AKP iktidarının hukuk devleti çizgisinden uzaklaşma hızıyla, altyapı proje teslimlerini öne çektirip hizmete açması arasında doğrusal bir ilişki oluştu.
Demokrasiyi yüksek sesle savunanların doldurulduğu cezaevlerinde kapanan kapılar ile büyük köprü ve tünellerin açılış törenleri aynı takvimde buluşuyor.
Tek adam rejimini anayasal zemine oturtacak “teklif” görüşmeleri de bu tuhaf tarihsel çizginin bir devamı.
AKP’nin hız telaşıyla “bir an önce bitsin” hırsı öyle bir noktada ki, iş Komisyon üyelerinin konuşma hakkının kullandırtılmamasına kadar varıyor.
Dün fiziki kavgalar tekrarlanmasın diye masalardan pet şişe ve cam bardakların toplandığı dakikalarda, can çekişen parlamenter sistemin yürütme erki de Ilgaz Tüneli’nin açılışındaydı. Başbakan
Binali
Yıldırım, -kullanım diline yerleşmeyeceği biline biline- resmi adını 15 Temmuz İstiklal Tüneli yaptıkları Ilgaz Tüneli’ni hem anlattı, hem açtı. Cumhurbaşkanı
TayyipErdoğan
da cismani varlığıyla değilse bile, video konferansla katılarak hitap etti.
Hukuk devletinden uzaklaşma hızının, altyapı projelerinin hukuksal ve mali zeminini de karartmasını hayretle karşılamıyoruz. Ama o projeler bizim vergilerimizle yapıldığı için bazı kayıtları düşmek görevimiz,
Mesela 25 Kasım’da sonuçlanan Gayrettepe Metro Hattı ihalesi.
Toplam 66 km. uzunluğundaki metro hattı Gayrettepe – 3 havalimanı yönünde yaklaşık 33 kilometre, 3. havalimanı- Halkalı yönünde ise 33 kilometre olarak planlanıyor.
Proje bittiğinde kent merkezi ile 3. havalimanı arasında ulaşım metro hattı ile 30 dakika olacak. AKP iktidarı açısından, 3. havalimanı inşaatına yetiştirilmesi gereken acil kısmı bu. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
Ahmet Arslan, bu ihalenin yatırım bedelini 999 milyon 769 bin Avro diye açıklamıştı. Ve bu rakamın hemen ardından, 3. 5 milyar TL diyerek, TL karşılığını açıklama ihtiyacı duymuştu. Dolar bozdurma konusunun milliyetçiliğe tahvil edildiği o en ateşli günlerde, bu ölçekteki bir ihalenin Avro üzerinden yapılmasını sorgulayan pek olmadı. Niyeyse artık.
Kaldı ki Avro yükseldikçe yatırım bedeli de yükselecek. (Bugün itibarıyla 3 milyar 660 milyon TL mesela. )
Ve iki şirkete aktarılacak olan bu kaynak, bu kez doğrudan bütçeden karşılanacak.
(Bakanlar Kurulu’nun 1 Eylül tarihli kararına göre Gayrettepe metrosunu Ulaştırma Bakanlığı üstlenmiş durumda. )
O tarihteki haberlere bakarsak anahtar teslim yöntemli yapım ihalesini, en düşük fiyatı veren Kolin-Şenbay ortaklığı kazanmış. Kolin, Hazine’nin “borç üstlenimi” adıyla garantör olduğu 3. havalimanını yapan İGA A. Ş’yi kuran beş meşhur şirketten biri.
Böyle bakıldığında da akla 2017’de finansman açısından zorluğunun gelmemesi imkânsız. Bu projelerin döviz kredisiyle yapıldığı hatırlanacak olursa Gayrettepe metro hattının ihale sonucu ve finansmanı, 22. 1 milyar TL’lik 3. havalimanı, şirketlerin olası nakit sıkışıklığına çözüm olarak tasarlanmış gibi görünüyor.
Diğer yandan bir kulis bilgisi olarak aktaralım:
Açık yapılmayan bu ihalede firmalara doğrudan davet gittiği, projenin önce -Başbakan Yıldırım’a yakın olduğu belirtilen Bayburt Grup bünyesindeki Şenbay şirketine verildiği, Kolin’in daha sonra ortak olarak katıldığı da belirtiliyor. İnşaat başladığında, 3. havalimanı ortaklarından bir başka şirketinin daha işe “dahil edileceği” de.
Gayrettepe metrosunun 2018 Şubatı’na yetişmemesi halinde ise onca ağaca, flora fauna yoksunluğuna, işçi ölümüne karşı atıl kalma riskinin gündeme taşınabileceği bir tabloyla karşılaşabiliriz.
27. 12. 2016 – CUMHURİYET