalar 2016’da da hız kesmedi. Artarak devam etti.
Rusya’nın ihracat yasağı çiftçilere kaybettirdi. Ortadoğu pazarında savaşa bağlı sıkıntılar gideril(e)medi, sürüyor. Uçak düşürme olayı sonrası (2015 Kasım) Rusya, 1 Ocak 2016’da yaş meyve ve sebze ürünlerine yönelik yasak başlattı. Meyve ve sebze üreticileri zarar etti. çiftçilerin sadece domates ihracatındaki kaybı 74 milyon doları buldu.
Kısacası tarım darda, çiftçi zorda. Milli Tarım Projesi değil; bağımsız, demokratik, sosyal bir tarım programına acil ihtiyaç var.
20. 01. 2017 – öZGüRLüKçü DEMOKRASİ