NİLGÜN TUNÇCAN ONGAN: KADRO NÖBETİ (24. 10. 2016)

196
[kckformDİSK’e bağlı Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası, her Cumartesi Kadıköy İskele Meydanı’nda nöbette olacaklarını duyurdu. Talepleri ise oldukça net; taşeron işçilere vaat edilen kadro hakkının verilmesini istiyorlar.
[kck/form[kckarticleİktidarın “Kamuda taşeron çalışan bir tek işçi kalmayacak” şiarıyla başlattığı kadro tartışmasının üzerinden aylar geçti. Bu süre zarfında yasalaşan ise kadro güvencesi değil, kiralık işçilik oldu. [
Kaldı ki; kadro vaadinin altından çıkanın da, güvence değil de, “özel statü” adı altında düzenlenmiş geçici nitelikte bir tür iş ilişkisi olduğunu henüz “müjde”nin verildiği ilk günlerde öğrenmiştik.
Buna göre taşeron çalıştırılan işçilerin bir kısmı kapsam dışında bırakılıp, kapsam dahilindekiler de yaş çalışma süresi ve koşulları bakımından sınırlandırıldıktan sonra yapılacak olan sınav ve güvenlik soruşturmasını geçenlerle, geçmişte birikmiş tüm hak ve davalarından vazgeçmeleri koşuluyla üç yıllık sözleşme imzalanacaktı.
Yani yapılacak olan düzenleme kadro güvencesi getirmediği gibi taşeron işçilerin tümünü de kapsamıyordu.
Bu arada, taşeron işçiliğin mevcut koşullarıyla kıyaslandığında üç yıllık sözleşmeyi gözünde büyütenler için hemen belirtelim ki; istihdam ilişkisi geçici niteliğini koruduğu sürece eklenen hakların ya da yapılan düzenlemelerin hiçbir garantisi yok.
örneğin OECD kaynakları, geçici nitelikteki çalışmanın pek çok ülkede başta eşit muamele ilkesi olmak üzere belli standartlar gözetilerek düzenlendiğini ancak ekonomik koşulların bozulmasıyla beraber bu hükümlerin birer birer gevşetildiğini ortaya koyuyor.
Bu gerçeği Türkiye’de en iyi bilenler ise bizzat taşeron işçiler. İş Kanununda alt işveren maddesini düzenleyen bir dizi sınırlandırmanın uygulamada nasıl etkisizleştirildiğini en iyi onlar biliyor. Ama sorun sadece uygulamayla da sınırlı değil.

“İşçilerin suiistimal edilmesini engellemek” gerekçesiyle getirilen bu sınırlandırmaların artık yasadan çıkartılması da günümüzde milli istihdam stratejisine dönüşmüş durumda.
Yasal güvencelerin bile hükmünün kalmadığı böyle bir ortamda, geçici statünün taşeron işçiler için eşit hak ve güvenceler getirmeyeceği son derece açık.
üstelik basına yansıyan haberler, üç yıllık sözleşme süresinde bile kadro güvencesinin bulunmadığını gösteriyor. örneğin Sabah Gazetesi’nin üst düzey bir yetkiliye dayandırdığı [RTF bookmark start: _GoBack[RTF bookmark end: _GoBackhaberde, üç yıllık sözleşme öngörüldüğü ancak bu üç yıl içinde de sözleşmenin iptal edileceği hallerin açıkça düzenleneceği belirtiliyor. Aynı yetkili, taşeron işçi olarak hafta sonunda da çalışan işçilerin sözleşme sonrası ne yapacaklarını da sorguluyor.
Yani eşit muamele ilkesinin kâğıt üzerinde bile yer alıp almayacağı şüpheli.
Taşeron işçilerin, üç yıllık sözleşmelere kamudan gelen talepler doğrultusunda ve kademeli olarak geçirileceği söyleniyor. Ekonomi Bakanı Zeybekçi ise kamu alımlarının 2017 bütçesinde 60 binle sınırlandırıldığını ancak alımların bu sayının çok altında kalacağını belirtiyor.
Kadro bekleyen taşeron işçi sayısı ise 720 bin!

24. 10. 2016 – EVRENSEL[kck/article