NAMİ TEMELTAŞ: MAARİF VAKFI VE EĞİTİM SİSTEMİMİZ (07. 06. 2016)

212

Yeni bir Vakıf daha kuruluyor. Maarif Vakfı. Ensar, İHH Vakfı, Hayratlar, İlim Yayma Cemiyet ve Vakfı, TüRGEV, öNDER, KADEM gibi vakıflarımıza bir yenisi daha ekleniyor.
Ensar Vakfı taciz ve tecavüzleriyle gündeme gelmişti. TüRGEV ise kendisine yapılan bedelsiz arsa ve bina bağışlarıyla.
“Bir vakıf daha kurulsa ne olacak” demeden önce kuruluşu için hazırlanan yasayı incelemek gerekiyor.
Vakıflarla ilgili bugüne kadar yapılan bedelsiz bina, arsa bağışları ve nakdi bağışlar yasal düzenlemelerdeki eksiklikler nedeniyle sorun yaratıyordu.
Bu tür sorunları gidermek için yasada yapılan düzenlemelerle bu tür vakıflara bedelsiz bina ve arsa verilmesi yasallaştırıldı. Böylece başta yeni kurulacak Maarif Vakfı olmak üzere diğer vakıflara yapılacak bağışlar artık sorun olmayacak.
Yeni kurulacak olan Maarif Vakfı için hazırlanan yasaya göre, vakfın merkezi için Maliye Bakanlığının uygun göreceği bina bedelsiz olarak tahsil edilecek.
Milli Eğitim Bakanlığının uygun gördüğü/göreceği yurt dışındaki kamuya ait varlıklar da (bina ve okullar) Bakanlar Kurulu kararı ile bedelsiz olarak Maarif Vakfı’na devredilecek.
Hali hazırda yurt dışında bulunan devlete ait bütün okulların vakfa devredilmesi düşünülüyor.
Maarif vakfı diğer vakıflar gibi her tür vergi ve harçtan muaf olacak.
Yeni kurulacak vakıf için asıl güzellik sona saklanmış. Bu güzellik uygulamaya başlandığında diğer müstesna! vakıflarımızın da yararlandırılacağından şüphemiz yoktur.
Bakanlar Kurulu kararı ile genel bütçeden ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından vakfa paralar aktarılabilecek. İlk olarak kuruluşunu tamamlandıktan sonra 1 milyon TL hesabına aktarılacak. Daha sonraki tutarlar belirlenmemiş, Bakanlar Kuruluna bırakılmış ama “ağanın eli tutulmaz” diye bir söz vardır.
Maarif Vakfı için çıkarılan yasadaki bu ve benzeri kıyaklar elbette diğer vakıflarımızın da yararlandırılması içindir.
Yeni vakfımızın amaçlarına gelince;
Merkezi İstanbul olacak vakıf, yurt içinde ve dışında ilk, orta, lise ve yükseköğrenim kurumları açabilecek. Okul öncesi eğitim, burs verme, kurs ve kültür merkezleri ve öğrenci yurtları açma gibi faaliyetlerde de bulunabilecek.
özellikle mevcut yasalara göre yüksek öğrenim hariç yurt açılması özel kurumlara yasakken böyle bir yasa ile tüm vakıflara ve özel kurumlara bu tür yurtların açmasına izin verilmiş oluyor. Bu alanda en çok sıkıntı çeken Ensar Vakfı ve diğerleri böylece bu tür sıkıntılardan kurtulmuş olacaklar.
Yeni vakfımızın ikincil önemli görevi ise, “eğitim kurumlarında eğitmenlik, okutmanlık, danışmanlık ve akademisyenlik gibi görevleri üstlenecek kadroları yetiştirmek amacıyla eğitim tesisleri kurmak, eğitim programları düzenlemek, dünyanın farklı yerlerinde bu eğitim programlarına katılımı teşvik etmek, bu alanda faaliyet gösteren kurum ve kuruluşları maddi olarak desteklemek” olarak belirlenmiş.
Mevcut eğitim kurumlarımız da Maarif Vakfına emanet ediliyor. Böylece Milli Eğitim Bakanlığının görevleri bir anlamda vakfa devredilerek eğitimde “paralel yapı” oluşturuluyor. Vakıf bu sayede eğitimi bir anlamda yönlendirip yönetecek ve biat kültürüne sahip insanlar yetiştirecek.
Vakıf diğer taraftan yurt dışında Fethullah Gülen cemaatinin okullarıyla rekabete girecek. Devletin desteği ile kapattırılabilecek cemaat okullarına vakıf el koyarak kendisini büyütecek ve cemaati eğitim alanında silmeye ve yok etmeye çalışacak.
Böylece “paralel” olarak nitelenen cemaati eğitim alanından yok etmek için onun okullarına paralel bir yapıyı vakıf oluşturacak.
Vakıfın tamamen devlet/iktidar destekli olması, gerek maddi gerekse siyasi anlamda sınırsız bir güce sahip olarak yola devam edeceğini, hedeflenen amaçları başarabileceğini gösteriyor.
Maddi sıkıntı yaşamayacak. Kuruluşunda Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden 1 milyon lira alacak. Arkası da gelecek. İktidara yakın patronlar da desteklemek ve para aktarmak durumunda kalacak. İhtiyaç duyduğu bina, arsa ve eğitim araç gereçleri kendisine bedelsiz devlet tarafından sunulacak.
Hatta bedelsiz olarak kendisine sunulan bina, arsa ve araç gereçleri satma yetkisi bile var. Devletten bedelsiz al ve sat… “Ye kürküm ye” misali.
öğretmen ve eğitmen sıkıntısı da yaşamayacak. Siyasi anlamda da tüm devlet kurumlarının desteğini alacağından yurt içinde de yurt dışında da güçlü bir yapıya ve güce sahip olacak.
Devlet eliyle yönetilen ve yönlendirilen genel eğitimin neredeyse köreltildiği ve kısırlaştırıldığını da dikkate aldığımızda gençlerimizi ve geleceğimizi nelerin beklediğini tahmin etmek zor değil.
Gülen cemaatinin eğitim ile yakaladığı başarısını çok iyi bilen iktidar, cemaati “paralel” adıyla düşman ilan ettikten sonra aynı başarıyı eğitimi ele alarak yakalamaya çalışıyor.
Ancak unuttukları küçük bir detay var ki onu aşmaları oldukça zor. Fethullah Gülen ve cemaati, eğitim kurumları sayesinde yakaladıkları başarılar için neredeyse 40 yıl çalıştılar. Bu günkü iktidarın o kadar zamanlarının olmadığını hem kendileri hem biz biliyoruz.
Sonuçlarını yaşayarak göreceğiz…

07. 06. 2016 – BİANET