ERGİN YILDIZOĞLU: ‘ARTIK SİZİN ÇOCUKLARINIZ YÖNETMEYECEK’ (17. 10. 2016)

198

On binlerce öğretmen görevinden alındı. Hapishaneler, yazarlarla, gazetecilerle doldu. Bütün okulların imam hatipleşmesinden söz ediliyor.
“çağdaş kültür”, “çağdaş eğitim”
sözlerini duyunca eli silahına giden, sürekli yeni
“kültür imha silahları”
üreten bir yönetim bu. Bu silahların en yenisi
“Proje okul”u gazetemizin yazarları ayrıntılarıyla irdeledi. Ben de değinmek istiyorum.

AKP liderliğindeki siyasal İslam çok iddialı ve acımasız:
“Proje okul”
ile toplumun siyasal İslam dışında kalan kesimine
Artık
sizin çocuklarınız yönetmeyecek
diyor. Bu yalnızca
“devleti yöneten sınıfların”
niteliğini değil, toplumun tüm katmanlarının yaşamını belirlemeye ilişkin bir iddiadır.
Eğitim ve iktidar
Eğitim ve iktidar, bilgi ve yönetim birbirlerine bağlıdır. Bilgi iktidarı üretir, korur, yeniden üretir- iktidar da bilgiyi. . . Bu ilişki, egemen sınıfın ekonomik siyasi iktidarının, üyelerinin, personelinin korunmasını, egemenlik altında olanın olduğu yerde kalmasını sağlayan koşulların üretilmesine, sürdürülmesine, yeniden üretilmesine bağımlıdır.

Bu hatırlatmalarımı, eğitimle, bilginin üretilmesi, transfer edilmesi, yeniden üretilmesi arasındaki ilişkiden hareketle,
“Hakikat
rejimi”, “Biyopolitik”
(Foucault) ve
“Siyasetrejimi”
(Jacques Ranciere) kavramlarından yararlanarak derinleştirebiliriz.

Foucault’a göre
“her toplumun bir hakikat
rejimi vardır”. Bu rejim toplumun yaşamında, doğru ve yanlış önermeleri ayırt eden
söylemleri, mekanizmaları, örnekleri,
ayırt etmenin onaylanma biçimlerini,
gerçeğe ulaşmanın kabul edilebilir
tekniklerini, işlemlerini, neyin doğru olduğunu
söylemekle yükümlü olanların
statüsünü
kapsar.
“Biyopolitik”, bireylerin yaşamı, bedenleri üzerinebilimsel
hesaplamaların, değerlendirmelerin
siyasi
olanla kesiştiği noktada şekillenir: Nüfus, bedenler yönetilir, yeniden üretilir.

Jacques Ranciere’in, işaret ettiği gibi,
siyasi
olanın sınırlarını,
“siyaset rejimini”, (devlet biçimi, rejim, hükümet kavramlarından farklı olarak) toplumda adalete ilişkin kaygıları dile getirme, uygun kavramlarla konuşma ayrıcalığına sahip olanlarla olmayanlar arasındaki ayrım çizgisi belirler. Bu çizginin içinde olanlar konuşabilir, siyasi etkinliğe katılabilirler. Dışında kalanlar ise konuşsalar bile, çıkardıkları sesler anlamlı kabul edilmediği için siyasi olanın dışında kalırlar.
‘Eğitim şart’
öyleyse eğitim sistemi,
“hakikat rejiminin”,
“siyaset rejiminin”
benimsetilmesi, adaleti konuşmaya uygun (kabul edilebilir) dilinin üretilmesi,
“biyopolitiğin”
uygulanması; dolayısıyla
egemen sınıfların egemenliklerini
kurması, koruması açısındanyaşamsal bir işleve sahiptir

Siyasal İslamın iktidarını kurmakta olan AKP yönetiminin eğitim sistemini, üniversiteye açılan
“proje okulları”
üzerinden hedef almasının, böylece,
“eski rejimin”seçkin okullarını, öğretmenlerini tasfiye etmesinin mantığı da bu işlevde yatıyor: Dinihakikat rejimini
benimsetmek;
bilimsel
olanın yerini dini olanın aldığı
birbiyopolitik
uygulamak. Böylece
siyaset
rejimini
belirleyen sınırları, Sünni İslamın hakikat rejimine ve siyasal İslamın yönetici sınıfının (Müslüman entelijensiyanın)iktidarda kalma, toplumda üretilen ekonomik artığı mülkiyetine geçirme işlemleriyle uyumlu olacak biçimde daraltmak.
Bu radikal bir toplum mühendisliği projesidir. Toplumda, siyasal İslamın dışında kalan, yakın zamana kadar devleti yöneten personelin kaynağı
Laik-cumhuriyetçikesimin
eğitim kurumlarından çıkarılması, susturulması, kültürel olarak yok edilmesi amaçlanıyor. Liberal entelijensiya,
“demokratikleşiyoruz”
fantezisine kapılıp,”yararlı salakları”
oynayarak intihar etmişti. Bakalım,
“güçlü devletmilli
çıkar”fantezisine kapılarak cumhuriyetçi kesim de intihar edecek mi?
17. 10. 2016 – CUMHURİYET