AYŞE SARGIN: YANARAK ÖLMEK NE ZAMAN TOPLUMSAL İNFİAL YARATIR’ (27. 12. 2016)

218

Hiçbir görünür politik karşıtlığın sembolü olmayan Berat ve Berkay kardeşler sessizce öldüler ve gömüldüler. Yayın yasağı getirilmedi, çünkü hiç kimse onlar için “huzur ve güven ortamıyla kamu düzenini bozucu eylem”ler yapmayacaktı.
Madımak’ı unutanlarımız, Cizre’yi görmezden gelenlerimiz bile, son 1 ayda en az iki kez yanarak ölmenin nasıl bir şey olduğu üzerine düşündük, düşünmek zorunda kaldık. []önce Adana’nın Aladağ ilçesinde bir cemaat yurdunda kalan 11 kız çocuğunun yurtta çıkan yangında öldüğü haberini
[askerdi
.
Aladağ’da yayın yasağına, IŞİD’in yayınladığı görüntülerde ana akım medyanın sessizliğine rağmen, her iki olay da toplumun geniş kesimlerinde büyük yankı uyandırdı, günlerce konuşuldu, yorumlandı, yorumlanıyor.
Yanarak ölen kardeşler
İşte böyle bir gündemin arasında dikkatimi çekti Kütahya’daki evlerinde yanarak ölen iki küçük kardeşin öyküsü.
[gördüm
.
Bu haberlerden birinin altındaki iki yorumda sabır dileklerinin ardından annenin ihmaline dikkat çekilmiş, bir diğer yorumda ise annenin çocuğuna bakacak yakınının olup olmadığı sorgulanmış.
Biraz daha araştırdığımda, anne D. Y. ile ilgili üç ayrı habere daha rastladım. Bunlardan birine
[bir habere göre
ise, hamile D. Y. yakınlarına intihar etmek için kaleye çıktığını telefonda söyledikten sonra aşağı atlamış. Her iki haberde de D. Y. ‘nin hayati tehlikesi bulunduğu belirtilmiş.
D. Y. ‘nin ve karnındaki bebeğinin o gün yaşama tutunduklarını ise, 6 ay sonra, 22 Ekim 2011 tarihinde yayınlanan başka bir haberden anlıyoruz.
[görüyor
.
Kadın örgütleri, saldırgan erkeğe yönelik uzaklaştırma kararlarının uygulanmasındaki eksikliklere bir süredir dikkat
[kalıyor
.
Daha önce saldırgan koca M. Y. hakkında alınan uzaklaştırma kararının uygulanıp uygulanmadığını, D. Y. ‘nin devletin sığınmaevinde kaldığı 10 günlük süre boyunca ne kadar psikolojik ve sosyal destek aldığını, sığınmaevinden ayrılıp eşi ile yeniden bir araya gelme kararı almasında sığınmaevi şartlarının ne kadar etkili olduğunu bilmiyoruz. Ekim 2011’de yaşanan şiddetin ardından devletin M. Y. ‘yi cezalandırmak, şiddeti önlemek ve D. Y. ‘yi korumak ve güçlendirmek için neler yaptığını da bilmiyoruz. Yangında ölen küçük kardeş Berkay’ın 3 yaşında olması, D. Y. ‘nin saldırgan koca M. Y. ile 2011 yılından sonra yeniden bir araya geldiğini düşündürüyor. Nitekim yangın haberlerinin çoğunda D. Y. ‘nin eşinden ayrı yaşadığı belirtilirken, bir kısmında yanan evden “M. Y ile D. Y. çiftinin” evi olarak
[Haberde
, baba M. Y. ‘den bahsedilmezken, anne D. Y. ‘nin cenazeler mezarlığa götürülürken “çocuklarımı geri getirin” diye feryat ettiği yazıyor. Aynı sayfadaki görüntülü haberde, D. Y. ‘nin iç parçalayan çığlıklarını uzaktan bile duymak mümkün. Yangının kömür sobasından çıktığının düşünüldüğü belirtilirken, haberin sonunda, benim tesadüfen ulaştığım intihar girişimi ve şiddet öyküsünden de kısaca bahsedilmiş; D. Y. ‘nin hayatının “tam bir dram” olduğuna değinilerek.
Yoksul evlerde kış yangınları, güvencesiz çalışma, olmayan kreşler
Her kış, bazıları ahşap, bazıları bir barakadan ibaret yoksul evlerde ısınmak için yakılan sobalardan çıkan yangınların haberleri gelir. “2016’nın ilk korkunç haberi” başlığıyla verilen
[öğreniyoruz
.
Kasım ayında Merzifon’da ahşap bir evde gece çıkan yangında anne üç çocuğundan sadece birini
[yaralandı
.
Sadece birkaç hafta önce ise, Adana’da tarım işçilerinin kaldığı konteynerde sobadan sıçrayan közler nedeniyle çıkan yangında 3 işçi yanarak
[[i]
, 1840’larda İngiltere’deki işçi sınıfının insanlık dışı yaşam koşullarını incelediği kitabında, “kimsenin katili görmediği”, “mağdurun ölümünün doğal göründüğü” toplumsal cinayetleri şöyle anlatıyor:
[kck]emToplum binlerce insanı ya[kck]/em[kck]emş[kck]/em[kck]emamın gereklerinden yoksun bıraktı[kck]/em[kck]emğ[kck]/em[kck]emı, içinde ya[kck]/em[kck]emş[kck]/em[kck]emayamayacakları konumlara soktu[kck]/em[kck]emğ[kck]/em[kck]emu…bu binlerce ma[kck]/em[kck]emğ[kck]/em[kck]emdurun yok olaca[kck]/em[kck]emğ[kck]/em[kck]emını bildi[kck]/em[kck]emğ[kck]/em[kck]emi ve gene de bu ko[kck]/em[kck]emş[kck]/em[kck]emulların sürmesine izin verdi[kck]/em[kck]emğ[kck]/em[kck]emi zaman, toplumun o yaptı[kck]/em[kck]emğ[kck]/em[kck]emı, bir bireyin yaptı[kck]/em[kck]emğ[kck]/em[kck]emı gibi ve aynı kesinlikte cinayettir; örtülü, kasıtlı cinayettir; hiç kimsenin kendisini savunamadı[kck]/em[kck]emğ[kck]/em[kck]emı bir cinayettir; kimse katili görmedi[kck]/em[kck]emğ[kck]/em[kck]emi için, ma[kck]/em[kck]emğ[kck]/em[kck]emdurun ölümü do[kck]/em[kck]emğ[kck]/em[kck]emal göründü[kck]/em[kck]emğ[kck]/em[kck]emü için cinayet gibi olmayan cinayettir; çünkü suç bir [kck]/em[kck]emş[kck]/em[kck]emeyi yapmaktan çok yapmamanın sonucudur. Ama cinayettir. [kck]/em
“İş kazaları”nın aslında neden işçi cinayetleri olduğu açıklanırken sıkça alıntılanan bu sözler, işçi kadınların çocuklarının maruz kaldıkları ölüm biçimlerinin de neden toplumsal cinayetler olarak ele alınması gerektiğine işaret ediyor.
D. Y. kocasının şiddeti nedeniyle geçirdiği kafa travmasının ardından düzenli ve yeterli sağlık hizmetlerine ulaştı mı? D. Y. ‘ye şiddet ortamından uzaklaşması için barınma desteği, sosyo-ekonomik destek ve rehberlik sağlandı mı? Yıllar önceki intihar girişiminin ardından düzenli psikolojik destek sağlandı mı? D. Y. ‘nin sosyal güvencesi var mı? Düzenli bir işi? Emekliliği? Yıllık İzinleri? İşe gitmeyip çocuklarının yanında kalmayı seçse nasıl geçinirlerdi? Habere yorum yapan okuyuculardan birinin sorduğu “çocuklarına bakacak yakını olup olmadığı” sorusunu hadi, biraz değiştirerek soralım: Kütahya’da kamu kurumları, belediyeler ücretsiz çocuk bakım hizmeti sunuyorlar mı? Kütahya’da ücretsiz, erişilebilir kreşler var mı?
Berat ve Berkay’ın cenaze
[huzur ve güven ortamıyla kamu düzenini bozucu eylem ve davranışlara dönüşebileceği
” gerekçesiyle yayın yasağı getirildi. Yayın yasağının öncesinde ve sonrasında, her iki görüşe yakın medya kuruluşlarında konu, kuruluşların görüşlerine uygun biçimde, genişçe konuşuldu ve yorumlandı.
IŞİD’in yayınladığı yakma görüntülerinin uyandırdığı dehşetin ardında, yoksul ailelerde doğmuş gençlerin seçmedikleri koşullarda acı çekerek can vermesinin yanında ve ötesinde, bazıları için kutsal vatanın kutsal sınırlarının koruyucularına yönelik “onur kırıcı” bir saldırıya, bazıları içinse yaşamlarını tehdit eden bir din anlayışına duyulan derin öfke de vardı. Tam da bu nedenle, diğerleri, ısrarla görüntülerin kurgu olduğunu söyledi.
Görüntülerin sosyal medyada hızla yayılmasına ve uluslararası
[açıkladı
.
Hiçbir görünür politik karşıtlığın sembolü olmayan Berat ve Berkay kardeşler ise sessizce öldüler ve gömüldüler. Mezarlıkta sadece annelerinin çığlığı yankılandı. ölümlerine yol açan yangın ve cenazeleri, onlarca yayın organında, diğer üçüncü sayfa haberlerinin arasında, birbirinin hemen hemen aynısı, tekdüze ajans haberleri olarak yer aldı. Medyada görünürlerdi, çünkü aslında görünmez oldukları biliniyordu. Yayın yasağı getirilmedi, çünkü hiç kimse onlar için “huzur ve güven ortamıyla kamu düzenini bozucu eylem”ler yapmayacaktı.
Her yıl, yanı başımızda onlarca insan yoksul evlerinde, kış yangınlarında ölüyor. Bazıları, şiddete uğrayan kadınlar, bazıları anneleri işteyken evde yalnız kalmak zorunda olan ufak çocuklar. Bu insanların ölümleri, herhangi bir ideolojik ya da politik çerçeveye dahil edilemedikleri için olsa gerek, konusu oldukları üçüncü sayfa haberlerine kayıtsızca göz atıyor, sonra hayatlarımıza devam ediyoruz. Yoksulluğu, güvencesizliği, aile içi şiddeti ve yanarak ölmeyi herkes için bireysel olarak yaşanan dramlar olmaktan çıkarmak ise, bunları da toplumsal infialin ve bunun üzerinde yükselen politik mücadelenin odağı yapmaktan geçiyor. (AŞ/HK)
[rn]27. 12. 2016 – BİANET