NİLAY ETİLER: SAĞLIK SİSTEMİNE BİR RÖTUŞ: HASAMLAR (12. 04. 2016)

196

Sağlık Bakanlığı, birinci basamak sağlık hizmetlerinde yeni bir düzenlemeye gidiyor. Bu, kökten bir değişiklik değil, daha çok bir düzeltme diyebiliriz.
Sağlık Bakanlığının bu düzenlemesinin ne olduğunu konuşmadan önce hatırlayalım: AKP iktidara geldikten sonra en kısa süre içinde sağlık reformunu başlatmıştı. Bu kapsamda birinci basamakta sağlık ocakları yerine aile sağlığı merkezlerini getirmişti. Aile hekimliği sistemi getirilirken Sağlık Bakanlığının sloganı “güçlendirilmiş birinci basamak” idi. Bu dönüşüm, 2005 yılından itibaren başlamış ve kademeli olarak devam ederek 2009 yılında tamamlanmıştı. Böylece herkesin kayıtlı olduğu bir aile hekimi olmuştu. Peki öncesinde neydi? öncesinde sağlık ocaklarının coğrafi olarak bölünmüş bölgeleri vardı ve bu bölgelerdeki herkes zaten o sağlık ocağının listesinde idi.
Sağlık Bakanlığının düzeltmeye çalıştığı şey, tam olarak sağlık ocaklarının yarattığı boşluktur. Sağlık ocakları bölgesel temelde hizmet veriyordu. Bir bölgede yaşayan herkese sigorta hatta nüfus cüzdanı bile aramadan hizmet veriyordu. Mevsimlik tarım işçileri, Suriyeli sığınmacılar, yazlıkçılar, yaylaya göçenler vb. hesapta olmayanlar, zaten bu sağlık ocağı sistemi içinde çözülüyordu. Aile hekimliği sistemi burada işlemedi, çünkü hizmet verilmesi gerekenler aile hekimlerinin listesinde tanımlanan kişilerden oluşuyordu.
Aile hekimliği sisteminde bir kısmı henüz tanısı konmayan pek çok arıza olduğunu biliyoruz. Kişi listesi temelinde -bölge temelinde değil- olduğu için ilk boşluk mevsimlik tarım işçilerinden oluştu. Nüfusu bir milyon civarında olan mevsimlik tarım işçilerinin, gittikleri yerlerdeki sağlık sorunları aile hekimleri ile çözülemediği için toplum sağlığı merkezlerinin görevi olarak tanımlandı. Bir genelge ile.
Sonra her seferinde on binler halinde ülkeye giriş yapan Suriyeli akını karşısında, güneydoğu illeri çaresiz kaldı. Aile hekimleri, zaten başlarından aşmış işlerinin yanında bu nüfusa bakmakta zorlandı, isyan etti. Üç milyona yaklaşan Suriyelilerin Türkiye’nin çeşitli yerlerine dağılmasıyla, illerde bu nüfus yine aile hekimlerine pay edildi. Amma velakin hizmet vermenin neredeyse mümkün olmadığı bu Suriyelilerin, bir kez kayda girdikten sonra bir daha takip edilme şansı yoktu, başka yerlere gidiyorlardı ve aile hekimleri bu eksik takipler, eksik aşılar yüzünden mağdur edildiler. Derken bazı illerdeki yerel yöneticiler, göçmen poliklinikleri adı altında bir hizmet sunmaya başladı.
Yayımlanan HASAM (Halk Sağlığı Merkezleri) Genelgesi’nden anladığımız kadarıyla, toplum sağlığı merkezlerinde göçmenlerin muayene olabilecekleri bir ara sağlık kuruluşu oluşturuyor. Sadece onunla da sınırlı kalmıyor. Aslında aile hekimliği modeliyle ortada kalan bütün işler bir torbaya konmuş gibi görünüyor.
Aile hekimliği sistemi kurulurken kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri aile hekimlerinde topluma yönelik olanlar toplum sağlığı merkezlerine verilmişti. Ama sadece iki kişiden oluşan aile sağlığı biriminin, bunca işin altından kalkması mümkün olmadı. Bu hizmetler arasında, kanser taramaları, obez kişilerin takibi işlerinin yanı sıra defin raporları vb. adli işler de var.
İşte bu HASAM’lar Sağlık Bakanlığının kurduğu yeni sisteme yaptığı yamadan ibaret. Aile hekimlerine tutturamadıkları hafta sonu nöbetleri, her yerde kavga konusu olan adli işler, iş yükü yüzünden aksayan sağlık taramaları yanında bir de acil hizmet verecek HASAM’lar. Ama ağır acil vakalara değil, hafif vakalara. Ne de olsa acil servislere başvurunun alıp başını gitmesi de ayrı bir sorun. Daha en başından yürüyecek bir işe benzemiyor.
“Güçlendirilmiş birinci basamak” gibisinden süslü laflarla yapılan aslında neoliberal sağlık reformu idi. Oysa birinci basamak sağlık hizmetlerinin bir felsefesi vardır. Bu felsefe, neoliberalizmle uyuşmaz. Neoliberal reformlar halkın sağlığına zararlıdır diye defalarca söylendi. İşte size bir kanıtı.

***

Bir süreden beri bu köşede toplum sağlığı ile ilgili düşüncelerimi okurlarımla paylaştım. Memleketin halleri bizlere çok sorumluluk ve iş yükledi. önümüzdeki aylarda illerde yapılacak tabip odalarının genel kurulları ve ardından Türk Tabipleri Birliği Genel Kurulu başta olmak üzere, emek harcanması gereken pek çok süreç duruyor karşımızda. Okurlarımdan bir süre izin istiyorum. Bu arada kalın sağlıcakla. . .
12. 04. 2016 – EVRENSEL