MUSTAFA SÖNMEZ: MİLLİ GELİRE SİHİRLİ DOKUNUŞ: BİR GECEDE ZENGİNLEŞMEK (20. 12. 2016)

184

Kısa adı TÜİK olan Başbakanlığa bağlı Türkiye İstatistik Kurumu bir süredir ülke ekonomisinin ana göstergesi olan ulusal hesapların hesaplama yöntemini değiştirme çalışmaları yaptığını duyuruyordu. Yönelinen yöntemde Avrupa Yönetmelikleri (ESA2010) esas alınacaktı. Avrupa Birliği’nde milli gelir nasıl hesaplanıyorsa öyle hesaplama yapılacak, türdeşlik sağlanacaktı.
Gerekçe böyle sunulunca sürdürülen çalışma gerekli ve makul bulundu. Ancak 12 Aralık günü açıklanan yeni milli gelir verileri bu “yenileme”nin çok da bilimsel ve objektif yapılmadığına ilişkin çeşitli itirazlara, eleştirilere yol açtı. Konuyla ilgilenenlerin bir kısmı öncelikle merakla beklenen 2016 üçüncü çeyreğinin büyüme verisine odaklandı. Küçülme bekleniyordu. TÜİK’in açıklamasına göre ekonomi üçüncü çeyrekte
[
bir dizi yöntemsel ve tutarlık sorgusuna maruz kaldı.
Yeni seri ülke milli gelirinin eski yöntemle hesaplananın üstünde bir büyüklüğü olduğunu ifade ediyor. Ne kadar eksik hesaplanıyormuş milli gelir? Yaklaşık yüzde 20! 2015’te eski seri ile saptanmış milli gelir pastası bu yöntemle yaklaşık yüzde 20 büyüyor artık. örneğin 2015’te cari fiyatlarla Türkiye ekonomisi 1 trilyon 953 milyar TL’lik mal ve hizmet üretiyor deniliyordu. Yeni şablonla bunun 2 trilyon 338 milyar TL olduğu belirlenmiş bulunuyor. Bu, 385 milyar TL’lik yeni “büyüklük keşfi” demek. Bunu, yılın ortalama dolar kuruna çevirirsek 140 milyar dolara yakın bir artışa karşılık geliyor. Başka bir ifade ile 2015’te 718 milyar dolarlık Türkiye ekonomisi bir gecede 857 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştı.
Milli gelir pastası yeniden ölçülünce onun 78 milyonu bulan nüfusa bölünmesi ile elde edilen kişi başına milli gelir de arttı, haliyle. 2015’te eski seri ile 9 bin 257 dolar olarak belirlenen kişi başına gelir, yeni seri ile 11 bin 82 dolar olarak ifade ediliyor artık.
“Yenileme”de AB normlarına göre hareket edildiği belirtiliyor ama baz yılı olarak neden AB’nin yaptığı gibi 2010 yılı değil de ekonominin yüzde 5 dolayında küçüldüğü kriz yılı 2009 alınmıştı? Abartılı artışın önemli bir kısmı baz alınan bu sorunlu yıldan kaynaklanıyordu. 2009=100 alınınca, zincirleme olarak izleyen yılların büyüme oranları da abartılı yüksek çıkıyordu.
TÜİK AB yönetimiyle milli geliri yeniden tahmin etmeye çalışırken hesaplamalarda inşaat sektörünün hakkının verilmediğini düşünmüştü. Eskiden milli gelire katkısı yüzde 4. 4 olan inşaat sektörünün yeni seride katkısı yüzde 8. 2 olarak tanımlanıyordu. Buna karşılık imalat sanayinin toplamdaki payı bir puan artırılarak yüzde 16. 7’ye çıkarılmıştı. Kısacası, TÜİK’in milli gelirde yüzde 20’lik artış getiren güncellemesinin üçte biri inşaattan geldi. Böylece inşaat sektörü, imalat ve ticaret sektörlerinden sonra üçüncü sırayı aldı.
TÜİK yatırım harcamalarının milli gelire katkısının da eksik hesaplandığı kanısına varmış ve yatırım harcamaları eski düzeyinden yüzde 74 yukarı doğru güncellenmiş, böyle olunca tasarruf oranı da daha yukarı çekilmiş durumda. Türkiye örneğin son
[

, işsizliğin azalacağına yüzde 8. 8’den yüzde 9. 1’e çıktığını söylüyordu. Hızlı büyümenin hiç olmasa istihdamı biraz artırıp işsizliği geriletmesi gerekmez miydi?
Yenileme ile yüzde 20 artırılan gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH) özellikle dış yatırımcıların ilgilendiği birçok göstergeyi de olumlu çıkaracak haliyle. öncelikle 720 milyar dolara ve kişi başı gelirde 9 bin dolara inmiş profili yukarı çekecek. Böylece
[