BÜLENT FALAKAOĞLU: ‘MİLLİ SEFERBERLİKTE’ ENAYİ YERİNE KONULMAK! (12. 12. 2016)

195

‘Devlette artık tasarruf dönemi başladı’.
‘Kamuda lükse son’.
Milletin karşısında böyle kesin laflar et. Millete tasarruf’ propagandası yap. Ardından da ‘nasılsa hesap soran yok’ düşüncesiyle vur lüks harcamaların gözüne!
Milletin karşısına geçip, “ülkenin tasarrufları çok düşük” de. . . Devlet teşviki ve zorla tasarruf düzenlemesi yap. Ardından da zarar eden bir kuruma, hiç ihtiyaç yokken, devlet büyükleri kullansın diye uçak aldır.
‘Dövizini bozdur’ deyip milleti milli ekonomik seferberliğe davet et. Ama yüz milyonlarca doları lükse gömmekten geri durma.
Garibanın 100 dolarını bozdurt. Lakin döviz tüketmek üzerine kurulu ekonomik modelden vazgeçme!
“200 bin dolar bozdurdum” deyip kamu oyu önünde şov yapılmasının önünü aç. “Bozduracak dolar mı var?” diye soran yoksulun üzerinden süren döviz vurgununu sakla!
Sanki ortada bir soygun ve enayilik var gibi. . .
Belirsizliği ortadan kaldırmak ve durumu tam olarak kavrayabilmek için. . .
Sanırım, bahsettiğimiz mevzulara biraz daha yakından bakmakta fayda var.
BU NE YAMAN çELİŞKİ?Türk Hava Yolları. . .
2010 yılından beri Fransa’nın Bordo Havaalanı’nda bekleyen bir uçağı satın aldı.
Uçak, Tunus’un devrik diktatörü Ben Ali için yapılmıştı. Ben Ali uçağı kullanamadan devrildi. Boşta duran uçağı THY, devlet büyükleri kullansın diye, satın aldı.
özel olarak döşenen toplantı salonlarına, yatak odasına sahip lüks bir uçak.
78 milyon dolar verilen uçak, uçak değil adeta saray yavrusu.
Devlet büyüklerinin uzun uçuş menzilli, geniş kullanışlı uçağı yok mu?

Cevap: Bol sayıda hem uçağı hem helikopteri var.
Milli geliri Türkiye düzeyindeki ülkelerde devlet yöneticilerine tahsis edilmiş bu kadar çok hava aracı var mı?

Cevap: Geliri Türkiye’yi 2’ye 3’e katlayanların bile bir çoğunda yok!
Milleti dolar bozdurmaya teşvik ederken. . . Lüks uçak için on milyonlarca dolarlık döviz harcamak bir çelişki değil mi?

Cevap: Koca İstanbul Büyükşehir Belediyesi bile sadece 40 milyon dolar bozdurabilirken bunun iki katını, ihtiyaç olmadığı halde, bir uçağa vermek elbet de çelişki.

KİMİNE TASARRUF KİMİNE HAVADA BİLE SARAYBir soru daha ekleyelim.
çelişkiler bununla mı sınırlı?

Cevap: Kesinlikle hayır! Söz konusu uçak alımı, THY’nin ayda 25 milyon dolar zarar ettiği dönemde yapıldı*. Ayda 25 milyon dolar zarar eden kuruma, 78 milyar dolarlık fatura çıkarmak da çelişkiden öte bir durum olsa gerek!
Bir büyük çelişki örneği de tasarruf söyleminde yatıyor. Başbakan Binali Yıldırım, “halka basitleştirerek anlatacağım” diyerek aktardığı bütçe özetinde şu sözleri sarf etmişti: “Kamu olarak tasarrufta örnek olacağız, zorunlu değilse araç ve yeni bina almayacağız”.
Boş çıktı.
Tıpkı selefi Ahmet Davutoğlu’nunki gibi. O da göreve başlar başlamaz taşıt tasarrufundan söz etmişti.
O yıl kamuya 8 bin 500 araç alındı. Üstelik bu araçların 222’si Başbakanlık içindi.
Değişen bir şey yok! Kamunun araçları, sosyal tesisleri, cep telefonu kullanan sayısı durmaksızın artıyor.
Aynı devlet. . . önümüzdeki ocak ayından itibaren, tasarrufları artırma adına, çalışanlardan zorunlu bireysel emeklilik kesintisi yapacak.
Anlayacağınız kimine tasarruf kimine havada bile saray!*http://t24.com. tr/haber/thynin-aylik-zarari-25-milyon-dolar,373469
DöVİZ TüKETEN EKONOMİ DEĞİŞMEDENDöviz bozdurma seferberliği çağrısı yapan iktidar. . . Döviz yutmak üzerine kurulu ekonomiyi zerrece değiştirmiyor.
Sanayiinin, tarımın, bankaların, borsanın dışa bağımlılığını geçelim.
Bir ekonomi düşünün! Yılda milli gelirinin yüzde 5’i kadar yani 40 milyar dolar açık versin.
Karşılığında da 20 milyar dolarlık milli gelir yaratsın.
Büyüme olmadığına göre. . . Döviz tüketen, rant elde edilebilecek AVM, konut, rezidanslar yapımına gitmiş dış kaynak.
Demek ki bu ülke borçlanarak, açık vererek yaptığı ithalatı, lüks tüketime yönelik yapmış.
Lüks otomobil, lüks ev eşyası, kamuya lüks otomobil ithalat edilmiş vs.
Saray’a uçağa gömülmüş kaynak!
Faiz için, rant için bu ülkeye akan dövize yem edilmiş bu ülkenin alın teri. . . Tıpkı, bu ülkenin ’emek gücünü’ sermayeye ölümüne ucuz emek olarak kurban ettiği gibi!
[kck]hr align=center size=2 100% /TANJU, KAZIĞI GöZüMüZE SOKTU!

Eski milli futbolcu Tanju çolak. . .
Döviz bürosunda 80 bin dolar bozdurdu. Yaptığı işin duyulmasını istedi. Görülmesini arzuladı.
Aslında gösterdiği, bilmesek daha iyiydi diyeceğimiz cinsten bir eylem.
Şöyle ki. . .
Diyelim Tanju o doları iki yıl önce aldı. O zaman dolar 2 TL civarındaydı şimdi 3. 45. Demek ki Tanju’nun 160 milyar lirası (80 bin x 2) olmuş şimdi 276 bin lira ( 80 bin x 3,45).
116 bin lira götürmüş!
Kimden?
Elbette ki bizden! çünkü TL değersizleştikçe bizim cebimizden, değerlenen doları olanların cebine para transferi oluyor.
Düşünün, ‘cemaatin darbesi’ olan 17-25 Aralık’ı. . . O operasyonda, evden çıkan paraların gerçek olduğunu, paralar mahkemece iade edildiğinde öğrenmiştik.
Reza Zarrab’a iade edilen 800 bin Avro’yu, 60 bin doları.
Eski bakan Muammer Güler’in oğlu Barış’a iade edilen 320 bin Avro’nun yanı sıra 90 bin doları. . .
O paralar el konulduğundan bugüne 1 lira 15 kuruş değer kazandı. Size, bize, yoksula kuruş olan o rakam, milyon dolarları olanlar için yüz binlerce liralık değer demek.
Rant demek.
O dolarların ülkeye gelmek için istediği faiz, emekçinin ürettiği artı değerden ödendi. Şimdi bozdurulurken aradaki fark da emekçinin cebinden alınıyor. çünkü para havadan değer kazanmaz.
“Kurlar artığı için dövizi olan kazandı” diye anlatılan. . . Aslında senden, benden alınıp dövizi olana vermenin
ta kendisidir. Cebimizdeki erimenin birilerine akmasıdır.
Tanju’nun gözümüze soktuğu işte bu çifte kazıktır!
Döviz istifleyenler, bozduracak dövizi olmayanları enayi yerine koymasın lütfen.

12. 12. 2016 – EVRENSEL